Blog Archive

Thursday, December 4, 2014

Zorlu Enerji`ye 81.3 milyon Euro rüzgâr kredisi

Zorlu Enerji`ye 81.3 milyon Euro rüzgâr kredisi

Enerji Günlüğü - Zorlu Enerji`nin toplam 80.3 MW`lik kurulu güce sahip olacak rüzgar santrallerine 81.3 milyon Euro`luk yatırım finansmanı sağlandı. 

Zorlu Enerji`den yapılan açıklamada, Şirket`in yüzde 100 iştiraki olan Zorlu Rüzgar Elektrik Üretim AŞ tarafından Osmaniye`nin Bahçe ilçesinde toplamda 80.3 megavat kurulu güce sahip Sarıtepe ve Demirciler Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) yatırımlarının hayata geçirileceği hatırlatıldı. 

YARISI TSKB`DEN, KALANI ALMANYA`DAN

Açıklamaya göre Zorlu Enerji, Sarıtepe ve Demirciler RES Projelerinin finansmanında kullanılmak üzere Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’ndan (TSKB) 40 milyon Euro ve Alman İhracat Finansman Ajansı (Euler Hermes) destekli olarak ECA finansmanı kapsamında Bayerische Landesbank’dan yaklaşık 41.3 milyon Euro olmak üzere, toplam 81.3 milyon Euro tutarında kredi aldı. 

YARISI 12, YARISI 15.5 YIL VADELİ

Kredilerin ödeme planı TSKB’den 2 yıl geri ödemesiz olmak üzere toplam 12 yıl vadeli ve Bayerische Landesbank’dan ise 1,5 yıl geri ödemesiz toplamda 15,5 yıl vadeli olarak planlandı. 

"DÜZENLİ VE DENGELİ BÜYÜMEYE DEVAM"

Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, Zorlu Enerji’nin yatırım taahhütlerini yerine getirerek düzenli ve dengeli büyümesini sürdürdüğünün altını çizdi. Sinan Ak, iki ayrı bankadan sağlanan uzun vadeli finansmanın hem Türkiye ekonomisi ve enerji sektörüne, hem de Zorlu Enerji Grubu’na duyulan güvenin önemli bir göstergesi olduğunu belirtti. 

GE TÜRBİNLERİ KULLANILACAK İNŞAATA 2015`TE BAŞLANACAK

Zorlu Enerji Grubu tarafından hayata geçirilecek toplamda 80.3 megavat kurulu güce sahip olması planlanan Sarıtepe ve Demirciler Projelerinde GE marka rüzgar türbinleri kullanılacak. Türbinlerin bazı ekipmanları yerli imalat kapsamında Türkiye’de üretilecek. Finansmanın sağlanmasını takiben, 2015 yılı başında projenin inşaatına başlanması planlanıyor.


Kaynak: http://enerjigunlugu.net/zorlu-enerjiye-813-milyon-euro-ruzg%C3%A2r-kredisi_10997.html#.VICjUzGG8Z5

Rüzgar türbinlerinin kullanım ömrü “bor”la uzayacak

Rüzgar türbinlerinin kullanım ömrü “bor”la uzayacak

Bor zengini Türkiye’de, bu madenden geliştirilen ürün rüzgar türbinlerinin bakım maliyetini düşürecek, kullanım ömrünü uzatacak. Elde edilen hekzagonal bor nitrür, rüzgar türbinlerinin dönmesini sağlayan yağın ısınmasını geciktiriyor ve dişlerin aşınmasını engelliyor. Bu da rüzgar türbinlerinin daha uzun süre kullanılmasına olanak sağlıyor.

Bor zengini Türkiye’de, bu madenden geliştirilen ürün, yağın ısınmasını geciktirici ve dişlilerde aşınmayı azaltan özellikleriyle rüzgar türbinlerinin bakım maliyetini düşürecek, kullanım ömrünü uzatacak.

Rüzgar türbinlerinin dönmesini sağlayan yağın ısınmasını geciktiren ve türbin dişlilerinin aşınmasını azaltan bordan elde edilen “hekzagonal bor nitrür”le ilgili Anadolu Üniversitesi Materyal Bilimi ve Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran Ay, söz konusu ürünün sanayi makinalarının daha az enerji kullanılarak çalışmasını sağladığını belirtti.

Ay, ürünün rüzgar türbinlerinin de ömrünü uzatan özelliğe sahip olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Türbinler çalıştıkça, içindeki yağlar ısınıyor, ısındığında da yağlar bozuluyor. Bu hekzagonal bor nitrür maddesi ise sürtünmeden ötürü meydana gelen ısınmayı engelliyor. Yağ bozulmuyor ve daha uzun kullanılıyor. Normalde yağ ısınınca türbin durduruluyor ve ayrı bir yerde yağ, kullanım sıcaklığına gelene kadar soğutuluyor, şarj ediliyor ve tekrar santral çalıştırılıyor. Bu ekstra enerji demek. Hekzagonal bor nitrür, yağın sıcaklığını yüzde 52 azaltıyor. 180 dakikada 137 santigrat dereceye çıkan yağın sıcaklığı, hekzagonal bor nitrür içeren yağla 101 santigratta sabitleniyor ve bu da rüzgar türbinini durdurmadan daha uzun süre enerji üretmeye imkan sağlıyor.”

“Türbin dişlilerine bakımın maliyeti düşecek”

Enerji ithal eden Türkiye’nin bor cenneti olduğunu belirten Ay, “Bu makinalarda sürtünme ve aşınmadan dolayı kaybedilen enerjinin yüzde 1’ini bile geri kazansak enerji için daha az para harcamış olacağız” dedi.

Ay, türbin içindeki dişli sistemlerin aynı ürünü içeren “kompozit hBN” ürünü ile kaplanarak aşınmasını da yüzde 60’a kadar azaltan ürünün Türkiye’de kullanım patentinin Bortek şirketine ait olduğunu belirterek, “Rüzgar türbin üretici firmaları, türbinin ilk bakıma kadarki ömrünü 20 yıl olarak öngörüyor, fakat bu sürenin 6-7 yıl olduğu gözlemlendi. Bu dişli sistemler oldukça büyük, bunlar tamamen sökülüyor ve yenisi takılıyor. Santralin enerji üretimi durduruluyor, şehirden uzak olduğu için bu santrallere insan getirmek, sökmek, götürmek, tekrar takmak maliyeti arttırıyor ve bu sürede enerji de üretilemiyor” diye konuştu.

Kaynak: 

http://enerjienstitusu.com/2014/11/27/ruzgar-turbinlerinin-kullanim-omru-borla-uzayacak/

Yazar: Rüzgâr ve güneşte izin süreleri kısalacak

Yazar: Rüzgâr ve güneşte izin süreleri kısalacak

Enerji Günlüğü - Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yazar, rüzgar ve güneş enerjisine dayalı üretim yatırımlarındaki izin süreçlerinin kısalacağını ifade etti. 

Yusuf Yazar, Ankara Congresium`da düzenlenen 7. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı`nda, güneş enerjisi alanındaki sorunların ele alındığı oturumda bir konuşma yaptı. 

Yusuf Yazar, halihazırda güneşten elektrik üreten projeler bulunduğunu, her hafta devreye alınan ve onaylanan projelerin arttığını, lisanssız olsa da bu yatırımların Türkiye`nin enerjisinin çeşitlendirilmesi açısından önemli yatırımlar olduğunu ifade etti. 

Geçen yıl alınan 600 MW lisanslı başvurunun sonuçlandırılması sürecinde kendilerinin de hiç beklemediği gecikmelerin yaşandığını kaydeden Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yusuf Yazar, ancak bu gecikmelerin herhangi bir kurumdan değil, daha önce belirlenmiş başvuru prosedürlerinin ince elenerek gözden geçirilmesinden kaynaklandığını söyledi. Yusuf Yazar, "Enerji gibi toplumun dünü, bugünü ve yarınını etkileyecek yatırımlar için çok sayıda izin alınması, geleceğe dair problemleri engellemeye yöneliktir" diye konuştu. 

BAŞVURU SÜREÇLERİ ELDEN GEÇİRİLİYOR

Yusuf Yazar, güneş enerjisi yatırımlarını gerçekleştirirken gerekli izinlerin alınma sürecinin çok karmaşık ve uzun bulunduğunu hatırlattı. Rüzgar ve güneş yatırımlarındaki izin süreçlerinde gecikmeler yaşanmaması için başvuru süreçlerinin titizlikle elden geçirildiğini aktaran Yazar "Sonuçları güzel olacaktır inancındayım" dedi. 


Kaynak: 

http://enerjigunlugu.net/yazar:-ruzg%C3%A2r-ve-guneste-izin-sureleri-kisalacak_11010.html#.VICjSjGG8Z5

Friday, October 3, 2014

Ve lisanssız rüzgâr Vira bismillah dedi!

Enerji Günlüğü - Türkiye`de rüzgar enerjisine dayalı lisanssız elektrik üretimi başladı. Sermetal Kerse`nin Gönen`deki rüzgâr enerjisi santrali yatırımında Northe Enerji`nin uluslararası standartlardaki yüzde 100 yerli ilk türbini Vira kullanıldı. 

DÜNYA`nın haberine göre Sermetal Kerse Çivi ve Nakliyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi, Gönen Organize Sanayi Bölgesi`nde kendi elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla rüzgâra dayalı lisanssız elektrik üretimine başladı. 250 MW`lik kurulu güce sahip bu yatırım, Türkiye enerji sektörü açısından bazı önemli ilklerin de hayata geçmesi anlamına geliyor. 

RÜZGARDAN İLK LİSANSSIZ ÜRETİM

Sermetal Kerse`nin rüzgâr enerjisi santrali, Türkiye`de lisanssız rüzgâr sınıfındaki ilk geçici kabulün de yapıldığı anlamına geliyor. Yani rüzgâra dayalı lisanssız elektrik üretimi, rüzgâr yatırımlarının en yoğun olduğu illerden biri konumundaki Balıkesir`in Gönen ilçesinden başlamış oldu. Bu yatırımda kullanılan Vira marka türbin aynı zamanda, Türkiye`de imal edilip elektrik üretimine geçirilen uluslararası standartlardaki ilk rüzgâr türbini unvanına sahip oldu. Söz konusu türbin, Northel Enerji AŞ tarafından üretildi. 

YALÇIN: STRATEJİK ÖNEMİ VAR

Northel Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cem Yalçın, Enerji Günlüğü’ne yaptığı açıklamada, "Bu uygulama aynı zamanda Türkiye’nin 250 kW gücünde uluslararası standartlardaki ilk yüzde 100 yerli rüzgâr türbini olması nedeniyle stratejik açıdan da önem taşıyor" dedi. 

DEVLET KWH BAŞINA 11 CENT ÖDEYECEK

Devletin şebekeye satılan rüzgârdan üretilmiş elektriğe kWh başına 7.3 dolar cent ödeme yaptığını hatırlatan Ahmet Cem Yalçın, Northel Vira türbini sayesinde yatırımcı Sermetal Kerse Limited şirketinin, ihtiyaç fazlası elektriği şebekeye daha yüksek fiyattan satabileceğini vurguladı. Yalçın “Yüzde 100 yerli türbin ile üretilen elektriğin şebekeye satış fiyatı 11 dolar cent. Bu da devletin, yerli türbin ile üretilen tüketim fazlası enerjiyi yüzde 57 daha yüksek fiyattan satın aldığı veya mahsuplaştığı anlamına geliyor” diye konuştu. 

KANATLARDA OTOMATİK VERİMLİLİK AYARI 

Cem Yalçın, Vira 250 kW rüzgar türbininin kanatlarının, rüzgarın şiddetine göre kendi kendisini ayarlayabilecek özellikte tasarlandığını vurguladı. Yalçın bu sayede türbinin düşük hızdaki rüzgarı da elektriğe çevirerek, en yüksek verimliliği sağlayabildiğini de vurguladı. 

VİRA, ULUSLARARASI STANDARTLARA SAHİP

Ahmet Cem Yalçın’ın verdiği bilgiye göre Vira rüzgâr türbinini üretme çalışmalarının uzun bir geçmişi var. 13 yıllık yıllık AR-GE ve 7 yıllık saha uygulama tecrübesi elde eden Northel Enerji, Ayvalık’taki tesislerinde teknolojisi, yazılımı ve tasarımı dahil olmak üzere, yüzde 100 yerli üretim yapmayı başardı. Ürünün uluslararası standartlarda olduğunun da altını çizen Cem Yalçın http://enerjigunlugu.net "Northel Enerji, IEC – CE 61400 sertifikasyonunu uluslararası belgelendirme yetkisine haiz TURKLOYDU ile ilerleterek 2 yıllık çalışma sonunda şebeke bağlantısı için yönetmelik gereği her türbin modeli için TIP onay testlerini tamamladık" diye konuştu. 

1.5-2 MW`LİK TÜRBİN ÜRETMEYE HAZIR

Northel Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cem Yalçın, daha yüksek kapasiteli türbin üretme teknolojisine de sahip olduklarını ve önümüzdeki dönemde bunları hayata geçireceklerini de anlattı. Yalçın, bu konuda Türkiye`de gerek kamu gerekse özel sektörde yerli üretimi dert edinen herkesin el birliğiyle hareket etmesi halinde daha hızlı yol alınabileceğini vurguladı. 

DEVLET DEVREYE ALMA İŞLEMİNDE TİTİZ

Ahmet Cem Yalçın, Sermetal Kerse Limited’in Gönen Organize Sanayi Bölgesi’ndeki rüzgâr enerjisi tesisinin, devreye alma işlemleri sırasında, Bakanlık yetkililerinin uygulamada önem verdiği hususların da netleştiğini ve sektör için ciddi bir tecrübe oluşturduğunu anlattı. Yalçın, uygulamada özel önem verilen noktaları şöyle anlattı: “Devlet, yapılan uygulamayı detaylı inceleyip denetleyerek, öncelikle türbinin müşteriye taahhüt edilen güç sınırlarında üretim yapıp yapmadığını kontrol ediyor. Bunlar müşterilerin korunması açısından ciddi bir güvence. Yaklaşık 2 gün süren kapsamlı kabul işlemleri sırasında işin ekonomik yönü dışında uluslararası ve ulusal teknik kriterler yönüyle de limitler zorlanarak kabul prosedürler tamamlanıyor."

30 KİŞİLİK AR-GE EKİBİ 5 YIL ÇALIŞTI

Northel Enerji’nin Vira 250 kW rüzgâr türbini, yaklaşık 30 kişilik bir AR-GE ekibinin beş yıllık aralıksız çalışması sonucunda geliştirildi. Özgün tasarımıyla yüzde 100 yerli bir proje niteliğinde. Northel Enerji Başkanı Ahmet Cem Yalçın, “Vira bu özellikleriyle Türkiye’nin milli projesi niteliğini taşıyor” dedi. Northel’in her güçteki türbin için internetten 7/24 takip imkânı sunduğunu da anlatan Yalçın, gerektiğinde servis ekibi ve mühendis kadrosuyla ihtiyaca yönelik hızlı çözümler sunabildiklerini vurguladı.

ELEKTRİK FATURASI YERİNE LEASING TAKSİTİ 

Ahmet Cem Yalçın, Northel Vira rüzgâr türbiniyle yapılacak yatırımın verimlilik ve iyi bir finansal çözümle birleştiğinde yatırım geri dönüş sürelerini de makul seviyeye çektiğini vurguladı. Yalçın, Sermetal Kerse’nin örnek yatırımıyla birlikte sektör için leasing başta olmak üzere çeşitli finansman imkânlarının önünün de açıldığını kaydetti. Yalçın "Artık elektrik faturası öder gibi taksitlerle yenilenebilir enerji tesisine sahip olmak mümkün. 12 ay ödemesiz 84 aya kadar finansal kiralama yapılabiliyor" diye konuştu.

Kaynak: http://enerjigunlugu.net/ve-lisanssiz-ruzg%C3%A2r-vira-bismillah-dedi_10323.html

Kavaklı RES için acele kamulaştırma

Enerji Günlüğü - Briza Rüzgar Elektrik tarafından Balıkesir’de yapmayı planladığı 63.6 MW kurulu gücündeki Kavaklı Rüzgar Enerjisi Santrali’nin yapımı için bazı taşınmazlar acele kamulaştırılacak.

Bakanlar Kurulu, Balıkesir Kavaklı RES`in inşası için ihtiyaç duyulan bazı taşınmazların kamulaştırılmasını kararlaştırdı. Karesi ilçesine bağlı Beyköy, Kavaklı, Aktarma ve Ziyaretli köylerindeki araziler tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Maliye Bakanlığı tarafından kamulaştırılacak.  

KAVAKLI RES 63.6 MW`LİK 

Kavaklı Rüzgar Enerjisi Santrali, Briza Rüzgar Elektrik tarafından kuruluyor. Tesislerin kurulu gücü ise 63.6 MW olarak planlanmış durumda.

Kaynak: http://enerjigunlugu.net/kavakli-res-icin-acele-kamulastirma_10303.html 

YEKDEM desteğinde son başvuru tarihi 31 Ekim

Enerji Günlüğü - YEKDEM destekleme mekanizmasından yararlanmak isteyenler 31 Ekim 2014 tarihine kadar başvuru yapabilecekler.

EPDK`dan konu ile ilgili yapılan açıklamada, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun (YEK Kanunu) gereğince destekleme mekanizmasından yararlanmak isteyen üretim lisansı sahibi tüzel kişilerin en geç 31 Ekim 2014 tarihi mesai saati sonuna kadar Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna başvurmaları gerektiği bildirildi.

Açıklamada, YEK Kanunu gereğince hazırlanan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik (YEKDEM Yönetmeliği) 01/10/2013 tarihli ve 28872 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe girdiği hatırlatıldı. 

Açıklamada şu bilgiler verildi:

"YEKDEM Yönetmeliğinin 5 inci ve devamı maddeleri uyarınca 2015 yılında YEK destekleme mekanizmasından yararlanmak isteyen üretim lisansı sahibi tüzel kişilerin en geç 31 Ekim 2014 tarihi mesai saati sonuna kadar Kurumumuza başvurmaları gerekmektedir. 31 Ekim 2014 tarihi itibariyle Kuruma ulaşmamış evrak dikkate alınmayacak olup postaya verilme tarihi ve oluşabilecek gecikmelerin dikkate alınmayacağı hususlarına önem verilmelidir.

Başvuru yapmak isteyen üretim lisansı sahibi tüzel kişilerin YEKDEM Yönetmeliğinin Ek-1 Başvuru Dilekçesini ve 7 nci maddesi uyarınca alınan 03/10/2013 tarihli ve 4635-13 sayılı Kurul Kararına göre hazırlanmış bu Duyuruya ekli Bilgi Formunun ilgili nüshasında öngörülen bilgileri,başvuru dosyasında Kurumumuza sunmaları gerekmektedir.

YEKDEM başvuruları 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, YEK Kanunu, YEKDEM Yönetmeliği ve elektrik piyasası mevzuatı hükümleri çerçevesinde incelenmektedir. YEK Destekleme Mekanizmasından 2015 yılında yararlanmak isteyen üretim lisansı sahiplerinin başvurularına konu üretim tesislerinin 18 Mayıs 2005 tarihi ve sonrasında işletmeye girmiş olması, başvuru tarihi itibarıyla geçici kabulü yapılarak tamamen yada kısmen işletmeye alınmış olması, gerekmektedir.

Ayrıca 2015 yılında YEK Destekleme Mekanizmasından yararlanmak amacıyla 31 Ekim 2014 tarihi mesai saati sonuna kadar Kuruma başvuru yapan kişilerden YEK Destekleme Mekanizmasına yaptıkları başvurularını sonlandırmak isteyenlerin taleplerini en geç 31 Ekim 2014 tarihi mesai saati sonuna kadar Kurumumuz Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığına yazılı olarak iletmeleri gerekmektedir.

Başvuru yapacak üretim lisansı sahipleri Başvuru Dilekçesinin bir sureti ile başvuru eki Bilgi Formunun bir suretini word dosyası olarak bilgielektrik@epdk.org.tr adresine eposta yoluyla göndermeleri gerekmektedir."

Kaynak: 

http://enerjigunlugu.net/yekdem-desteginde-son-basvuru-tarihi-31-ekim_10312.html#.VC6YAvl_uZ4

İzmir`e Rüzgar Enerjisi Merkezi

Enerji Günlüğü - Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) öncülüğünde, kamu ve özel sektörün işbirliğiyle İzmir`de bir rüzgar enerjisi eğitim merkezi kurulacak. 

Hamburg`ta 23-26 Eylül tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Rüzgâr Enerjisi Fuarı`nda Türkiye kalabalık bir heyetle temsil edildi. Türkiye delegasyonunda; TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Halil Mazıcıoğlu, AK Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, Ak Parti Zonguldak Milletvekili Ercan Candan, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık, AK Parti Malatya Milletvekili Cemal Akın, AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül, AK Parti Kocaeli Milletvekili Zeki AYGÜN, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, MHP Kastamonu Milletvekili Emin Çınar, HDP Mardin Milletvekili Erol Dora ile EPDK Temsilcileri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Temsilcileri, Enerji İşleri Genel Müdürlüğü Temsilcileri, TEİAŞ Temsilcileri, Başbakanlık Yatırım Destekleme ve Tanıtım Ajansı Temsilcileri, TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven ve TÜREB Yönetim Kurulu Üyeleri yer aldı. 

İZMİR`E RÜZGAR ENERJİSİ EĞİTİM MERKEZİ

Delegasyon yetkilileri Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (EWEA) ve Dünya Rüzgar Enerjisi Birliği (GWEC) ile temaslarda bulundu. Temaslar sırasında, Türkiye`de rüzgar enerjisiyle ilgili bir eğitim merkezi kurulması konusu da ele alındı. İzmir’de bir Rüzgar Enerjisi eğitim merkezi kurulması konusunda mutabakata varıldı. Projeye Almanya`daki ilgili kişi, kurum ve kuruluşların desteğinin de sağlanması benimsendi. 

TÜREB YABANCILARI YATIRIMA DAVET ETTİ

TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, fuarda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Avrupa`nın en yüksek rüzgar potansiyeline sahip ülkelerinden biri olduğunu hatırlatarak, şu anda enerji üretiminde rüzgarın %5’lik bir payı olduğunu belirtti. 2023 yılı hedeflerinin 20 bin MW olduğunu kaydeden Ataseven, devlet teşviklerinin arttığını ve 10 yıl alım garantisi verildiğinin altını çizerek işadamlarını Türkiye`de yatırım yapmaya davet etti. 

MAZICIOĞLU: RÜZGÂRA HER KOLDAN DESTEK

TBMM Sanayi Komisyonu başkanı Halil Mazıcıoğlu da Türkiye’nin krizlerden minimum düzeyde etkilenen bir ülke olduğunun altını çizerek, muhalet ve iktidar olarak fuarda bulunduklarını ve Türkiye’nin rüzgarına her koldan destek verdiklerini belirtti. Mazıcıoğlu, rüzgarın süratle ilerlemesi için ellerinden ne geliyorsa yapacaklarını söyleyerek, "Dışa bağımlılığımızı azaltmak lazım. Burada öyle güzel uygulamalar gördük ki, Türkiye’de yenilenebilir enerji payımızı % 20’lere çıkarmak için hızla çalışmamız gerektiğini anladık. Türkiye’de yatırım yapan firmaların artması gerekli" dedi. 

Heyette bulunan bazı milletvekillerinin rüzgâr fuarıyla ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi. CHP Milletvekili Mehmet Ali Susam; "Bu fuarda çok önemli bir vizyon kazandık. Gördük ki, dünya rüzgar enerjisinde hızla ilerliyor ve ülkemizin de ciddi bir rüzgar potansiyeli var. Yurtdışından ithal ederek değil, ülkemizde üretim yaparak enerji elde etmeliyiz. Türkiye’yi rüzgarın üretim üssü yapmalıyız" dedi. 

AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül ise İzmir’de rüzgar enerjisi ile ilgili bir eğitim merkezi kurulması yönündeki mutabakata değinirken "Umarız rüzgar türbinlerini a’dan z’ye ülkemizde üretebilmenin zeminini bu fuarda atmış oluruz" dedi. 

MHP Kütahya Milletvekili Prof. Dr. Alim Işık; bu fuarda Türkiye’nin bir çok yatırımda geri kaldığını gördüklerini belirtti. "Neden santrallerimizi kendimiz üretemiyoruz" diyen Işık şöyle dedi: "Eksiklerimiz nerede bunu tespit edip süratle eksikliklerimizi tamamlamalıyız. Var olan yatırımların desteklenmesini sağlayacak konuları meclis gündemine taşımalıyız."

HDP Mardin milletvekili Erol Dora da Almanya`nın nükleer santralleri terk ettiğini belirterek ekolojik dengenin korunması için yeneilenebilir enerjinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Dora, "Bu konuda okullardan başlanmak üzere kamuoyunun bilgilendirilmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Yararlı bir fuardı."

AK Parti Kocaeli Milletvekili Zeki Aygün ise Almanya’daki türbin ve kanat fabrikası ziyaretinin son sadece yararlı geçtiğini vurguladı. Aygün, "Dünya var olduğu sürece, hiç tükenmeyecek bir kaynak olarak rüzgarın kullanılmasının ne kadar değerli olduğunu burada bir kez daha gördük" diye konuştu.

Kaynak: http://enerjigunlugu.net/izmire-ruzgar-enerjisi-merkezi_10256.html 

Nordex İzmir'de türbin kanadı üretimi yaptıracak

Nordex İzmir'de türbin kanadı üretimi yaptıracak

Rüzgar türbini üreticisi Nordex'in, türbin kanadı üretimi için Amerikalı TPI Composites ile uzun vadeli bir anlaşma yaptığı açıklandı.

Nordex tarafından yapılan konu ile ilgili açıklamada anlaşma kapsamında Nordex'in yeni modeli olan N117/2400 rüzgar türbinlerinde kullanılan ve N117/3000 türbinlerinde de kullanılabilecek NR-58.5 kanatların üretiminin TPI Composites'in İzmir'deki tesislerinde gerçekleştirileceği bildirildi.

Açıklamada anlaşmanın Nordex'in önemli pazarlarından olan Türkiye'de sunduğu türbinlerdeki yerli üretim oranını artırarak, müşterilerinin sağlayacakları alım garantilerinin yükselmesine ve Türkiye pazarında Nordex türbinlerini daha rekabetçi kılmasına katkıda bulunacağına da vurgu yapıldı.

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği verilerine göre Haziran sonu itibari ile 2,619 MW kurulu rüzgar enerjisi gücünün bulunduğu Türkiye'de Nordex türbinlerinin payı 602.5 MW iken, Alman rüzgar türbini üreticisinin inşa halinde olan toplam 751 MW'lık projenin 245 MW'lık bölümü için tedarik anlaşması bulunuyor.

Amerikalı kompozit üreticisi, TPI Composites geçen yılın Mart ayında Alke İnşaat ile gerçekleştirdiği ortaklık ile İzmir'de üretime başlamıştı. Alke İnşaat CFO'su Ayhan Kemaloğlu konu ile ilgili Yeşil Ekonomi'ye yaptığı açıklamada ilk etapta General Electric ile 4 yıllık bir sözleşme imzaladıklarını, aynı zamanda bir başka türbin üreticisi ile de görüşme halinde oldukları bilgisini paylaşmıştı. 

Kaynak: http://www.yesilekonomi.com/nordex-izmirde-turbin-kanadi-uretimi-yaptiracak

Nordex Türkiye 1 GW Satis Sınırını Aştı

Nordex Türkiye’nin dört rüzgâr enerjisi projesi için toplamda 112,2 MW’lık türbin siparişi aldığı açıklandı.

Nordex Türkiye’den konu ile ilgili yapılan açıklamada türbinlerin yeni inşa edilecek olan Ödemiş ve Bağarası rüzgâr enerjisi santrali (RES) projeleri ile kapasite artırımı sağlanacak olan Edincik ve Bandırma-3 RES projeleri için tedarik edileceği bildirildi.

Açıklamaya göre Ödemiş ve Bağarası projeleri Erdem Holding tarafından hayata geçirilecek iken, santraller şirketin ilk yenilenebilir enerji yatırımları olacak.

İzmir’in Ödemiş ilçesinde inşa edilecek olan Ödemiş RES 7 adet Nordex N117/3000 türbininden oluşacak ve 21 MW’lık kurulu güce sahip olacak.

Aydın’da 6.6m/s ortalama rüzgar hızına sahip, 800 metre rakımlık bir alanda inşa edilecek olan Bağarası RES ise 20 adet N117/2400 türbinden oluşacak ve 48 MW’lık kurulu güce sahip olacak. Santralin tam güç ile devreye girdiğinde yıllık 130.000 Megavat-Saatlik elektrik üretimi gerçekleştirmesi öngörülüyor.

Nordex her iki santral için de beş yıl boyunca servis ve bakım hizmeti verecek.

Edincik ve Bandırma-3 santralleri Nordex türbinleri kullanmaya devam edecek

Daha önce yine Nordex türbinleri kullanılarak inşa edilen Edincik ve Bandırma-3 RES projelerinde gerçekleştirilecek kapasite artışında Nordex tarafından sağlanacak N117/2400 türbinleri kullanılacak.

Ağaoğlu Enerji portföyünde bulunan Edincik RES projesinin kurulu gücü 30 MW’dan 56,4 MW’a, Bursa Temiz Enerji’ye ait olan 25 MW kapasiteli 41,8 MW’lık kurulu güce ulaşacak.

Projelerin devreye girmesi Nordex türbinlerinin Türkiye’nin toplam rüzgâr enerjisi gücü içindeki payını 1,050 MW seviyesine çıkarmış olacak.

Kaynak: http://www.yesilekonomi.com/yenilenebilir-enerji/nordex-1-gw-sinirini-asti

Lisanssız elektrik patinaj yapıyor

Enerji Günlüğü - Lisanssız elektrik üretimi çalışmaları yerinde sayıyor. Elektrik dağıtım şirketleri, kanunen 45 günde sonuçlandırması gereken lisanssız elektrik başvurularında bu süreyi 5 aya kadar uzattı. 

Lisanssız Elektrik Üretimi Derneği (LİDER) Başkanı Yalçın Kıroğlu, Enerji Gazetecileri ve Medya Derneği (EGAD) üyeleriyle İstanbul`da bir araya geldi. Toplantıda, lisanssız elektrik üretimi faaliyetlerinde gelinen son durum ile sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı. 2023 yılına varmadan, Türkiye`deki elektrik tüketiminin yüzde 6`sının lisanssız güneş enerjisinden karşılanacağı öngörüsünde bulunan Kıroğlu, bunun bugünkü rakamlarla yılda 15 milyar kWh`a yakın bir elektrik anlamına geldiğine dikkat çekti. 

İLGİ BÜYÜK, GÜNEŞ GÖZDE KAYNAK

Yalçın Kıroğlu, lisanssız elektrik üretimi için yılsonuna kadar 3 bin adet başvuruya ulaşmayı beklerken, başvuru sayısının şimdiden 3715`i bulduğunu açıkladı. Kıroğlu, "Yıl sonuna doğru 4500 başvuruya ulaşılırsa şaşırmayacağız. Özellikle, güneş enerjisine inanılmaz ilgi var" dedi. Kıroğlu`nun verdiği bilgiye göre, toplam olumlu başvuru sayısı 1604 olurken, henüz incelenmeyen 1690 başvuru var, 721 başvuru ise incelemede. Olumlu başvurularda toplam 1000 MW düzeyi aşıldı. Değerlendirmedekilerle birlikte bu rakam yaklaşık 2000 MW`nin üzerinde. 

DEVREYE ALINAN SADECE 62 TESİS

Lisanssız elektrik üretimine gösterilen yoğun ilgiye rağmen şu ana kadar üretime geçirilebilen tesis sayısı sınırlı. Halen 58`i güneşe dayalı, 62 adet lisanssız elektrik üretim sistemi devrede. Bunun kurulu güç karşılığı ise 26 MW. Birkaç hafta içerisinde üretime başlaması beklenen 37 tesis bulunuyor. Böylece işletmedeki lisanssız projeye sayısı 99`a, kurulu güç de 43.3 MW düzeyine ulaşacak. Yalçın Kıroğlu, bu verilerden yola çıkarak önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini şöyle sıraladı: 
"Yıl sonunda sektör 100 MW sınırını geçecek. Peki bu sonuca nereden ulaşıyoruz? Şu anda kabul almak için başvuran toplam proje sayısı 668`e çıktı. Bunların kurulu güç karşılığı ise 425 MW. Her şeye rağmen 2014 kapanışını belki düşük bir rakamla yapacağız ama önümüzdeki yılın ilk birkaç ayı içinde bu kapasitenin birkaç katına çıkacağını söylemem mümkün." 

30 MİLYON EURO`LUK YATIRIM İŞLETMEDE

LİDER yönetimi, lisanssız elektrik üretimi için yapılan yatırımların mali tutarına ilişkin tahminlerini de paylaştı. Buna göre şu anda devredeki 26 MW`lik tesislerin yatırım tutarı 30 milyon Euro. Önümüzdeki günlerde 43.3 MW`lik kurulu güce ulaşılınca bu tutar 50 milyon Euro`yu bulacak. Yıl sonunda hedeflenen 100 MW`lik kurulu güç ile yaklaşık 120 milyon Euro`luk toplam yatırım tutarına ulaşılacak. 

SÜREÇ ÇOK YAVAŞ İLERLİYOR

Yalçın Kıroğlu, yoğun ilgiye rağmen sürecin yavaş ilerlemesinden rahatsız: 
"Kabul için yapılan 668 başvurunun 184`ünü onayladıysanız ve hâlâ incelemede bir sürü proje varsa yavaş gidiyorsunuz demektir. Ama onlara da hak veriyoruz. Birkaç kişilik ekibiniz var, ne kadar başvuru geleceğini bilmiyorsunuz. Yoğun başvuru gelince ekibi artırıyorsunuz. En büyük sorun, başvuruların bu kadar hızlı büyüyeceğini düşünmemiş, planlamamış olmaları. Örneğin MERAM dağıtım bölgesinde bu süreçte başvurular patladı, çatladı. Çünkü güneşin en verimli olduğu bölge burası. Önümüzdeki dönemde TEDAŞ`a 1000 tane daha onay başvurusu gelirse ne olacak?" 

BOŞ YERE 14 MİLYON HARCADILAR 

Sistemdeki aksaklıklar nedeniyle başvurusu olumsuz sonuçlanan girişimcilerin boş yere para harcamış olduğunu ifade eden Yalçın Kıroğlu, "Başvuru başına aşağı yukarı yaptığı masraflar 20 bin TL. Bu da reddedilen 721 adet başvuru sahibinin 14 milyon liralık bir fuzuli kayıp yaşadığı anlamına geliyor. Oysa dağıtım şirketleri hat ve trafo kapasitelerini şeffaf şekilde açıklayabilseler, olumsuz başvuruyu hiç kimse yapmaz" dedi. 

MERAM YAVAŞ, BAŞKENT, TRAKYA VE ULUDAĞ HIZLI

Geçen ay MERAM bölgesinde 200`ün üzerinde projenin "hat kapasitesi uygun değil" gerekçesiyle reddedildiğini vurgulayan Kıroğlu "O zaman en baştan başvuruyu almayın, masraf da yaptırmayın. Çünkü başvuru dosyasında zaten bağlantı noktası, bağlamak istediği kapasite falan, yani her şey var" diye konuştu. Bazı dağıtım şirketlerinde süreçlerin daha iyi işlediğini belirten Kıroğlu, buna Başkent, Trakya ve Uludağ EDAŞ`ları örnek gösterdi. 

ÇATI TİPİNDE SORUN BÜYÜK

Türkiye güneşten su ısıtma sistemlerinde dünya ikincisi. Oysa lisanssız elektrikte çatı tipi, konutlarla ilgili başvuru yok denecek kadar az. LİDER Başkanı Yalçın Kıroğlu bunu süreçlersı uzunluğuna bağlıyor: "Örneğin İstanbul`da çatıya sistemi 1.5 günde kurduk, izin süreci tam 8.5 ay sürdü. Çatı projesi, statik hesaplamaları falan isteniyor. Eski konutlarda öyle bir proje yok ki. Belediye çatıyı onaylamıyor, Yapı Denetim Firması`na gitmeniz gerekiyor. Yatırımcının çatıyı yeniden projelendirip detaylarını satın alması gerekiyor. İnşaat Mühendisleri Odası görev bizde değil diyor. Dolayısıyla buna pratik bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Eğer mevzuatı geliştirebilirsek Türkiye çatıdan elektrik üretiminde de dünyada ilk sıralarda yer alabilir." 

İMAR SÜREÇLERİ 8 AYI BULUYOR

Yalçın Kıroğlu`na göre lisanssız üretimin önündeki en büyük engellerden biri de imar sorunu. Şu anda projeleri ilgili belediyeden imara işletmek gerekiyor. Ama bu konuda belediyeler birbirinden farklı uygulamalar yapabiliyor. Bazı belediyeler sanki sıfırdan yeni bir bina yapılıyormuş gibi muamele ediyor. Süreç 90 günden fazla zaman alıyor, bazen 6-8 aylara varacak şekilde uzayabiliyor. Kıroğlu`nun önerileri şöyle: "Lisanssız elektrik üretim projeleri imara tabi tutulmasın. Çünkü bunlar taşınabilir sistemler. Yatırımcı taşımak isterse bir gün içinde söküp başka bir yere sevkedebilir. Avrupa`da uygulama böyle değil. Bizde de sadece belediyeye bilgi verilsin. Bu bilgi de yatırımcı tarafından değil, projenin koordinatlarını haritasını elinde bulunduran Bakanlık tarafından bildirilsin. Bunu çözersek süreci çok hızlandırmış olacağız." 

ÇATI ONAYI MALİYETİ ÜÇE KATLIYOR

Bir evin çatısına 3-4 kW`lık sistem kurmanın maliyeti yaklaşık 12 bin TL. Çatı projesi ise 20 bin TL. Bu da yatırımın 32 bin TL`ye çıkmasına yol açıyor. O zaman güneşe dayalı çatı sistemi kurmak fizibıl olmuyor. Sistem kendisini 6-7 yılda amorti edebilecekken, proje onay süreçlerinin maliyetiyle bu süre bir anda 20 yılın üzerine çıkıyor. 

İŞLEMLER TEK NOKTADA TOPLANSIN

Bakanlıklar arası koordinasyon eksikliğinin had safhada olduğunu belirten Kıroğlu, lisanssız elektrik üretimiyle ilgili bir koordinasyon merkezi oluşturulmasını istedi. Kıroğlu, "İşler bir merkezden koordine edilsin. Yatırımcı belediyeye gitmesin. Bir internet sitesinden başvursun. O siteden işlemini takip etsin. Sorunlarıyla ilgilenen yerin çözüm yetkisi olsun" dedi. 

KAPASİTELER İNTERNETTEN AÇIKLANSIN

Aslında herhangi bir EDAŞ`ın lisanssız üretim başvurusunu reddetme hakkı ve yetkisi olmadığını savunan Yalçın Kıroğlu, “Pratikte bu red kararlarıyla 14 milyon TL`yi çöpe attık. Gelin bir 14 milyon TL`yi daha çöpe atmayalım. Bunun çözümü şeffaflıkta. TEİAŞ ve EDAŞ`lar trafo dağıtım merkezleri ve hat kapasitelerini web sitelerinden açıklasınlar. Bunu her gün de güncelleybilirler. Avrupa`da internet üzerinden başvurup üç günde cevap alınabiliyorken bizde bunun 5 ay gibi bir zaman alması bir değişiklik ihtiyacı olduğunu gösteriyor” diye konuştu. 

ÇED GERÇEKTEN GEREKSİZ

Lisanssız üretimdeki yavaşlağın tipik nedenlerinden biri de ÇED`le ilgili. Bu başvurularda ÇED gerekli değildir belgesi de isteniyor. "Oysa" diyor LİDER Başkanı Kıroğlu, "2 MW`ye kadar olan elektrik sistemleri zaten ÇED`e tabi değil. Buna rağmen, ÇED gerekli değildir belgesi talebiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na başvuru gerekiyor. Bu belge bazen 2 günde bazen 12 günde çıkıyor." 

NEDEN GÜNEŞE İLGİ ARTIYOR? 

Yalçın Kıroğlu, lisanssız üretim için neden güneşin ilgi gördüğünü şöyle anlattı: “Güneş cazip bir enerji kaynağı. Çünkü kurulum maliyetleri geçtiğimiz yıllara göre çok büyük oranda düştü. Güneş yatırımları 7-8 yıllar civarında kendini amorti edebilecek hale geldi. Artı, bazı komponentler Türkiye`de üretilmeye başlandı. 20`ye yakın panel üreticisi var. Güneşin bir kolaylığı da istenilen kapasitede yapılabiliyor olması. 100 kW`lık yapıp, daha sonra modül modül büyütebiliyorsunuz. Rüzgâr ise baştan iyi planlanması gereken bir yatırım, çünkü sonradan büyütemiyorsunuz. Büyütmek isteseniz de çok zor.”

RÜZGÂR LİSANSSIZ DA ESİYOR

Yalçın Kıroğlu’nun verdiği bilgiye göre lisanssız üretimde bundan böyle rüzgara dayalı başvurular da dikkat çekecek. Geçtiğimiz haftalarda 2.5 MW rüzgar lisans başvurusunun TREDAŞ`tan onay aldığını elirten Kıroğlu “Bu hafta BEDAŞ`tan 2.5 MW`lik bir onay gelecek. Arkasından UEDAŞ`tan bekliyoruz, Çanakkale`de iki farklı şirketin 2.5`er MW`lik rüzgâra dayalı lisanssız için başvuru yaptığını biliyoruz. Rüzgârda proje sayıları az ama kapasiteler büyük olacak” dedi. 

FİNANSMAN SORUNLARI ÇÖZÜLÜYOR

Bankalar ve finans kuruluşları, lisanssız projeler için uzmanlardan kontrolörlük, danışmanlık hizmeti alıyor. Hem leasing firmaları hem de bankalar direkt kredi vermek üzere lisanssız projelere giderek daha çok ilgi duymaya başladı. Yüzde 20 özsermaye yüzde 80 kredi ile proje finansmanı modeli de geliştirilmeye başlandı. Üretim kaybını da içeren sigorta uygulamaları da devrede. Bu hem banka ve finans kuruluşlarının elini rahatlatıyor, hem de yatırımcı açısından büyük kolaylık sağlıyor.

RAKAMLARLA LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNİ BAŞVURULARI 

3715 lisanssız üretim proje başvurusu yapıldı
1604 proje başvurusu olumlu bulundu
721 proje başvurusu ön incelemede 
668 proje onay başvuru yaptı. (424.2 MW)
102 projenin onay başvurusu reddedildi (333.0 MW) 
184 projenin onay başvurusu kamul edildi(91.2 MW)
62 proje kabul aldı, üretime geçti (26.0 MW) 
37 proje kabul aşamasında (17.3 MW

Kaynak: 

http://enerjigunlugu.net/lisanssiz-elektrik-patinaj-yapiyor_10197.html#.VC6ZCvl_uZ6

Elektrikçileri bu zam kesmez!

Elektrikçileri bu zam kesmez!

Tarifeli elektrik fiyatları, iki yıllık bir aradan sonra ilk kez zamlandı. Fiyat artışını, ulusal tarifeleri belirleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu`nun (EPDK) rakamları henüz açıklanmadan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız duyurdu. Bakan Yıldız, hem elektrikte hem de doğalgaz fiyatlarındaki zam oranını yüzde 9 olarak açıkladı. 

Bu iki ürünün fiyatına yapılan zamların, hayatın tüm alanlarına etki edeceği kesin. Çünkü zam gören her iki ürün de vatandaşın cebini doğrudan etkilemekle kalmayacak. Sanayi ve ticaret hayatının ana girdilerinden olan elektrik ve doğalgaz, diğer ürün ve hizmet maliyetlerini de yükseltecek. Yani daha şimdiden, diğer pek çok ürün ve hizmetin de zamlandığını varsayabiliriz. 

Borsa ve finans yazan, konuşan meslektaşlarımız da şimdiden başladı döktürmeye. Enerji zamlarının Ekim ayı enflasyonuna en az yarım puanlık katkısı olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Belki de daha yüksek olur, kim bilir? Çünkü elektrik ve doğalgaza zam geldi bahanesi, uzun süredir yapılamayan bazı fiyat artışlarını da sertleştirecektir.

Neyse olayın bu kısmını çok uzatmayıp, esas işi bu olan ekonomistlere ve gazetecilere bırakalım. Gelelim enerji sektörünün bu zamlara bakışına. Baştan söyleyelim, elektrik üretimi ve ticaretiyle uğraşan firmalar bu zamlardan memnun. Peki yeterli buldular mı? Pek sanmıyoruz. Çoğunun bakışı "Yetmez ama evet" kıvamında... 

Çünkü kolay değil, elektriğe son zam 1 Ekim 2012 tarihinde, yani bundan tam iki yıl önce yapılmıştı. Tüketiciler cephesinden bakarsak, doğalgaz fiyatları da uzun süredir zam görmemişti. 

Tarifeli elektrik fiyatlarının uzun süredir yerinde sayması, serbest piyasada elektrik satan oyuncuları ciddi şekilde zorluyordu. Yenilenebilir kaynaklara, özellikle rüzgâra dayalı elektrik üretenler diğerlerine göre daha rahattı ama sonuçta onların da yatırımlarını amorti etme sürelerinin uzamasına yol açıyordu bu zamsızlık... 

Elektrikte serbest tüketici sayısının giderek artması beklenirken, tarifelere zam yapılmaması nedeniyle buradaki artış durmuş, Temmuz ayında 65 bine yakın serbest tüketici bu serbestlikten vazgeçmiş ya da satıcılar tarafından portföyden çıkarılmış, bölgelerindeki dağıtım şirketlerine yönlendirilmişti. 

Çünkü satıcı firmaların pek çoğunun maliyeti, tarifeli fiyatla başabaş noktaya kadar yükselmiş, hatta bazılarında bu seviyeyi bile aşmıştı. Kuşkusuz bu gelişmede kuraklık nedeniyle barajlı hidroelektrik santrallerinden elde edilen elektrik üretiminde yaşanan düşüşün de etkisi vardı. Su olmayınca haliyle daha yüksek maliyetle elektrik üretilen doğalgaz santrallerine yüklenildi. 

Ağustos ayında serbest tüketici sayısı yeniden arttı. Yine de Haziran sonundaki serbest tüketici sayısına ulaşılabilmiş değil. Eylül ve Ekim aylarında ise serbest tüketici sayısında daha hızlı bir artış olacağını söylemek yanlış olmaz. 

Bunun bir nedeni, elektrik talebinin her yıl olduğu gibi bu yıl da sonbahar ve bahar aylarında azalması olacak. Ancak asıl etkiyi, son yapılan elektrik zamları gösterecek. Tedarikçi firmalar bu son gaz ve elektrik zamlarından sonra, tarifeli fiyatların altında bir maliyetle daha rahat elektrik bulup müşterilerine aktarabilecek. 

Peki bunun kalıcı bir etkisi olacak mı? Bize sorarsanız son yapılan zamların enflasyon üzerinde kalıcı bir etkisi olacağı kesin. Ama sektör açısından bakarsanız, serbest ticaretin gelişimini istenen hıza ulaştırmaya yine de yetmeyecek. 

Çünkü iki yıl aradan sonra yapılan yüzde 9`luk zam, diğer maliyet kalemlerinde yaşanan artışı telafi etmeye anca yeter. Sadece dolar kurlarının o tarihten bu yana nerelere geldiğine bakmak bile, yapılan zamların elektrik üretici ve satıcılarının beklentilerinin oldukça gerisinde kaldığını söylemeye yeter... 

Özetle, bu zamlar elektrik sektörünü kesmez. 

Peki çözüm zam yapmak mı? Doğalgaz ve elektrik fiyatlarını bir tür gelir ve vergi adaleti sağlama aracı gibi kullanmaya devam ederseniz, başka şansınız yok. Bıçak kemiğe dayanınca istemeden de olsa yaparsınız zammı. 

Oysa Türkiye enerji sektörünü liberalleştirmeyi, yani serbestleştirmeyi tercih etmiş bir ülke olarak, bunun gereklerini yerine getirmeli. Yani bu işi biraz daha piyasanın gelişimine bırakmalı. 

Ne demek istiyoruz? Bunu anlatmak için elimizde iyi bir örnek var: Telekomünikasyon sektörü... GSM sektöründe ses ve data hizmeti fiyatları, yani telefon görüşmesi ve veri aktarımı hizmet fiyatları serbest bırakıldıktan sonra siz kaç kez "cepten görüşme zamlandı" haberi gördünüz? Veya Türk Telekom özelleştirmesinden sonra kaç kez “telefon ücretlerine zam yapıldı” haberiyle karşılaştınız? 

Vallahi iş öyle bir noktaya geldi ki, telekom şirketlerinin çeşitli ürün ve hizmet paketleriyle ilgili reklamlarına bakarsanız, bırakın fiyat artışını, siz konuştukça üste para alıyormuşsunuz gibi bir hava bile yaratmayı becerdiler en sonunda. 

Enerji sektörünü de özelleştiriyorsanız, ileride olacağı budur. Özel sektör, cebinizden daha fazla para alsa bile bunu pek hissettirmez size... Hükümet ve düzenleyici otorite de ikide bir "bu ay zam var mı?" sorusuyla karşılaşmaz. Öyle ya, gazeteciler Ulaştırma Bakanı`na en son ne zaman "telefona zam var mı" diye sormuştur sizce? 

Her neyse, son olarak şununla kapatalım. Elektrik sektörünün liberalizasyonu teoride tamam. Bir tek Enerji Borsası’nın faaliyete geçişi kaldı o kadar. Pratikte ise bunun önünde ciddi engeller var. En büyük engellerden biri ise doğalgaz piyasasının serbestleşmemiş olması. Yani doğalgazın sübvansiyonlu fiyattan satılması… 

Eğer siz doğalgaz fiyatlarını serbest dalgalanmaya bırakamıyorsanız, sattığı ürünün yüzde 50`si doğalgazdan sağlanan bir elektrik piyasasının da elini kolunu bağlamış, deyim yerindeyse elektrik ticaretini gaza boğmuş ya da boğdurmuş oluyorsunuz. 

Peki elektrikte liberalizasyonun önündeki diğer engeller? Onlara da sonra bakalım artık, bugünlük bu kadar yeter... 



Kaynak: 
http://enerjigunlugu.net/elektrikcileri-bu-zam-kesmez_10318.html#.VC6ar_l_uZ4

Saturday, September 13, 2014

Borusan'dan dev enerji atağı

12.09.2014 - Borusan EnBW Enerji, rüzgâr enerjisinde 257 MW’lık ilave kurulu gücü Türkiye’ye kazandıracak 330 milyon dolar tutarında bir yatırım gerçekleştirdi.

Bu yenilenebilir enerji yatırımı Mersin, İzmir, Bursa ve Çanakkale’de 4 RES’in temellerinin atılması, Tekirdağ Balabanlı RES’in hizmete girmesi ve Balıkesir Bandırma RES’te kapasitenin artırılmasını kapsıyor.

12 Eylül 2014, İstanbul. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek ve bu alandaki portföyünü güçlendirmek vizyonu ile yola çıkan Borusan EnBW Enerji yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor.

Tekirdağ Balabanlı Rüzgâr Enerji Santrali’nin (RES) hizmete girmesi, Mut RES (Mersin/Karaman), Fuatres RES (Kemalpaşa, İzmir), Harmanlık RES (Karacabey, Bursa) ve Koru RES (Lapseki, Çanakkale) tesislerinin temellerinin atılması ve Bandırma RES (Bandırma, Balıkesir) kapasite artışı dolayısıyla bir tören düzenlendi.

Gerçekleşen törene Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Almanya Baden Württemberg Eyaleti Finans ve Ekonomi Bakanı Dr. Nils Schmid, Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık, Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, EnBW A.G. CEO’su Dr. Frank Mastiaux ve Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Mehmet Acarla ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.

Devreye giren 50 MW’lık kurulu güce sahip olan Tekirdağ Balabanlı RES’te, 22 adet Siemens SWT 2,3-108 türbin bulunuyor. Kule yüksekliği 90 metre ve türbin kanat çapı 108 metre olan Balabanlı RES’in inşaat işlerine 2013 yılının Ağustos ayında başlandı ve 8 ay gibi rekor bir sürede tesisin ilk fazı devreye alındı. Yatırım sürecinde yerel istihdama öncelik verilerek toplam 105 kişinin görev alması sağlandı. 4 RES’in kurulması ve Bandırma RES kapasite artışı nedeni ile Borusan EnBW Enerji yaklaşık 330 milyon ABD doları yatırım yapacak. Avrupa’nın en büyük karasal rüzgâr enerji yatırımlarından birini oluşturan bu projeler tamamlandığında Borusan EnBW Enerji, kurulu rüzgâr gücü açısından Türkiye’nin lider rüzgar enerjisi üreticilerinden biri olacak. Hizmete giren Tekirdağ Balabanlı RES ve temeli atılan yeni yatırımlarla birlikte Borusan EnBW Enerji Türkiye’ye toplam 257 MW ilave kurulu rüzgâr enerjisi gücü kazandırmış olacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız: “RES’lerin toplam kurulu güç içerisindeki payını 3.600 MW’tan 11 bin MW’a çıkarmalıyız” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız törende yaptığı konuşmada “Saygın ve seçkin bir kuruluş olan Borusan’ın hemen hemen yaptığı tüm projelerde yanındayız, Türkiye’nin büyümesine, ilerlemesine, gelişmesine ciddi katkı yapıyor” dedi. Bakan Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü: “2013 yılı içerisinde hizmete aldığımız santrallerin sayısı 180 adet ve toplam 7.100 MW. 12 yıl önce özel sektörün toplam kurulu güç içerisindeki payı %32’ydi. Şimdi özel sektör ve kamu yer değiştirdi ve kamunun payı %32 oldu. Serbest piyasa koşullarını sağlamak adına özel sektörün minimum %75 pay alacağını söyleyebiliriz.

2014 yılında ilk defa rüzgar enerjisinin toplam kurulu güç içerisindeki payı %5’e ulaştı. Toplam 3.600 MW. Bunu 11 bin MW’a çıkartmamız gerekiyor.”

Kocabıyık: 70 yıllık tecrübemizle ülkemize yatırım yapmaya devam ediyoruz

Törende konuşan Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık, 70 yıllık zengin bir tarihe sahip olan Borusan’ın bütün faaliyet alanlarında ülkesine, paydaşlarına değer yaratmak ve pazar lideri olmak için çalıştığını ve 7 yıldır faaliyet gösterdiği enerji sektörüne de bu yaklaşımını taşıdığını kaydetti. Kocabıyık şunları söyledi: “Yenilenebilir enerji kaynaklarında, özellikle de rüzgâr enerjisinde bizi liderliğe taşıyacak bir adım atıyoruz. Bu adım ülkemizin yenilenebilir enerji alanındaki potansiyelinin değerlendirilmesinde önemli bir katkı oluşturuyor. Bu katkıyı yapmaktan, bu büyük yatırımı başlatmaktan gurur duyuyoruz. Borusan, Türkiye’nin kalkınmasında, uluslararası rekabet gücünün artmasında ve enerji potansiyelinin hayata geçirilmesinde üstüne düşeni yapmaya devam edecektir.”

Uğur: Enerji sektörüne toplamda 550 milyon doların üzerinde yatırım yaptık

Borusan Holding CEO’su ve Borusan EnBW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Agah Uğur ise konuşmasında Türkiye’nin enerjide 2023 hedeflerini özetledikten sonra şunları söyledi: “Ülkemizin sürdürülebilir enerji kaynaklarını geliştirmek ve enerjide dışa bağımlılığın azalmasını desteklemek vizyonu ile çalışıyoruz. Türkiye’nin enerjide 2023 hedeflerine ulaşması için payımıza düşeni yapıyor, sürece katkıda bulunuyoruz. 2007 yılında giriş yaptığımız enerji sektöründe bugüne kadar 550 milyon doların üzerinde yatırım gerçekleştirdik.”

Acarla: Ülkemizin enerji ihtiyacına çevreci çözüm yaratıyoruz

Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Mehmet Acarla ise yapılan yatırımla ilgili bilgiler vererek şöyle konuştu: “Bugün resmen hizmete açtığımız Balabanlı Rüzgâr Enerjisi Santralimiz, kapasitesini arttıracağımız Bandırma Rüzgâr Enerjisi Santrali ve kurulacak dört yeni santralimiz ile Türkiye’nin rüzgâr enerjisi alanındaki potansiyelinin gerçekleşmesi yolunda önemli bir adım atıyoruz. Ülkemizin yenilenebilir enerji kaynaklarının hayata geçmesini desteklemekten büyük mutluluk duyuyoruz.”


Kaynak: 

http://www.milliyet.com.tr/borusan-dan-dev-enerji-atagi/ekonomi/detay/1939327/default.htm

Sunday, September 7, 2014

Hükümet`in enerjiye bakışında ne eksik?

62. Hükümet Programı açıklandı, biz öncelikle 148-152 sayfalarda açıklanan "Enerji" konularına bakalım, neler anlatılmış- hedeflenmiş iyi okuyalım.

Enerji günümüz dünyasının en stratejik alanlarından birisidir. Son yıllarda yeterli seviyede elektrik enerjisi üretim kapasitesinin oluşturulmasına, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve üretim ve dağıtım tesislerinin özelleştirilmesine önem verdik.

Bu doğrultuda, 2002 yılında yaklaşık 31.000 MW olan elektrik kurulu gücünü 2014 yılı Temmuz ayı itibarıyla 67.431 MW’a, 2002 yılında 129 milyar kwh saat olan elektrik üretimimizi de, 2013 yılında 242 milyar kwh’e yükselttik.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimini teşvik etmeye başladık; enerji verimliliği stratejisini hazırlayarak uygulamaya koyduk.

Bu çerçevede önümüzdeki dönemde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını en üst düzeyde değerlendireceğiz. Özellikle hidroelektrik santraller kapsamında, 2003 yılından bugüne kadar devreye alınan HES projeleri ile 2003 yılında 26 milyar kilowattsaat olan yıllık hidroelektrik enerji üretim kapa- sitesini 79 milyar kilowattsaate yükselttik. Son üç yılda 6.450 MW gücünde santralı devreye aldık; 2015 yılına kadar yeni santralları devreye alacağız. 

Yerli linyit sahalarımızın termik santral amaçlı değerlendirilmesine önem veriyoruz. En büyük kömür rezervine sahip sahalarımızdan Afşin Elbistan, Konya Karapınar, Afyon Dinar ve Eskişehir Alpu sahalarında elektrik üretimi amaçlı girişimler üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca, kömür istihracı yatırımları ve termik santral yatırımları, yatırım teşvik sistemindeki öncelikli yatırımlar kapsamına alınmış olup, orta vadede bunun olumlu etkilerini göreceğiz. 

Nükleer santral kurulmasına ilişkin çalışmalarımızı hızlandıracağız. Bu çerçevede elektrik dağıtım şirketlerinin tümünün özelleştirilmesini tamamladık. Elektrik üretim tesislerinin özelleştirilmesine devam ediyoruz. 

Enerjide 2023 hedefimize ulaşarak, ekonomik kalkınmanın ve sosyal gelişmenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sürekli, güvenli ve asgari maliyetle temin edebilen, enerji üretiminde kaynak ve teknoloji çeşitliliğini artırarak enerji arz güvenliğimizi sağlayan bir ülke konumuna geleceğiz.

Bu çerçevede nükleer enerjiyi elektrik üretiminde kullanan, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını en üst düzeyde değerlendiren, israfı ve enerjinin çevresel etkilerini asgariye indiren uluslararası enerji ticaretinde stratejik konumunu güçlendirmiş rekabetçi bir enerji sistemi oluşturulacaktır.

Arz güvenliğinin artırılması amacıyla birincil enerji kaynakları bazında dengeli bir kaynak çeşitlendirmesine gidilecektir.

Mersin Akkuyu ve Sinop’ta toplam 9.280 MW gücünde 8 adet nükleer reaktör devreye alınacaktır. Yerli kömür kaynaklarının elektrik enerjisine dönüştürülmesi için 18.500 MW düzeyinde santral tamamlanacaktır.

Hidroelektrik kaynaklarımızın tamamına yakın kısmı kullanılarak 20.000 MW ek güç sağlanacaktır. Bu kapsamda, Ilısu, Yusufeli, Boyabat, Alpaslan-2 gibi önemli projeler tamamlanacaktır.

Ayrıca rüzgâr enerjisi gücümüz 20.000 MW’a çıkartılacak, en az 600 MW gücünde jeotermal santral ve en az 3.000 MW gücünde güneş enerjisi santralı kurularak yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi içindeki payı 2023 yılında yüzde 30’a yükseltilecektir.
Güneş enerjisinde yeni bir döneme giriyoruz. Konya’ya dünyanın en büyük güneş enerjisi santralini yapmak üzere çalışma başlattık. 3.000 MW’lık güneş santrali için yaklaşık 6 milyar ABD doları yatırım yapılacak. Konya’yı güneş enerjisi üssü haline getireceğiz.

2003 yılı öncesinde yalnızca 9 ilimizin doğalgaza erişimi mevcut iken, 2013 yılı itibarıyla 72 ile çıkardık. Kalan 9 ili de, konumları itibarıyla teknik güçlükler ve yüksek yapım maliyetleri içermesine karşın, doğal gaz ile buluşturacağız ve artık ülkemizde doğal gazı olmayan il kalmayacaktır.

Doğalgazda arz güvenliğine büyük önem veriyoruz. Bu doğrultuda, arz kaynaklarını çeşitlendirmeye verdiğimiz önemin yanı sıra, depolama tesislerini de hayata geçiriyoruz. Kuzey Marmara ve Değirmenköy depolama tesislerini faaliyete geçirdik. Tuz Gölü yer altı depolama tesisinin 500 milyon m3’lük ilk aşamasını 2016 yılı itibarıyla tamamlayacağız. Ayrıca, 2002 yılı sonu itibariyle 100 milyon ABD doları olan petrol arama ve üretim yatırımlarımızı, 2012 yılında 910 milyon ABD dolarına çıkardık.

Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın inşasını bitirdik. Bakü-Tiflis-Erzurum (Şahdeniz) Doğalgaz Projesi’ni hayata geçirdik. Azerbaycan Şahdeniz II Projesindeki payımızı yaklaşık yüzde 20’ler civarına çıkararak en büyük ikinci hissedar olduk. Azeri doğalgazını Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nde (TANAP) Hükümetler arası anlaşmayı imzaladık. Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru hattı ile Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi’nin ilk ayağını tamamladık ve komşu ülkeye gaz ihraç etmeye başladık. Ceyhan’ın, Avrupa’da ikinci büyük enerji terminaline dönüştürülmesini hedefliyoruz.

Böylece bir yandan enerjide arz güvenliğimizi sağlayacak, diğer yandan enerji geçiş ülkesi olmayı hedefleyen önemli adımlar attık.

Türkiye’nin, gittikçe gelişen büyük enerji piyasası ve Ortadoğu, Kafkasya/Orta Asya ve Güneydoğu Avrupa/Balkanlar bölgelerini birbirine bağlayan uluslararası projeleri ile bölgesel bir enerji ticaret merkezi haline gelmesini ve stratejik konumunu güçlendirmeyi hedefliyoruz.

Hükümetimiz sanayimize ve enerji sektörümüze entegre şekilde madenciliğimizin geliştirilmesine öncelik vermektedir. Ülkemizin 2012 yılı maden üretimi 11,7 milyar dolara ulaşmıştır. 2023 yılı hedefleri kapsamında bu miktarın 20 milyar dolara ulaşması amaçlanmaktadır.

2002 yılında yaklaşık 600 milyon dolar olan maden ihracatımızı, 2013 yılı sonu itibarıyla 5 milyar dolara; 2002 yılında 100 bin metre olan kamu-özel sektör maden arama sondaj miktarını, 2013 yılı itibarıyla 1 milyon 500 bin metre düzeyine ulaştırdık. 2023 yılı itibarıyla maden arama amaçlı sondaj miktarımızın 5 milyon metreye çıkarılması hedeflenmektedir.

Petrol ve doğalgaz yurt içi arama yatırımlarımızı 2002 yılına oranla yaklaşık 9 kat arttırarak 2013 yılında 900 milyon dolara ulaştırdık. 2002 yılında 52 bin metre olan petrol ve doğalgaz sondaj uzunluğu ise, 2013 yılında 305 bin metreye ulaşmıştır. Önümüzdeki dönemde, maden, petrol ve doğalgaz aramalarını arttırmaya ve jeotermal potansiyelimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Ayrıca denizlerimizde kendi gemilerimizle araştırma imkânlarını artıracağız.

Türkiye’nin “kara elmas”ı kömürün enerji portföyümüzde daha ağırlıklı olması için harekete geçtik. Göreve geldiğimizde 8 milyar ton olan kömür rezervine yaptığımız sondajlarla 6,8 milyar ton daha ekledik. Son 11 yılda 11 yeni kömür sahası keşfettik.

62. Hükümet Programında "Enerji" hedefleri çok güzel. Aslında bu hedefler, bir önceki hükümet programı metninden alınmış. Yani program devamlılık arzediyor. Bizce program içinde daha çok yerli mühendislik, yerli tasarım, yerli imalat, yerli işçilik- yerli istihdam vurguları da yapılmalıydı. 

Yıl 2014 ve bu hükümet normalde görevini 2015 seçimine kadar toplam 10 ay sürdürecek. Bu kadar çok hedefi bu kısa süre içinde gerçekleştiremeyeceği gibi; neleri gerçekten gerçekleştireceğini de net yeni programda belirtmemiş. Yeni hükümet, eskinin devamı olsa da kendi hedeflerini ve önceliklerini esas almalı idi. Devam ettireceği enerji politikalarını belirtebilirdi. 

Geçmiş rakamlar çokça bahsedildiği zaman, bu defa bir önceki programlarla kıyaslanması ve gerçekleşmelerin değerlendirilmesi gerekir. Hedef 2023 yılı düşünüldüğünde `Doğalgaz` ve ithal yakıt santrallarına hiç değinilmemesini, siyasi iradenin bu konulardaki gayriresmi yatırım isteksizliği olarak mı algılamak gerekir? 

Cari açığı etkileyen olası "ithal doğal gaz, ve ithal yakıt" fiyat dalgalanmalarından hiçbahsedilmemesi ayrıca dikkat çekiyor. 62. Hükümetimizin Programı hepimize hayırlı ve uğurlu olsun.

Kaynak: 
http://enerjigunlugu.net/hukumetin-enerjiye-bakisinda-ne-eksik_9929.html

Erdem Holding Nordex`den 20 rüzgar türbini alacak

Nordex, Erdem Holding’in Aydın’daki Bağarası Rüzgar Santrali’ne 20 türbin sağlayacak. 

Alman rüzgar türbini üreticisi Nordex bir açıklama yaparak, Erdem Holding`den Aydın Bağarası rüzgar çiftliği için toplam kapasitesi 48 MW olan N117/2400 tipi 20 türbin siparişi aldıklarını duyurdu.

Beş yıllık olan anlaşma,20 adet N117/2400 rüzgar türbininin temini ve temel bakımını içeriyor.

Bağarası rüzgar çiftliği 2015 yılında 20 türbin faaliyete geçtiğinde, 48 MW kapasiteli rüzgar çiftliği yılda 130.000 MWh elektrik üretecek.

Erdem Holding son dönemde Nordex’ten Ödemiş Rüzgar Santrali için her biri 3 MW kapasitesinde olan 7 adet türbin sipariş etmişti

Kaynak: 
http://enerjigunlugu.net/erdem-holding-nordexden-20-ruzgar-turbini-alacak_9967.html

EPDK lisans iptalinde ayrımcılık yaptı

EPDK, 16 şirketin elektrik üretim projesini iptal etti. Bunun için yatırılan 30 milyon liranın üzerindeki teminat da yandı. Kurum, iptallere gerekli prosedürlerin verilen tarihte tamamlanmamasını gerekçe gösterdi. Sektörde lisans iptallerinde çifte standart uygulandığı öne sürülürken ayrımcılık tartışmaları başladı.


17 ve 25 Aralık sonrası iktidarın sopası haline gelen bağımsız üst kurullar, keyfi uygulamalara devam ediyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), geçtiğimiz günlerde 16 şirketin elektrik üretim projesini iptal etti. Toplam 343 MW’lık kurulu güce sahip projeler için yatırılan 30 milyon liranın üzerindeki teminat da yandı. Lisans iptaline konu projelerden 6’sını rüzgâr, 9’unu ise hidroelektrik santrali, birini de biyogaza dayalı elektrik üretim projeleri oluşturuyor. Kurum, iptallere gerekli prosedürlerin verilen takvim içinde tamamlanamamasını gerekçe gösterdi. Ancak lisans iptallerinde çifte standart uygulandığı ve ayrımcılık yapıldığı iddiaları ortaya atıldı. Mayıs ayında eksikliklerini tamamlamayan şirketlerin lisanslarını iptal eden EPDK, İzmir’de yatırım süresi dolan 25 projeyi iptal etmedi. Bunlar arasında hükümete yakınlığıyla bilinen şirketler ön plana çıkıyor. Yolsuzluk soruşturmasında ismi geçen işadamı Abdullah Tivnikli, Sancak Grubu, Çalık Holding’e ait projelerin yatırım süreleri dolmasına rağmen iptal edilmedi. İsmini açıklamayan bir kaynak, lisans iptallerinde ayrımcılık yapıldığını söyledi.

Hükümete yakınlığıyla bilinen Sancak Grubu’na ait Hassas Teknik Enerji Elektrik Üretim AŞ’nin İzmir’in Urla ilçesinde yatırım süresi 3 yıl önce dolan tesisin lisansını iptal etmedi. Aynı şekilde Çalık Holding’e bağlı Çalık Rüzgâr Enerjisi Üretim Ltd. Şti.’nin İzmir Urla ve Karaburun ilçelerinde yatırım süresi 3,5 yıl önce sona eren tesisin lisansına da dokunmadı.  Hükümete yakınlığıyla bilinen ve yolsuzluk soruşturmasında ismi geçen işadamı Abdullah Tivnikli’ye ait Eksim Yatırım Holding’in de Seferihisar ve Çeşme’de lisans süresi dolan iki projesiyle ilgili işlem yapılmadı.   

Sancak Enerji Hizmetleri AŞ ve Şınlak Holding AŞ’nin ortaklığındaki, Hassas Teknik Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret AŞ’ye de aynı kanun ve mevzuat çerçevesinde 29 Mayıs 2008 tarihinden geçerli olmak üzere 49 yıllığına İzmir’in Urla ilçesi Ovacık mevkiinde lisans verildi. Toplam 15 MW kurulu gücünde 12 üniteden oluşan rüzgâr santralinin tamamlanma süresi, 16 ayı inşaat dönemi için, 12 ayı da inşaat aşaması olmak üzere 28 aylık bir zaman dilimini içeriyordu. Ancak bu süre 29 Eylül 2010 tarihinde doldu. Şirket, EPDK’dan bir yıl ek süre istedi. Başkanlık oluru ile santralin inşaat dönemi 24 ay, tamamlanma süresi de 40 ay olarak değiştirildi. Bu süre de 29 Eylül 2011 tarihinde doldu. Tamamlanma süresi yaklaşık 3 yıl önce dolan tesis, EPDK’nın lisansını iptal ettiği tesislerin arasında yer almadı.   

TİVNİKLİ’YE DE İŞLEM YAPILMADI

Eksim Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tivnikli’nin de ortak olduğu Aktepe Enerji AŞ ve Baltepe Enerji AŞ’nin Seferihisar ve Çeşme’de Temmuz 2008’de rüzgâr enerjisi üretim lisansı aldı. İki bölgede toplam 34 MW kurulu güce sahip 20 üniteden oluşan üretim tesisi belirlenen sürede tamamlanamadı. 40 ayda bitmesi gereken üretim tesisinin süresi Eylül 2010’da doldu. Şirkete verilen 15 aylık ek süre de 24 Kasım 2011’de bitti. Yatırım süresinin dolmasının üzerinden 2,5 yıl geçmesine rağmen EPDK’nın lisansını iptal ettiği tesisler arasında yer almadı. Güral Porselen’in Urla’daki, Karadeniz Holding’in Ödemiş’teki ve MV Holding’in Çeşme’deki projeleri de verilen süre içinde bitirilmemesine rağmen lisansı iptal edilmedi. İzmirli işadamlarının kurduğu Enda Enerji Holding’e ait İzmir’in çeşitli yerlerinde bulunan 4 projenin süresi dolmasına rağmen lisansı iptal edilmedi.

Kaynak: 

http://www.zaman.com.tr/ekonomi_epdk-lisans-iptalinde-ayrimcilik-yapti_2238277.html