Blog Archive

Saturday, January 23, 2010

Renewable energy law confusion in Turkey

No new renewable energies law for Turkey until 2013

22/1/2010

The Turkish government has decided to extend its current Renewable Energies Law to 2013. The news has disappointed the sector, which had seen expectations rise after it was revealed that the Turkish government had prepared a draft of the new law, which included a 60% increase in the feed-in tariff for wind power.

The u-turn in Ankara means two things: firstly, that the current feed-in tariff for wind power – of €50-55 per MWh – will remain in force for the next three years, and secondly, that the proposed feed-in tariff of €80/MWh for onshore wind and €170/MWh for offshore wind included in the draft of the new law will not be introduced for some time (for photovoltaic solar, the proposed tariff is €250/MWh).

Despite this, the sector is not completely against the extension of the existing law, since it does “provide visibility beyond 2010; the year in which it was initially due to expire”, said one Spanish wind developer operating in Turkey and consulted by Renewable Energy Magazine. The feed-in tariff is guaranteed for the first two years a wind farm in operation, while the sector hopes that wind farms connected after 2010 will be able to receive the new tariff in the event that the new law is approved by Parliament.

Although the Government has not made any statements about the content of the new law, international interest in the Turkish wind market remains high: total applications reached an impressive 80 GW. Furthermore, the Turkish Energy Minister, Taner Yýldýz, recently declared that his government intends to establish a 2020 target for wind of 20 GW.

Furthermore, it has been announced that the Turkish electricity system operator, TEIAS, plans to conduct a tender process for awarding new grid connections. The tender will adjudicate licences to wind energy developers that are prepared to accept a higher discount on the feed-in tariff (and fulfil all other conditions). The sector however, reports that the feed-in tariff for wind is already as low as it can be and that no developers will be prepared to accept a discount.

During the last few months, TEIAS has encouraged the formation of wind development consortiums with the specific aim of getting developers to present joint applications and improve the offers they present in future tender processes. This process, which is still underway, has reduced the number of grid connection applications for from 80 GW to less than 30 GW.

For additional information:

TEIAS


Reference: http://www.renewableenergymagazine.com/paginas/Contenidosecciones.asp?ID=9&Cod=4763&Tipo=&Nombre=Wind

Monday, January 18, 2010

Wind farm in Antarctica

On Saturday, the $7.4-million Ross Island Wind Farm in Antarctica began feeding electricity at full power for the very first time.

The wind farm’s three 333-kW Enercon E33 wind turbines will provide roughly 11 percent of the power for the two bases in Antarctica.

The largest wind power plant in Antarctica, able to provide electricity to 500 homes, was inaugurated today in the frozen continent thanks to a joint United States and New Zealand.

Its three huge wind turbines will supply 11 percent of the energy demand of all scientific research projects of both countries in the Ross Sea coast, said diplomatic sources in New Zealand.

The wind energy plant will significantly reduce the emission of gaseous pollutants and, by not using fossil fuel, there will be less risk of potential spills that damage the environment.

The wind energy project has cost eleven million dollars and was opened this morning but the turbines are fully operational for a month.

Chaired the event New Zealand Foreign Minister, Murray McCully, who said that initiatives like this are necessary to protect "one of the most untouched ecosystems but also more fragile the planet."

The wind power plant has a capacity of 1 megawatt, can cut the use of 460 thousand liters of diesel fuel and emit 370 thousand tons less carbon dioxide into the atmosphere, according to the New Zealand company Meridian Energy, which has installed wind turbines.

Since the work began in November 2008, the intense cold and winds forced the workers to use water to freeze the concrete foundation of each mill, which can withstand winds up to 200 kilometers per hour.

The world’s southernmost wind farm it is located on Crater Hill, Ross Island, Antarctica. The construction and development of this wind farm will be unique and challenging.

Kaynak: http://www.evwind.es/noticias.php?id_not=3466

2023 hedefimiz, 20 bin megavat rüzgâr enerjisi!

18 Ocak 2010

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Enerji meselesi, bir rekabet meselesinden çok bir işbirliği vesilesi olmalıdır" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Enerji meselesi, bir rekabet meselesinden çok bir işbirliği vesilesi olmalıdır" dedi.

Erdoğan, "Biz, enerjiye ilişkin uluslararası meselelerin uluslararası dostluk ve işbirliği ile kalıcı olarak çözülebileceğine yürekten inanıyoruz" diye konuştu. Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de düzenlenen "3. Dünya Enerji Zirvesi"nin açılış oturumunda konuştu.

Başbakan Erdoğan, artan nüfus ve büyüyen küresel ekonomi neticesinde, enerjinin çok ciddi bir mesele olarak gündeme geldiğini kaydetti.

Küresel meselelerin ancak ve ancak, küresel gayretler sonucunda çözüme kavuşabileceğine işaret eden Erdoğan, küresel enerji güvenliğinin herkes için son derece önemli olduğunu ifade etti.

Başbakan Erdoğan, küresel enerji güvenliği kadar, temiz enerji, verimlilik ve çevre kirliliğinin de artık hayati önem arz etmeye başladığını vurgulayarak, şunları söyledi: "Bugünün insanlarının ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir sorumluluğa sahip olduğumuz kadar, gelecek nesillere de daha yaşanabilir bir dünya emanet etmek zorundayız.

İklim değişikliği ile küresel mücadelede, ortak ve uzun vadeli politikanın belirlenmesi son yıllarda uluslararası gündemin en önemli maddelerinden biri haline gelmiştir. Küresel boyuttaki diğer sorunlarda olduğu gibi sera gazı salımlarının azaltılması konusunda da tüm ülkelerin eşgüdüm içinde dayanışma ruhuyla hareket etmeleri ve üzerlerine düşeni yapmaları gerekmektedir."

Başbakan Erdoğan, enerji sektöründe küresel karbon salımının azaltılmasının önemli engellerden birini oluşturduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Yenilenebilir enerjiyi artık çok daha fazla gündemimize almamız gerektiğine inanıyorum. Türkiye başta rüzgar, jeotermal, hidroelektrik ve güneş enerjisi olmak üzere kayda değer bir yenilenebilir enerji potansiyeline sahiptir. Şu anda yenilenebilir kaynakların toplam elektrik üretimimiz içindeki payı yüzde 20'dir. Hedefimiz 2023 yılı itibarıyla elektrik tüketiminin yüzde 30'unu yenilenebilir kaynaklardan karşılamaktır. Ayrıca 2023'te 20 bin megavat rüzgar enerjisi ve 600 megavat jeotermal kapasitesine erişmeyi hedefliyoruz."

Erdoğan, otomotiv sanayi cümlesinden olmak üzere, alternatif yakıtların ve ileri teknoloji araçlarının geliştirilmesinin enerji güvenliğini ciddi biçimde arttıracağını ve petrole olan bağımlılığı azaltacağını ve sera gazı salım miktarlarını düşüreceğini kaydetti.
Türkiye olarak, dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılmasına, bu anlamdaki bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasına yönelik uluslararası girişimlere destek verdiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Uluslararası yenilenebilir enerji ajansının tesis edilmesini çok önemli ve zamanlı bir girişim olarak değerlendiriyorum. Bu anlayışla Türkiye, 26 Ocak 2009 tarihinde Bonn'da gerçekleştirilen kuruluş konferansına iştirak etmiş ve bunun kurucu anlaşmasını imzalayarak, kurucu üye olmuştur. Bunun sekretaryasının Abu Dabi'de kurulmasını da isabetli buluyoruz" diye konuştu.

Enerji güvenliğinin en önemli şartlarından birinin enerji kaynakların ı ve nakil güzergahlarının çeşitlendirilmesi olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çeşitlendirme, jeopolitik ve teknik risklerin en aza indirgenmesinin ön koşuludur. Ülkemiz, bir taraftan kendi enerji güvenliğini sağlarken aynı zamanda Avrupa'nın enerji güvenliğine katkıda bulunmayı hedefliyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı, Mavi Akım, Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Enterkonnektörü gibi önemli projeleri son dönemde hayata geçirdik. Aynı yaklaşımla Hazar ve Orta Doğu doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya sevkini öngören NABUCCO Projesi Türk boğazlarındaki tanker trafiğinin hafifletilmesi amacıyla geliştirilen Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Türkiye- Yunanistan- İtalya doğalgaz Boru Hattı projelerine yönelik çalışmalarımız devam ediyor." .

"NABUCCO hükümetler arası anlaşmasının Ankara'da imzalanması enerji stratejimiz açısından 2009 yılına damgasını vuran en önemli gelişmeyi teşkil etmiştir" diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu projenin hayata geçmesi, enerji güvenliğini arttırmanın yanı sıra bölgesel barış, istikrar ve refaha da olumlu katkılarda bulunacaktır. Gerçekleştirmeyi öngördüğümüz diğer önemli bir proje, Körfez ile ilgili atılacak adımlardır. Özellikle Katar doğalgazının, Türkiye'ye ve oradan Avrupa pazarlarına ulaştırılması Körfez bölgesi için büyük bir fırsat teşkil edecektir.

Enerji meselesi, bir rekabet meselesinden çok bir işbirliği vesilesi olmalıdır. Biz, enerjiye ilişkin uluslararası meselelerin uluslararası dostluk ve işbirliği ile kalıcı olarak çözülebileceğine yürekten inanıyoruz.

Aynı şekilde enerji hatlarının sadece enerji değil, istikrar, güvenlik, huzur ve refah taşıması gerektiğine de inanıyor ve vizyonumuzu da buna göre belirliyoruz.

Önümüzde dünyamız ve geleceğimiz adına tarihi fırsatlar bulunuyor. Bu fırsatları uluslararası işbirliği, dayanışma ve diyalog ile değerlendirebilir, ortak çözümler üretebilir ve bu çözümleri uygulayabiliriz ancak bu şekilde gelecek adına umutlu olabilir, umutlarımızı daha da çoğaltabiliriz."

Kaynak: http://www.istanbulhaber.com.tr/haber/2023-hedefimiz,-20-bin-megavat-ruzgr-enerjisi-26512.htm

Saturday, January 16, 2010

10 Steps in Building a Wind Farm

1. Understand Your Wind Resource

The most important factor to consider in the construction of a wind energy facility is the site's wind resource. A site must have a minimum annual average wind speed in the neighborhood of 11-13 mph to even be considered. Local weather data available from airports and meteorological stations may provide some insight as to averages. You can also check the wind maps for your state on the National Renewable Energy Laboratory Web site, at
http://rredc.nrel.gov/wind/pubs/atlas/ .In time, you will want to install your
own monitoring devices to record the site's wind characteristics. A listing of
consultants specializing in wind resource assessment can be found at the
American Wind Energy Association Web site: see
http://www.awea.org/directory/consultcde.html . More information on basic
principles of wind resource evaluation can be found at
http://www.awea.org/faq/basicwr.html .


2. Determine Proximity to Existing Transmission Lines

A critical issue in keeping costs down in building a wind farm is minimizing the amount of
transmission infrastructure that has to be installed. High voltage lines can cost thousands of dollars per mile. Whenever possible, availability and access to existing lines should be considered in selecting a site.


3. Secure Access to Land

Landowners, both private and public, will expect to be compensated for any wind energy development that occurs on their land. Royalty or lease agreements will need to be discussed with all parties involved. Roads, transmission equipment, maintenance infrastructure, turbines, and the like all need to be considered. Moreover, the construction of a wind farm necessitates the use of heavy industrial equipment. Developers will need to invest in roads capable of accommodating significant weight. To do so will require the cooperation of landowners and, in some cases, the local community.


4. Establish Access To Capital


Building a wind farm is not cheap. On average, wind power development costs around $1 million per megawatt (MW) of generating capacity installed. To take advantage of economies of scale, wind power facilities should be in excess of 20 MW. Assuming the average wind turbine is rated at 750 kilowatts (kW) in capacity, this means the installation of at least 26 turbines and an initial investment of $20 million dollars.


5. Identify Reliable Power Purchaser or Market

To date, wind energy is the most cost competitive renewable energy option on the market. In fact, wind energy's cost has declined so much that it rivals many traditional power generation technologies. However, utilities will tend to purchase power from what they consider to be the cheapest and most reliable technology. In most cases today, that is natural gas. That does not mean there is not a market for wind, though. Demand for “green power” (electricity from
clean sources like wind that is sold to customers at a premium price) and environmental requirements are creating buyers for wind energy and competitive rates. Before investing thousands of dollars into wind resource assessments, permitting, and pre-construction activities, a developer will secure tentative commitments from one or more buyers for the wind plants output over 10 to 30 years of its operational lifetime.


6 Address Siting and Project Feasibility Considerations

The fact that a site is windy does not mean it is suitable for wind power development. A developer needs to consider many factors in siting a project. Is there high raptor activity in the area? Are there endangered or protected species that could be jeopardized by the presence of the facility? Is the site's geology suitable and appropriate for industrial development? Will noise and aesthetics be issues for the local community? Will the turbines obstruct the flight path of local air traffic? There are quite a few environmental and social issues that will need to be
addressed in the siting of a wind power facility. Wind farms can make great neighbors, but it is the obligation of the developer to work to ensure that a project proceeds in a fashion that is acceptable to regulators and the local community.


7. Understand Wind Energy's Economics

There are many factors contributing to the cost and productivity of a wind plant. For instance, the power a wind turbine can generate is a function of the cube of the average wind speed at its site, which means that small differences in wind speed mean large differences in productivity and electricity cost. Additionally, the swept area of a turbine rotor is a function of the square of the blade length (the radius of the rotor’s swept area). A modest increase in blade length boosts energy capture and cost-effectiveness. Financing methods can make a major difference in project
economics as well. Securing significant investment capital or joint ownership of a project can cut costs significantly. Furthermore, there are federal and state incentives for which a project may qualify and which could reduce costs and encourage more favorable investment.


8. Obtain Zoning and Permitting Expertise

Siting any power project can be a daunting task due to the dizzying array of social and environmental factors at play. A wind power developer would be well served to obtain the services of a professional familiar with the regulatory environment surrounding wind power
development. A listing of appropriate consultants can be found at
http://www.awea.org/directory/consultsflm.html and http://www.awea.org/directory/consultcde.html . Additionally, legal counsel familiar with the local political climate may be able to help navigate the permitting process.


9. Establish Dialogue With Turbine Manufacturers and Project Developers

Every wind turbine is different despite seemingly similar power ratings. Some machines are designed to operate more efficiently at lower wind speeds while others are intended for more robust wind regimes. A prospective wind power developer would be wise to investigate all the various considerations and compare the performance to existing machines. Moreover, anecdotal information and even the professional services of wind power developers may prove helpful. A listing of utility-scale wind turbine manufacturers can be
found at http://www.awea.org/directory/wtgmfgr.html and a listing of developers can be found at
http://www.awea.org/directory/developers.html .


10. Secure Agreement to Meet O&M Needs


Wind turbine technology has made great strides in the recent years. Today's machines are more efficient and cost-effective than ever. However, they are also more complex. Turbine availability (reliability) is a major factor in project success, and the services of professional familiar with the operation and maintenance of wind turbines can prove to be invaluable. Also, turbine manufacturers may offer more favorable product guarantees knowing that qualified project
operators will be on site to maintain the equipment. A listing of project operators can be found at
http://www.awea.org/directory/developers.html .




Gökçedağ Rüzgar Santrali’nde türbin sayısı 31’e çıktı

Zorlu Enerji’nin bünyesinde bulunan Rotor Elektrik Üretim A.Ş.’nin Osmaniye’de bulunan Gökçedağ Rüzgar Santrali’nde devreye alınan türbinlerin sayısı 23’ten 31’e, üretim kapasitesi ise 57,5 MW’tan 77,5 MW’a yükseldi.

ANKARA (ANKA)-

Zorlu Enerji Üretim A.Ş.’nin Kamu Aydınlatma Platformu’na yaptığı özel durum açıklamasında, şöyle denildi:

"Daha önce 29 Aralık 2009 tarihli açıklamamız ile kamuya duyurmuş olduğumuz Zorlu Enerji Grubu bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Rotor Elektrik Üretim A.Ş.’nin Osmaniye’de bulunan Gökçedağ Rüzgar Santrali’nde montaj çalışmaları tamamlanan 54 türbinden 8 tanesinin daha geçici kabulu yapılmıştır. Böylece rüzgar santralimizde devreye alınan türbinlerin sayısı 23’ten 31’e, üretim kapasitesi ise 57,5 MW’tan 77,5 MW’a yükselmiştir."(ANKA)

2010 Beklentileri / 2010 Expectations

Merhabalar herkese,

Bu yazimda, 2010 yilinda Turkiye Ruzgar Marketindeki gelismeler hakkinda ongorulerimi/beklentilerimi ve tahminlerimi yazmak istiyorum. Onemle belirtmek isterimki, bu fikirler benim sahsima ait.

Turkiyede bildiginiz gibi lisansli RES(Ruzgar Enerjisi Santrali) projesi 3180 MW.

2010 senesinde bu lisansli RES projelerinin toplaminin 6000 MW olacagini tahmin ediyorum. Diger bir deyisle, 3000 MW lik yeni lisans verilecegini ongoruyorum.

78 000 MW basvurudan sadece 3000 MW lik lisans verilecek olmasi ruzgar yatirimcilari icin tek kelime ile hayalkiriligidir.

Diger taraftan, su an icin 660 MW olan kurulu gucun, 2010 senesinin sonunda, 850 MW olacagini tahmin ediyorum.

Bu ongorulerin ne kadar dogru ne kadar yanlis olacagini 2010 senesinin sonunda gorecegiz.

Selamlar,

LE

--------

Dear all,

I would like to share my expectations from Turkish Wind Market in 2010. I would like to emphasize that these expectations belong to me.

As you know, 3180 MW of projects has been licensed so far in Turkey.

I expect that another 3000 MW will be licensed in 2010. From another point of view, 78000MW license application was done in November 2007. However, it is simply a big disappointment that only 3000MW out of 78000MW will be licensed in Turkey.

In addition, there are 660 MW in operation now in Turkish Wind Market, I expect that this number will increase to 850 MW at the end of 2010.

Finally, we will see how many percent of those expectations become true at the end of 2010.

Best Regards,

LE



Friday, January 15, 2010

Yeni termik santral yatirimlari hk. (ALINTIDIR...)

Degerli Arkadaslarim
Dunku HalkTV programinda yeni santral yatirimlarindan bahsettim. program haftasonu tekrar yayinlanacak. Programda yerli yatirimcinin yaptigi yeni termik santrallerden bahsettim. yatirimci sadece ucuz mala bakiyor. Bu mal dayaniklimi, iyi kalitemi, etrafa zarar verirmis, ki,rletirmi? ? bunlari kontrol etmiyor. Bir Alman yabanci mal bir sanayi urunu kullanmaz, zor kullanir. kendi urettigi kalitede ister. Bunun parasini verir. Ayni sekilde bir Fransiz kendi malini arar. Kendi mali kalitesinde sanayi urunu ister. Bizde bir kalite arayisi yok. Bize hersey satilir. Ucuz olsun yeter. Bu ucuzluk icin vermiyecegimiz odun yok. benim evimde Cin mali duvar piyanosu var. Ama ustunde Alman marka yazili, Alman kalitesinde yapilmis, bu yuzden Alman marka ustune konmus. Cinde her kalitede urun uretilir- denir. Cok kaliteli, orta kaliteli, ucuz ve kalite dusuk. Bizimkiler sadece ucuz mala bakiyorlar. Bu malin yapimi icin 2-3 sayfalik kontratlar imzaliyorlar. yatirimin insaasi icin 1000 isci Turkiye'ye elini kolunu sallaya sallaya giriyor. Bu kontrolsuzluk Dunyanin neresinde gorulmus. Bizim insanimiz is bulamiyor. As bulamiyor. Is istihdam ithal ediyoruz. Sendikalar bu konuda hicbir sey soylemiyor. Siyasi partiler konsmuyor. TMMOB ne yapiyor?? Tekel iscisi icin herkes bir seyler soyluyor. Peki sanayi/ muehattihlik hizmetleri iscilerinin elinden is alininca neden kimse konusmuyor. Sadece isci degil, muhendiste is bulamiyor. Avrupada, Amerikada Cin termik santrali yok. Arap ulkelerinde yok. Neden Cinlilerin termik santral listesinde Sudan, Uganda, Nijerya, Pakistan, Kombıcya, SriLanka ile birlikte biz de variz. Neden kendi komurlerimize uygun termik santraller icin kendi markamizi uretmiyoruz? Niye tesvik etmiyoruz?? Bizim eksigimiz ne??
Selamlar saygilar
Haluk Direskeneli

Son durum / Current Situations / derzeitige Situation





Please note that the translations from Turkish Language were done by LE.

Saturday, January 9, 2010

2010 Expectations / 2010 Beklentileri / 2010 Erwartungen

Dear all,

In a few days, I will write down my humble opinions about 2010 expectations from Turkish Wind Market.

Greetings,

LE

Wednesday, January 6, 2010

Workshop: Integrating wind power in Turkey

Tuesday, 9 February 2010
10:00 - 15:35, followed by a reception


Organised by EWEA in association with the Turkish Wind Energy Association (TWEA/TÜREB)

Venue: Bilkent Hotel and Conference Centre.

Üniversiteler Mah. 1599.Cad. No:6, Ankara 06800, Turkey

English/Turkish interpretation will be provided.

Pre-registration required. Attendance free of charge.

To register contact: John McSweeney by Thursday, 5 February 2010.
Tel: +32 2 400 10 38

Email: john(at)ewea.org


Sessions will cover issues including:

wind development in Europe and Turkey;
Turkey’s wind energy development plans;
evaluating wind power projects in Turkey;
encouraging wind energy development in Turkey – a manufacturer’s perspective;
integrating wind energy into the grid;
wind power projects - lastest progress.

Attendees will hear from panellists representing the Turkish government and energy administration, European and Turkish wind energy authorities, developers and manufacturers.


Reference: http://www.ewea.org/index.php?id=1857

2010'a enerji ve özelleştirmeler yön verecek

06.01.2010

Deloitte raporuna göre, Türkiye, bazı ekonomik ve politik riskleri barındırmakla birlikte, önümüzdeki dönemin de yatırım açısından en cazip pazarlarından biri


İSTANBUL - Deloitte Türkiye'nin "2009 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu"na göre, 2010'da işlem hacminde özelleştirmeler ve enerji sektörü işlemleri belirleyici olacak.

Deloitte Türkiye'den yapılan yazılı açıklamada yer verilen rapora göre, Türkiye'de birleşme ve satın almalar, küresel finansal krizin etkisiyle, 2009'da sayı ve hacim olarak frene bastı.

2009'da, toplam değeri 5,8 milyar dolar olan 102 işlem gerçekleşirken, önceki yıla göre işlem adedi yüzde 40, işlem hacmi ise yüzde 64 oranında azaldı. Yılın bütünündeki işlem hacminin yarısı, toplam işlem hacminin yüzde 31'ini oluşturan özelleştirmelerin etkisiyle, son çeyrekte gerçekleşti.

Yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmindeki payı düşerek, yüzde 38 olurken, işlemler çoğunlukla enerji, bilişim, gıda ve üretim sektörlerinde yoğunlaştı.

Birleşme ve satın almalar açısından, son 5 yılın "en durgun" dönemi geride kalırken, geleceğe ilişkin beklentiler, toparlanmanın kademeli olacağını gösteriyor. 2010 yılına ise enerji sektörünün ve özelleştirmelerin damga vurması bekleniyor.

Finansal krizin etkisiyle stratejik iş planlarını yeniden şekillendiren yabancı yatırımcılar için Türkiye, bazı ekonomik ve politik riskleri barındırmakla birlikte, önümüzdeki dönemin de yatırım açısından en cazip pazarlarından biri olacak.

Stratejik yatırımcılar açısından alımların daha çok enerji, çimento, gıda ve ilaç gibi özellikli sektörlere yönelik olması bekleniyor.

2009 işlemlerini orta ölçekli işlemler oluşturdu

Rapora göre 2009 Türkiye'nin yabancı yatırımcıları çekmekte zorlandığı bir yıl olurken, yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmindeki payı, geçmiş yıllardaki yüzde 75-80 seviyesinden yüzde 38'e geriledi. Yabancıların gerçekleştirdiği işlem hacmi, önceki yıla göre yaklaşık yüzde 85 oranında azaldı.

Toplam işlem hacminin yüzde 31'ini özelleştirmeler oluşturdu. En büyük 4 özelleştirme ihalesini kazanan Türkiye'den 4 grup, yıllık işlem hacminin yüzde 30'unu gerçekleştirmiş oldu. Türk şirketlerin toplam işlem hacmindeki payı, geçmiş yıllardaki yüzde 20-25 seviyesinden yüzde 62'ye çıktı.

Rapora göre, 2009 işlemlerinin neredeyse tamamına yakınını orta ölçekli işlemler oluştururken, 500 milyon doların üzerinde tek işlem oldu.

Ortalama işlem değerinde, önceki yıla göre neredeyse yarı yarıya azalma görüldü. Geçen yıl 100 milyon dolar olan ortalama işlem değeri, 2009'da 55 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Özelleştirmeler ve en büyük 5 özel sektör işlemi hariç tutulduğunda, geri kalan işlemlerdeki ortalama işlem büyüklüğü 35 milyon dolar oldu.

Enerji ile gıda ve içecek sektörleri, hem işlem sayısı hem de işlem hacmi olarak ilk sırada gelen sektörler oldu. Üretim ve bilişim teknolojileri de işlem sayısı bakımından hareketli sektörlerdi.

Rapora göre, finansal yatırımcılar 2009'u suskun geçirdi. Tüm zamanların rekorunun kırıldığı 2008 yılının aksine, 2009 yılında finansal yatırımcılar 8 işlem ile toplam işlem hacminin yüzde 12'sini oluşturdu.

Enerji, sağlık ve tüketici ürünleri sektörü hareketlenecek

Önümüzdeki dönemde birleşme ve satın almalar açısından enerji, sağlık ve tüketici ürünleri sektörlerinin hareketli olması beklenirken, 2010 yılının gündeminde birçok özelleştirme projesi yer alıyor.

Elektrik dağıtım bölgeleri, elektrik üretim tesisleri, belediyelere ait doğal gaz dağıtım şirketleri ve bazı diğer iştirakler, otoyollar, Milli Piyango, şeker fabrikaları ve Halkbank gibi projeler sırada bekliyor.

Bu yılın işlem hacminde özelleştirmelerin ve enerji sektörü işlemlerinin belirleyici olacağı ve toplam işlem hacminin 10 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği öngörülüyor.

Ayrıca, 2010, halka arzların uzun bir aradan sonra yeniden başlayacağı bir yıl olacak. Halen halka arza hazırlık yapan onlarca firmanın, 2010'un üçüncü çeyreğinden sonra harekete geçeceği tahmin ediliyor.

"Birleşme ve satın almalar ivme kazanacak"

Deloitte Türkiye Kurumsal Finansman Ortağı Başak Vardar, açıklamada yer verilen değerlendirmesinde, yatırımcıların ve finansman kuruluşlarının son derece sessiz kaldığı, işlem kapanışlarında gecikme ve zorlukların sıklıkla yaşandığı bir yılın geride kaldığını hatırlattı.

Vardar, 2010'da, finansal piyasalardaki kademeli toparlanmayla birlikte, yatırımcıların, ve Türkiye'den müteşebbislerin önlerini daha rahat görmeye başlayacaklarını belirterek, "Bu da birleşme ve satın alma faaliyetlerine yeniden belli bir ivme kazandıracaktır" dedi.

Kaynak: http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=73901&cDate=

Friday, January 1, 2010

Mutlu seneler / Happy New Year / einen guten Rutsch

Merhabalar herkese,

2010 yilinin size ve sevdiklerinize guzellikler getirmesi dileklerimle...

Selamlar,

LE

----------------


Hi all,

I wish you a happy new year and all the best!

Rgds,
LE

-----------

Hallo Leute,

Ich wuensche Ihnen einen guten Rutsch und guten Start ins Jahr 2010.

schoene Gruesse,

LE