Blog Archive

Thursday, March 28, 2013

Borusan Holding'ten 2013'te 400 milyon dolar yatırım


Borusan Holding'in 2012 yılı performansı ve 2013 yılı hedeflerinin paylaşıldığı ''Yıllık Kamuoyu Bilgilendirme Toplantısı'', Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık ve Borusan Holding CEO'su Agah Uğur'un katılımıyla gerçekleştirildi.
 
Kocabıyık, Türkiye'nin 2012 yılında Merkez Bankası ve Hükümetin öngördüğü şekilde soğuyarak kontrollü bir iniş senaryosu gerçekleştirdiğini, son yıllarda yaşanan güçlü büyüme ivmesi biraz kaybedilmiş olsa da ülkenin bu koşullar altında mutlu olunması gereken bir performans sergilediğini ifade etti.
 
Türkiye'nin bugün yürüttüğü mali disiplin programları, başarılı özelleştirmeler, vergi sisteminin yapılandırılmasına ve ek kaynak yaratmaya yönelik uygulamalarla başarılı bir ekonomi yönetimi stratejisine sahip olduğunu belirten Kocabıyık, bu stratejinin olumlu sonuçlarının 2013'te de alınmaya devam edeceğini öngördüklerini kaydetti.
 
Kocabıyık, ''2013 yılı, uzun zamandır Türkiye'ye vakit kaybı yaşatan pek çok sorun ve tartışmanın geride bırakılıp ulusça ekonomik kalkınmaya odaklanacağımız ve her alanda toplumsal potansiyelimizi harekete geçirebileceğimiz bir dönem olabilir. Bu fırsatı kullanabilmemizi diliyorum'' dedi.
 
Türkiye gibi Borusan'ın da bir dönüşüm içinde olduğunu, tüm faaliyet alanlarında inovasyona büyük bir ağırlık verdiklerini, yeni alanlara ve yenilikçi ürünlere yöneldiklerini anlatan Kocabıyık, küreselleşme yolunda önemli yatırımlar yaptıklarını, bu yıl toplam ihracat ve yurt dışındaki faaliyetlerinden oluşan satışlarının toplam ciroları içindeki payı yüzde 30'a ulaştığını belirtti.
 
Balnak'ın Borusan Lojistik bünyesine katılmasıyla hem sektörde lider konuma geçtiklerini hem de uluslararası etkinliklerini artırdıklarını dile getiren Kocabıyık, ''Borusan Mannesmann'ın ABD'de yatırım yapan ilk çelik şirketi olması da iki önemli özellik taşıyor. Hem kaya gazı sondajına yönelik çok yenilikçi bir ürün için yatırım yapıyoruz. Hem de çelikte küresel pazardaki rekabetçi konumumuzu güçlendirmiş olduk. Sonuçta 2012 yılı, yaptığımız satın almalar ve büyüme yatırımları ile 2015 stratejik plan hedeflerimize ulaşmak için önemli bir sene oldu'' diye konuştu.
 
Kocabıyık, Borusan Grubu olarak, son 5 yılda 1,2 milyar doların üzerinde yatırım gerçekleştirdiklerinin bilgisini vererek, 2012 yılında yaptıkları yatırım tutarının 352 milyon dolar olduğunu, toplam istihdam sayısının ise 7 bini kişiyi aştığını söyledi.
 
-Yenilenebilir enerjiye 410 milyon dolar yatırım-
 
Borusan Holding CEO'su Agah Uğur ise Türkiye'nin bu sene yüzde 4 büyüyeceğini düşündüklerini ve bütçelerimizi bu şekilde yaptıklarını ifade etti.
 
Geçen yıl yüzde 30 olan ciroları içindeki yurtdışı payının 5-6 yıl sonra yüzde 50'nin altında olmayacağını dile getiren Uğur, yurtdışı ağırlıklı işlerinde lokal oyuncu olma yönünde bir anlayış ve planları olduğunu söyledi.
 
Geçen yıl Gemlik'te petrol ve gaz hat borusuna yönelik yeni tesis için 110 milyon dolar harcadıklarını ve tam kapasite ile çalıştığı zaman 200 milyon doların üzerinde katma değer yaratan bir tesis kurduklarını belirten Uğur, bu tesisteki teknolojinin Avrupa ve Hindistan'a kadarki bölgede 2 tesiste daha bulunduğunu, gelecek sene NABUCCO ve TANAP projeleri düşünüldüğünde bu tesisin zamanlamasının ve önündeki fırsatların ne anlama geleceğinin görüleceğini kaydetti.
 
Amerika'ya petrol ve gaz sondaj borusu ihracatında 3 yılda 310 milyon dolara ulaştıklarını kaydeden Uğur, şöyle konuştu:
 
''Amerika'da kaya gazına yönelik yatırım yaptık. CAT satış sonrası hizmetlerde sıçrama yaşadık. Grubun distrübütörlük işlerinde 320 milyon dolar satış sonrası hizmeti var. Bunu 2015 yılında 500 milyon dolara çıkarmaya çalışıyoruz. CAT distribütörlüğü altındaki güç sistemlerinde anahtar teslimi mühendislik çözümleri sunuyoruz. Distribütörlük işlerinde kiralama yatırımlarında hem otomotivde hem de iş makinelerinde 3 yıl içince 90 milyon dolarlık bir filo oluşturduk. Lojistikte liman yatırımımızda Borusan Gemlik Limanı'nın 3. fazını tamamladık. Balnak ile uluslararası taşımacılıkta büyük bir adım attık. ETA ile lojistikte geliştirdiğimiz yeni iş modeliyle kara nakliyesinde orta ve küçük ölçekli şirketler ile kamyon esnafını elektronik ortamda bir araya getirdik. Yenilenebilir enerjiye 410 milyon dolar yatırım yaptık ve bu rakam 10 yılda 2 bin megavat hedefine çıktığımız zaman 2 milyar doları geçecek.''
 
-2013'te ciro hedefi 4,3 milyar dolar-
 
Grup olarak içinde oldukları ana iş kollarından iş makineleri, otomotiv, yassı çelik ve çelik boruda büyümenin bu yıl Türkiye pazar büyümesi olan 4'ün altında olmasını beklediklerini belirten Uğur, 2013 yılında dünya konjonktüründeki problemlerden dolayı çelik fiyatlarında yaşanacak yüzde 8'lik küçülmeye rağmen kendilerinin yüzde 8'lik bir büyüme hedeflediklerini söyledi.
 
2012 yılında 4 milyar dolar olan cirolarını 2013 yılında 4,3 milyar dolara, 286 milyon dolar olan Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kar'ını (FAVÖK) ise 366 milyon dolara çıkarmayı amaçladıklarını ifade eden Uğur, ''Geçen yıl 352 milyon dolar olan yatırım tutarı, bu yıl 400 milyon dolara çıkacak. Bu hedefi tutturursak Borusan olarak bu yıl her iş günü ortalama 1,5 milyon dolar yatırım yapmış olacağız'' dedi.
 
Bu yılki 2 satın alma planının çelik ve iş makineleri sektöründe olacağını belirten Uğur, 400 milyon dolarlık yatırım bütçesinin içine satın almaların dahil olmadığını, satın almaların gerçekleşmesi halinde toplam yatırımın 600 milyon dolara çıkma ihtimalinin bulunduğunu da ifade etti.
 
Bu yıl yatırımlarda en büyük payı enerji projelerinin alacağına işaret eden Uğur, bu yılda, 2 milyon ton yassı çelik satışı, 720 bin ton çelik boru satışı, 20 bin lüks otomobil satışı, 2 bin 300 iş makinası satışı ve 180 megavatlık 4 Rüzgar Enerjisi Santrali yatırımın başlangıcını gerçekleştireceklerini söyledi.
 
Uğur, Borusan Holding'in ''Mikrofinans'' ve ''Annemin İşi Benim Geleceğim'' adlı topluma katkı projeleri hakkında da bilgi verdi.
 
'(Yerli otomobil) Böyle bir şeyin içerisinde biz olmayacağız''
 
Uğur, yerli otomobile ilişkin bir soruya, ''Türkiye'nin yerli otomobil markasının olması ve üretiminin burada yapılması vizyonu güçlü ve iyi bir vizyon. Otomotiv gibi markanın çok zor yaratıldığı bir sektörde bu bizim desteklediğimiz bir anlayış. Yerli otomobil biraz zaman alacak ama hakikaten zor bir şey. Dünyada ciddi bir marka konsolidasyonu varken bugün her anlamda yeni bir markanın dünya pazarlarında kabul görmesi çok kolay olmayan bir şey. Onun için bu işe yatırım yapacak Türk işadamları kolay karar alamıyor. Mesajı aldılar, niyet var ama bunu uygulamaya geçirmek kolay değil. Böyle bir şeyin içerinde ana oyuncu olarak boyutumuz, şu anki imkanlarımız ve yolculuğumuz açısından biz olmayacağız'' yanıtını verdi.
 
Ahmet Kocabıyık da ''Biz lüks arabayı satmayı biliyoruz, araba üretimini bilmiyoruz. Rekabetin çok olduğu sektörde böyle bir mecraya girmemiz düşünülemez'' dedi.
 
Kocabıyık, bir soru üzerine, ''TÜSİAD konusunda babam çok ilgiliydi ama benim çok ilgim yok. Ama asla zenginler kulübü olarak değil vergi verenler kulübü olarak görüyorum'' ifadelerini kullandı.
 
''Doğuya yatırım yaparız''
 
Uğur, distribütörü oldukları BMW ve Caterpillar için Türkiye'nin hemen olmasa bile yatırım yapılabilir bir ülke haline geldiğini ifade etti.
 
Yeni yatırımları planlarının yerleri arasında Türkiye'nin doğusu olup olmadığına yönelik bir soruyu Uğur, şu şekilde yanıtladı:
 
''Yatırımı en ekonomik neresi ise orada yapmak lazım. Geçmişe dönüp baktığımız zaman 'Borusan doğuya yatırım yapmadı, çünkü terör vardı' diye kestirip atmak gerçekçi değil. Terörden bağımsız olarak çelik işlerimiz ihracat ağırlıklı olduğu, gemi ile gitmesi gerektiği ve Gemlik bu konuda lojistik avantaj sağladığı için sanayi işlerimiz burada toparladık. Türkiye'de de otomotiv ve beyaz eşyaya yakın olmak önemliydi. Ama son dönemde farklı iş kollarına giriyoruz. Enerji ve lojistikte büyümeye çalışıyoruz. Lojistikte o bölgenin kalkınmasıyla beraber iş hacminde bir artış olacak. Hidroelektrik santralleri açısından o bölgede ciddi fırsatlar var. Lisansa satın almada tereddütsüz yatırımımızı yaparız.''
 
Yatırımların finansmanında eurobond ihraç etmeye gerek görmediklerini ama gelecek yıllar için düşünebileceklerini ifade eden Uğur, İran'daki yatırımlarına yönelik bir soru üzerine ise ''İran iyi değil. Orada iş yapan bir kuruluş olarak gördük ki 2012 yılındaki ambargo etkisi İran için dramatik oldu. İran'ın ekonomisi gerçek anlamda durma noktasına geliyor. Sistemin içinde para işlemi dönmüyor ve küçülme var. Biz orada iş makinelerinde Caterpillar'ı temsil ediyorduk. 2011 yılında Caterpillar durdurdu o faaliyeti. Lojistik işimizde çok zorlandık. Lojistikte büyük fırsatlar orada ve erken giren kazanacak çünkü hiç sofistike bir lojistik anlayışı yok. Orada 90'ın üzerinde kamyon almış, 20 milyon dolara yakın yatırım yapmıştık. Şimdi Umman'a çalışıyor kamyonlar. Yani, İran'da bekle gör durumundayız'' yorumunu yaptı.

Kaynak:  http://haber.rotahaber.com/borusan-holdingten-2013te-400-milyon-dolar-yatirim_355488.html

Yılda 500 megawatt civarında bir rüzgar enerjisi devrede

"Yılda 500 megawatt civarında bir rüzgar enerjisi devrede"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'de şu anda yılda 500 megawatt civarında rüzgar enerjisinin devreye girdiğini, bu rakamın daha da artırılması gerektiğini söyledi.

Yıldız, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği tarafından, Congresium Ankara Ticaret Odası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Rüzgar Enerjisi Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, bu tür toplantılarla yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla gündemde tutulmasının önemli olduğunu vurguladı

İnsanlık tarihin en eski enerji kaynaklarından biri olan rüzgarın daha profesyonel bir şekilde kullanılmasının önemine işaret eden Yıldız, Türkiye'nin ürettiği enerjinin dörtte birinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığı dile getirdi.

''Yenilenebilir enerji kaynaklarının oranını Türkiye'nin büyüme hızıyla aynı oranda artırmak istiyoruz'' diyen Yıldız, Türkiye'deki büyüme hızının kurulu güçte 2012'de yüzde 8,1 gibi yüksek bir noktada gerçekleştiğini, bazı ülkelerde bunun sabit kaldığı düşünüldüğünde 1 yıl için bu rakamın çok değerli ve önemli olduğunu kaydetti. Yıldız, kurulu güçte 4 bin 150 megawattlar civarında artış olduğunu kaydetti.

Rüzgar enerjisi kullanımında iki önemli nokta olduğuna dikkati çeken Yıldız, bunların, sektörün nasıl sübvanse edileceği ve kendi ayakları üzerinde durup duramayacağı ile rüzgar enerjisinden sağlanan kaynağı kimlerin kullanılacağı olduğunu belirtti. Yıldız, Türkiye'de konunun tüm taraflarının faydasına olan bir yapı oluşturduklarını ifade etti.

Avrupa'da bazı ülkelerin verdiği sübvansiyonlardan geri dönüş hazırlıklarını tamamladığını, bazılarının verdiği fiyatları indirmeye başladığını ifade eden Yıldız, çünkü işin başında ortaya konulan sistemin sürdürülebilir olmadığına dikkati çekti. Yıldız, şöyle konuştu:

''Öyle ülkeler var ki 50 milyar avro civarında yenilenebilir enerji kaynaklarının sübvansiyonu için fon ayırabiliyorlar. Şu anda global krizin tehdidi altındaki bu ekonomiler enerjide aldıkları bu ulusal kararları tekrar gözden geçirmeye başladılar. Türkiye bu manada aldığı kararın arkasında ve uluslararası sermayeye, yatırımcıya da bu mesajını sürekli ve sürdürülebilir halde vermeye davam ediyor. Türkiye'de şu anda yılda 500 megawatt civarında bir rüzgar enerjisi devreye giriyor. Bu rakam daha da artırılamaz mı? Daha da artırılmalıdır.''

Bu alanda yapılan düzenlemelere ilişkin bilgiler veren Yıldız, 1 ay içerisinde ister tarifelerini yüksek tutmaktan kaynaklanan sebeplerle ister başka gerekçelerle olsun o projelerin devredilebileceğini, böylece gerçek yatırımcılar ortaya çıkacağını, lisans ticaretinin engelleneceğini ve gerçekleşmelerin artacağını söyledi. Yıldız, ön lisans kavramının da bu yönde etkisi olacağını belirterek, ''Eğer bu işin ticareti yapılacaksa kamu tarafından yapılır'' dedi.

Bakan Yıldız, rüzgar enerjisiyle ilgili 180 civarında sektör oyuncusu olduğunu, bu kuruluşlarla rüzgar enerjisinin 2023 yılında kadar 20 bin megawattlarlar seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini bildirdi.

Bunların çevreye rağmen değil çevreyle gerçekleşecek projeler olduğunu vurgulayan Yıldız, ''Ancak öyle ikazlarla karşılaşıyoruz ki rüzgarın kuşlara zarar verdiğine dair. Bizler 4 ana göç yolu üzerinde rüzgar enerjisiyle alakalı çalışma yapıyoruz. Çevre de bizim. Göç yollarındaki kuşların hayat hakkını korumamız lazım. Bütün faktörleri dikkate alan bir yapıyı kurguladığımızı belirtmem gerekiyor'' diye konuştu.

Taner Yıldız, sektöre destek olma açısından 10 yıl alım garantisinin devam ettiğini, yerli yatırımcılar için ayrıca teşvikler bulunduğunu belirtti.

Kaynak: http://www.yirmidorthaber.com/ekonomi/yilda-500-megawatt-civarinda-bir-ruzgar-enerjisi-devrede-h35454.html

STFA ve RES Anatolia, Evrencik projesi icin anlasti

Yeni rüzgar santrali
Lider yenilenebilir enerji şirketi RES Anatolia ve Türkiye’nin önde gelen holdinglerinden STFA Yatırım Holding, Marmara Bölgesi - Kırklareli’nde kurulacak 120 MW’lık Evrencik Rüzgâr Santrali’nin son aşama geliştirme ve inşaatı için ortaklık anlaşması imzaladıklarını duyurdu

Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya Pasifik’de 7.000 MW’ın üzerinde rüzgâr enerjisi projesinin geliştirme ve inşaatını gerçekleştirmiş olan RES Grubu’nun bir iştiraki olan RES Anatolia, projenin lisansını 2012’de aldı. 2014’de devreye girmesi ön görülen santralin inşaatı için STFA ile ortak çalışma kararı alındı.

RES Anatolia Ülke Müdürü Ayhan Gök, konuyla ilgili olarak, “Bu santral, kapasitesiyle geçtiğimiz sene tamamlanmış olan 148 rüzgâr enerjisi ihalesi arasında ilk 4 içerisinde yer almaktadır. Yüzde elli-elli kurduğumuz bu ortaklığı STFA ile gerçekleştiriyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yenilenebilir enerji alanındaki deneyimimiz, STFA’nın inşaat deneyimi ve Türkiye enerji piyasasındaki varlığıyla birleştiğinde ortaya başarılı bir işbirliği çıkıyor” ifadesini kullandı.

STFA CEO’su Mehmet Ali Neyzi, “Enerji sektöründe büyüme, bizim 2013’deki ana stratejilerimizden biri. RES ile kurduğumuz bu ortaklığın hedefimize doğru ilerlememize ve aynı zamanda da Türkiye’nin enerji arzına katkıda bulunmamıza yardımcı olacağına inanıyoruz” açıklamasını yaptı. İnşaat, doğalgaz dağıtımı, inşaat ekipmanları ve kimyasalları sektörlerinde hizmetler sunan Türkiye’nin en köklü ve saygın holdinglerinden STFA, bu yıl 75. yıldönümünü kutluyor.

Proje, hükümetin 2023 yılına kadar Türkiye’de 20.000 MW Kurulu rüzgâr enerjisi kapasitesine ulaşılmasını ön gören uzun vadeli stratejik planının da bir parçasını oluşturuyor.

Kaynak: http://www.haberortak.com/Haber/Enerji/27032013/Yeni-ruzgar-santrali.php

Ege ve Marmara'nın rüzgarı elektrik oluyor

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Raporu'na göre, Türkiye'de rüzgar enerjisi yatırımları son yıllarda önemli ölçüde arttı ve bu yatırımların sürdürülebilirliği sağlandı.

Rüzgar enerji santrallerinin kurulu gücüne 2007'de 95,30 megavat eklenirken, bu rakam 2008'de 217,40, 2009'da 427,90, 2010'da 537,55, 2011'de 476,70, 2012'de 506,30 megavatlık büyüklüklere ulaştı.

Kurulu güce yapılan bu eklemelerle Türkiye'deki rüzgar enerji santrallerinin toplam kurulu gücü 2007'de 146,3, 2008'de 363,7, 2009'da 791,6, 2010'da 1.329,15, 2011'de 1.805,85, 2012'de 2 bin 312,15 megavata çıktı.

Türkiye'de halen işletmede 61 rüzgar enerji santrali bulunuyor.

Denizlerin rüzgarı boşa esmiyor

Rüzgar santrallerinin dağılımına bakıldığında tamamına yakınının kıyı bölgelerde yer aldığı görülüyor. Santrallerin yüzde 93,43'ü Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bulunuyor. Santrallerin 4'te 3'ü Marmara ve Ege bölgelerinde toplanıyor.

İşletmede olan rüzgar enerji santrallerinin kurulu güç bakımından dağılımında Marmara Bölgesi yüzde 39,95'lik oranla ilk sırada geliyor. Marmara'yı sırasıyla yüzde 36,85'le Ege, yüzde 16,63'le Akdeniz, yüzde 3,46'yla Karadeniz, yüzde 3,11'le İç Anadolu bölgeleri izliyor.

Marmara Bölgesi'ndeki rüzgar enerji santralleri 923,65, Ege Bölgesi'ndekiler 852, Akdeniz Bölgesi'ndekiler 384,50, Karadeniz Bölgesi'ndekiler 80, İç Anadolu Bölgesi'ndekiler 72 megavatlık kurulu güce sahip bulunuyor.

İzmir sayıda, Balıkesir güçte lider

İl bazında yapılan değerlendirmeye göre, en fazla rüzgar enerji santrali İzmir'de yer alıyor. İzmir, 14 rüzgar enerji santrali ile bu alanda ilk sırada geliyor. İzmir'i Balıkesir takip ediyor. Balıkesir'deki rüzgar enerji santrali sayısı 11'i buluyor. Sıralamanın üçüncü sırasında ise Çanakkale yer alıyor. Çanakkale, 7 rüzgar enerji santrali ile elektrik üretimine katkıda bulunuyor.

Kurulu gücün en fazla olduğu il ise Balıkesir. Balıkesir'deki rüzgar enerji santrallerinin kurulu gücü 616,10 megavatlık büyüklüğe ulaşıyor. Balıkesir'i 390,90 megavatlık büyüklükle İzmir izliyor. Daha sonra 346 megavatlık büyüklükle Manisa, 177,50 megavatlık büyüklükle Hatay, 135 megavatlık büyüklükle Osmaniye sıralanıyor.


Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22916159.asp

Yatırımcılar Genelkurmay ve Bakanlık arasında sıkıştı

Yenilenebilir enerji yatırımcıları Genelkurmay Başkanlığı ve Enerji Bakanlığı arasında sıkışıp yok oluyorlar.


Yenilenebilir enerji yatırımcıları, “mevzuat hazretleri” yüzünden Genelkurmay Başkanlığı ve Enerji Bakanlığı arasında sıkışıp yok oluyorlar.

Yenilenebilir enerji alanında yatırım yapmak isteyenler Enerji Bakanlığı’yla Genelkurmay arasında sıkışmış durumda. Gerek bakanlık, gerek Genelkurmay’ın “olur”u olmadan yatırımcılar faaliyete geçemiyor. Son yasa değişikliğiyle MİT de işin içine dahil edildi. Yalnızca İzmir’de 781.45 megavatlık rüzgâr santralı yapım izni bekliyor.

“Bürokrasi bu kafayla giderse Türkiye enerjide dışa bağımlı olmaktan sonsuza kadar kurtulamaz.” Bu sözleri söyleyen enerji sektöründe önde gelen yetkin kişilerden birisi. Olayı deştikçe altından ilginç bazı bilgiler çıkıyor. Örneğin yenilenebilir enerjinin bilerek ya da bilmeyerek önünün kesildiği. Daha açık söylemek gerekirse mevzuat hazretleri gereği yenilenebilir enerji alanında yatırım yapmak isteyenler Enerji Bakanlığı’yla Genelkurmay arasında sıkışmış durumdalar. Yani gerek bakanlık, gerek Genelkurmay’ın “olur”u olmadan yatırımcılar teminat bedellerini ödemiş olsalar bile faaliyete geçmekten engellenebiliyorlar. Bir de üstelik yatırdıkları teminat bedeli devlete “irat” kaydediliyor. Son bir yasa değişikliğiyle MİT de işin içine dahil edildi.

Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) Şubat 2012’de yayımladığı sektör raporuna göre İzmir ili sınırları içinde toplam 781.45 MW yatırım bekleyen rüzgâr enerjisi santralı (RES) bulunuyor. Bölgedeki yatırımcılar bunların faaliyete geçebilmeleri için Genelkurmay Başkanlığı’nın değerlendirmelerini bekliyorlar. Genelkurmay Başkanlığı’nın değerlendirmeleri olmadan yatırım için gerekli imar izinleri alınamıyor. Dolayısıyla da bankalarla kredi, türbin üreticileriyle de türbin tedarik sözleşmeleri yapılamıyor.

Çeşme havzasında bulunan toplam 459 MW kurulu güce sahip 17 proje 2008’den bu yana yatırım için bekliyor. 49 yıllık lisans sürelerinin beş yılı ilk olarak Çeşme bölgesindeki RES’lerin bağlanabileceği trafo merkezlerinin mevcut olmaması, sonraki süreçteyse Genelkurmay’ın radar değerlendirmelerinin bir türlü sonuçlandırılamaması nedeniyle deyim yerindeyse havaya uçmuş durumda. Bu da yetmiyor. 5 yıl mücadele etmelerine rağmen yatırımcıların lisansı yatırıma dönüştürememe riski de var. Bu nedenle Türkiye’de lisans almış, ama bunu hayata geçiremediği için batmış ciddi sayıda yatırımcı bulunuyor. Daha açık söylemek gerekirse yatırımcı devlete güvenerek devletin verdiği lisansı almasına karşın ağır bürokrasi içinde yok olup gidiyor. 5 yıllık elektrik üretim kaybının parasal değeri 520 milyon Avro düzeyinde. Buna ek olarak 17 proje içinden orta gerilimden bağlantı kuracak 10 proje henüz bağlantısını yapabilecekleri santralları olmamasına karşın trafo merkezlerinin inşaatı için proje sahiplerinin TEİAŞ’a 22 milyon lira ödeme yaptığı belirtiliyor.

Adım atılmadı

Özellikle Çeşme havzasındaki yatırımlarının zora girmesinin nedeni olarak bunların bölgedeki radar sistemlerinde olumsuz etkiler yapmaları gösteriliyor. Oysa dünyada havacılık sektörünün RES projeleri için kullandığı “Eurocontrol Guide 130” yönergelerinde de belirtildiği gibi rüzgâr türbinlerinin radar sistemleri üzerindeki etkileri ortadan kaldırılabiliyor. Uzun dönem bu sorun beklemeye alınmış, 2012’de TÜBİTAK devreye girerek bu boşluğu doldurmaya çalışmıştı. Ancak, somut adımlar bir türlü atılamadı. Hatta bazı bölgelerde hemen 1 km. yakınındaki komşu projeye izin verilirken bir diğerine izin verilmediği de biliniyor.

TBMM’ye sunulan yeni Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı 6. maddesi kapsamında yeni projelerde benzer sorunların oluşmasına engellemek için ön lisans uygulamasının öngörüldüğü belirtiliyor. Ancak alınan bilgilere göre özellikle Çeşme havzasındaki halihazırda lisans sahibi olan yatırımcıların mağduriyetleri sürüyor. Enerji piyasasındaki yetkili ağızlar biraz da sarakaya alarak “Kuvvetler ayrılığını tartışıyoruz. Ama ortaya çıktı ki her bakanlık ayrı bir kuvvetmiş. O yüzden yatırımcı muhatap bulamıyor; iflaslar artıyor” diyor.

Leyla Tavşanoğlu/Cumhuriyet

Kaynak: http://www.ekoayrinti.com/news_detail.php?id=117705

Sunday, March 17, 2013

10 milyar dolarlık 'rüzgar'!

Güney Marmara'ya, rüzgar enerjisinde büyük yatırım

Türkiye'nin rüzgar enerjisinde kurulu 2 bin 260 megavat (MW) gücün yüzde 26'sının bulunduğu Balıkesir'de rüzgardan 595 megavat elektrik üretiliyor. Gelecek 10 yıl içinde, Balıkesir ve Çanakkale'nin de içinde bulunduğu Güney Marmara'ya, rüzgar enerjisi konusunda 10 milyar dolarlık yatırım yapılması öngörülüyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan aldığı bilgiye göre, Türkiye'nin kurulu rüzgar enerjisi kapasitesi 31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla 2 bin 260,5 megavata ulaştı.

Kurulu gücün yüzde 4'ünü rüzgar enerji santralleri (RES) oluştururken bunun yüzde 26'sını da "rüzgarın başkenti" olarak nitelendirilen Balıkesir karşılıyor. Balıkesir'in mevcut kurulu gücü son yıllarda artan yatırımlarla 595 megavata ulaştı.

HANGİ İLLERDE VAR?

Balıkesir'i 364 MW ile İzmir, 254 MW ile Manisa, 165 MW ile Hatay, 135 MW ile Osmaniye ve 134 MW ile Çanakkale izliyor. Balıkesir ve Çanakkale'yi içine alan Güney Marmara olarak düşünüldüğünde ise Türkiye'nin rüzgarda kurulu gücünün yüzde 32'sini bu bölge karşılıyor.

EPDK tarafından şu anda 8954 MW gücünde rüzgar enerjisi lisansı verilmiş durumda ve bunun 1737 MW'lık kısmına uygunluk verildi, 409 MW'lık kısım ise inceleme ve değerlendirme aşamasında bulunuyor.

Bakanlığın 2010-2014 yılları arası stratejik planına göre, 2015'e kadar rüzgar enerjisi kurulu gücünün 10 bin MW'a çıkarılması hedefleniyor. 2023 hedefi ise 20 bin MW'a ulaşmak.

HEDEF YÜZDE 40

Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) Genel Sekreteri Mustafa Gündoğan, gelecek 10 yıl içinde ulaşılması planlanan 20 bin MW kurulu gücün yüzde 40'ının Güney Marmara'da esen rüzgar aracılığıyla üretileceğini söyledi.

Bunun 8 bin MW güç anlamına geldiğini belirten Gündoğan, 2023'e kadar bölgede 10 milyar dolarlık yatırımla yeni türbinlerin kurulmasının öngörüldüğünü bildirdi.

Gündoğan, Güney Marmara'nın rüzgar enerjisi konusunda Türkiye'nin lider bölgesi olduğunu ve önemli bir potansiyeli barındırdığını kaydetti.

Kaynak : http://ekonomi.haberturk.com/enerji/haber/827828-10-milyar-dolarlik-ruzgar

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği yönetimi yenilendi

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TUREB), gelecek 3 yıl için yeni yönetimini seçti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda yapılan 10. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda Mustafa Serdar Ataseven ve ekibi yeni idari kadro olarak belirlendi.

Açılış konuşmasını Enerji Komisyonu Başkanı Mahmut Mücahit Fındıklı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Murat Mercan'ın yaptığı genel kurula Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) Genel Müdürü Kemal Yıldır, Enerji İşleri Genel Müdürü Zafer Demircan, Dış İlişkiler ve AB Genel Müdürü Murat Karapınar ile Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü'nden temsilciler katıldı.

Sektör paydaşlarının de ilgi gösterdiği seçimlerde aynı zamanda TÜREB'in ilk başkanı olan Süheyl Elbir ile önceki başkanlardan Mustafa Mendilcioğlu'na Enerji Bakan Yardımcısı ve Enerji Komisyonu Başkanı tarafından plaket verildi.
Önceki başkanların onursal üye olması hususunda verilen önerge oy birliği ile kabul edildi. Tüzük değişikliğinin de gündeme geldiği toplantıda, genel kurulunda yeni bir yapılanmaya gidildiği de vurgulandı. Geçmiş dönemdeki başarılı çalışmaların bir sunumla tanıtıldığı faaliyet raporunun ardından gelecekle ilgili projeler ve planlar tartışıldı.

YENİ YÖNETİM KADROSU

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin (TUREB) yeni yönetim kadrosu şu isimlerden oluştu:

Ataseven Enerji Üretim AŞ'den Mustafa Serdar Ataseven, Siemens Sanayi Tic. AŞ'den Hakan Yıldırım, Bolakar Enerji Dan. Ltd. Şti'den Ünal Terzi, Enerji Bakanlığı Dış İlişkiler AB Genel Müdürlüğü'nden Murat Karapınar, Enerji Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü'nden Zafer Demircan, Türkiye Elektrik İletim AŞ'den İbrahim Balanuye, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü'nden Mustafa Çalışkan, Özgül Grup'tan Ömer Faruk Özgül, Enerjisa'dan İbrahim Erden, Boydak Enerji Üretim ve Tic. AŞ'den Gültekin Eranıl, GNY Elektromekanik Taah.İnş.Tur.Tic Ltd.Şti'den Hüsnü Alpkan Günay.


Kaynak : http://www.timeturk.com/tr/2013/03/12/turkiye-ruzgar-enerjisi-birligi-yonetimi-yenilendi.html

Türk girişimçiden rüzgar enerjisinde önemli başarı

Rüzgar enerjisi santralleri artık yüzde 100 yerli teknolojiyle yapılıyor.


Rüzgar enerjisi santralleri artık yüzde 100 yerli teknolojiyle yapılıyor. Balıkesir'deki fabrikada üretilen rüzgar türbinleri Amerika Birleşik Devletleri'ne ihraç ediliyor.

Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde bulunan fabrikada 500 kilovata kadar rüzgar enerjisi santralleri yapılabiliyor. Fabrikada temel, kule, gövde ve kanatlar yüzde 100 yerli teknolojiyle üretiliyor.

Söz konusu üretimle ilgili bilgi veren İşletme müdürü Cem Yalçın, "Tamamıyla yüzde 100 yerli tasarım olan tribünler 52 kişilik bir kadroyla yapılmaktadır" dedi.

Girişimciler, ilk ihracatı Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptı. İşletme müdürü Yalçın bu konuda,  "Şu anda sertifikasyon sürecimiz devam ediyor. Orada da alt yapı ve servis çalışmalarımızı devam ettiriyoruz" diye konuştu.

Fabrika, kullandığı enerjiyi de rüzgardan elde ediyor.

Yürürlüğe giren yenilenebilir enerji yasası ise sektöre hareketlilik kazandırdı. Yasa, kendi elektriğini üretmek isteyen firmalara önemli fırsatlar sunuyor.

Bu konuda bilgi veren Ege Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Numan Sabit Çetin, "Yatırımcılar veya yerli imalat sektöründeki yatırımcılar bir şeyler yapmak istiyorlar, ciddi anlamda bir şeyler yapmak istiyorlar. Paralarını ve emeklerini bu işe yatırmak istiyorlar. Devletin burada kırsal kalkınma dediğimiz bir desteklemesi var. Bunda da yüzde 50'sini devlet karşıladı. Yarısını da biz kendimiz karşılamış olduk" dedi.

Türkiye'nin yıllık elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 2 buçuğu rüzgardan karşılanıyor. Türkiye'nin 2023 hedeflerinden biri de rüzgardan yılda 20 bin megavat enerji üretebilmek. Türkiye bu enerjiyi ürettiğinde yıllık elektrik ihtiyacının yaklaşık 10 ila 12'sini rüzgardan elde etmiş olacak.


Kaynak : http://www.trthaber.com/haber/ekonomi/turk-girisimciden-ruzgar-enerjisinde-onemli-basari-78396.html

Güriş İnşaat ve Mühendislik A.Ş Iberdrolanin projelerini satin aldi.

Güriş İnşaat ve Mühendislik A.Ş Iberdrolanin projelerini satin aldi.


Güriş İnşaat ve Mühendislik A.Ş İspanyol Iberdrola’nın Türkiye iştiraki Iberdrola Yenilenebilir Enerji Üretimi Tic. ve San. Ltd. Şti. şirketinin %100 hissessini satın aldı.

Güriş’den yapılan açıklamada Edirne’deki 48 MW’lık Subaşı RES, Kırklareli’deki 15 MW’lık Yaprak RES ve Muğla Bölgesi’ndeki 70 MW’lık Muğla RES projelerini portöyüne eklediği belirtildi.

Yatırımların 2013 senesi içinde başlaması planlanıyor.

İspanyol Iberdrola’nın  dünya çapında toplam 14.034 MW’lık kurucu gücü bulunuyor.

Kaynak: http://enerjienstitusu.com/2013/03/14/guris-ispanyol-iberdrolanin-yenilenebilir-enerji-projelerini-satin-aldi/