Söke`de rüzgar enerjisi ile elektrik üretilmesi için çalışmalar sürüyor.
Söke`ye bağlı Yenidoğan Beldesi`nde üretim lisansıyla elektrik üreterek ulusal şebekeye aktarmak üzere rüzgar santralı kurmayı planlayan ABK Enerji Üretim A.Ş`nin, 30 megawatt Söke-Çatalbük Rüzgar Enerji Santralı Projesinin yerel, sosyal ve çevresel etkilerine odaklanarak proje paydaşları arasında yapılacak tartışma toplantısı gerçekleştirildi. Proje sorumluları, bölgenin Türkiye`nin rüzgar enerji potansiyelinin olduğu bir alanda bulunduğunu, 7 yıldır bölgede araştırma yaptıklarını belirterek, projenin inşaat işlerine 2009, türbin yerleştirme işlerine 2010 yılında, Enerji Bakanlığı`ndan alınacak izinle başlanacağını söylediler.
Projenin kurulacağı yerleşim birimlerinde yaşayanlar ile çevrecilerin de katıldığı toplantıda, projenin, sürdürülebilir kalkınmaya daha yararlı olacağı kaydedilirken, proje inşaatının 3 ay süreceğini, bu zaman içerisinde taşeron firma isterse işçileri yöre halkından karşılayabileceği ve inşaat için 50-100 kişi arasında bir istihdam sağlanacağı belirtildi. Toplantıya katılan bir çiftçi, Rüzgar ölçüm direklerinin yanındaki arazilerin birileri tarafından satın alındığı, bugüne kadar 450 dönüm arazinin el değiştirdiğini, acaba bir vurgun mu olacağı kuşkusu içindeyiz dedi.
Lisans sahibi ABK Enerji yetkilileri yaptığı açıklamada, Kurulacak rüzgar türbinlerinin yeri daha henüz belli değil, her an değişebilir. Yapılan çalışmalar sonrasında kimin arazisine denk gelirse, oraya dikilecek. Arazi sahibiyle konuşularak önce 49 yıllığına kiralama yoluna gidilecek. Arazisi kiralanan çiftçiye, yıllık bedeli ödenecek. Arazi sahibi kiralama yoluna gitmezse, satın alma yoluna gidilecek. Çiftçi araziyi kiralamaz ya da satmayı düşünmezse, lisans sahibi çaresiz duruma düşeceğinden, devlet tarafından kamulaştırma olabilir. Bu durumda da, kamulaştırma devletin istediği bedel üzerinden yapılacak denildi.
Bu arada, projenin çevresel etkilerinin de değerlendirildiği toplantıya çevre kuruluşları da katıldı. Toplantıya katılan Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği tarafından Söke`ye bağlı Yenidoğan Beldesi`nde kurulacak rüzgar enerjisi projesiyle ilgili bir açıklama yapıldı. Dernek Başkanı Bahattin Sürücü imzasıyla yayınlanan açıklama şöyle: Dernek olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisini her zaman desteklediğimizi, ancak bu projenin dağda yapılan projelerin aksine, ovada yapılması konusunda çekincelerimiz olduğunu belirttik.Ayrıca bölgedeki biyolojik çeşitliliği nasıl etkileyeceğini, yaban hayatı üzerine olumsuz etkisini, yöre insanının sosyal ve ekonomik anlamda olumlu-olumsuz etkilerini, pervanelerde kullanılacak malzemenin çevresel etkilerini, bölgenin kuş yolları üzerinde olup-olmadığını, gürültü şiddetini sorduk. Toplantıda en çok ilgimizi çeken, yöre halkının kurulacak rüzgar direklerinin kendi arazilerine sağlayacağı ekonomik gelirleri düşünmeleri oldu. Buradan da tarımla uğraşan çiftçinin, üründen para kazanamadığını, bu proje sonunda inşa edilecek olan direklerin kendi arazilerine isabet etmesinden sonra elde edecekleri gelirle ekonomilerini düzeltmek istediklerini anladık.
ABK yetkilisi, Rüzgar Enerjisi projesi için Çevre Bakanlığı`ndan olumlu görüş aldıklarını, rüzgar türbinlerinin kurulacağı bölgenin kuşların göç yolunda olmadığı söylendi. Projenin detaylı dizaynının, ikinci halk danışma sürecinde sunulacağı, ilk toplantıya gelen katılımcıların görüşlerini bildirmek üzere tekrar davet edileceği söylendi.Amacımız küresel ısınmayı azaltması yönünden olumlu katkı yapacak, çevreci bir kaynak olan rüzgar enerji santralının, yer seçiminin iyi yapılmasıdır. Bu tür toplantılar, ilgi gruplarının kendi aralarında tartışma yaparak iyi sonuçlar çıkaracağını ve bölgenin geleceğine olumlu katkı yapacağı inancındayız.
Kaynak: www.mucadele.com.tr
Söke`ye bağlı Yenidoğan Beldesi`nde üretim lisansıyla elektrik üreterek ulusal şebekeye aktarmak üzere rüzgar santralı kurmayı planlayan ABK Enerji Üretim A.Ş`nin, 30 megawatt Söke-Çatalbük Rüzgar Enerji Santralı Projesinin yerel, sosyal ve çevresel etkilerine odaklanarak proje paydaşları arasında yapılacak tartışma toplantısı gerçekleştirildi. Proje sorumluları, bölgenin Türkiye`nin rüzgar enerji potansiyelinin olduğu bir alanda bulunduğunu, 7 yıldır bölgede araştırma yaptıklarını belirterek, projenin inşaat işlerine 2009, türbin yerleştirme işlerine 2010 yılında, Enerji Bakanlığı`ndan alınacak izinle başlanacağını söylediler.
Projenin kurulacağı yerleşim birimlerinde yaşayanlar ile çevrecilerin de katıldığı toplantıda, projenin, sürdürülebilir kalkınmaya daha yararlı olacağı kaydedilirken, proje inşaatının 3 ay süreceğini, bu zaman içerisinde taşeron firma isterse işçileri yöre halkından karşılayabileceği ve inşaat için 50-100 kişi arasında bir istihdam sağlanacağı belirtildi. Toplantıya katılan bir çiftçi, Rüzgar ölçüm direklerinin yanındaki arazilerin birileri tarafından satın alındığı, bugüne kadar 450 dönüm arazinin el değiştirdiğini, acaba bir vurgun mu olacağı kuşkusu içindeyiz dedi.
Lisans sahibi ABK Enerji yetkilileri yaptığı açıklamada, Kurulacak rüzgar türbinlerinin yeri daha henüz belli değil, her an değişebilir. Yapılan çalışmalar sonrasında kimin arazisine denk gelirse, oraya dikilecek. Arazi sahibiyle konuşularak önce 49 yıllığına kiralama yoluna gidilecek. Arazisi kiralanan çiftçiye, yıllık bedeli ödenecek. Arazi sahibi kiralama yoluna gitmezse, satın alma yoluna gidilecek. Çiftçi araziyi kiralamaz ya da satmayı düşünmezse, lisans sahibi çaresiz duruma düşeceğinden, devlet tarafından kamulaştırma olabilir. Bu durumda da, kamulaştırma devletin istediği bedel üzerinden yapılacak denildi.
Bu arada, projenin çevresel etkilerinin de değerlendirildiği toplantıya çevre kuruluşları da katıldı. Toplantıya katılan Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği tarafından Söke`ye bağlı Yenidoğan Beldesi`nde kurulacak rüzgar enerjisi projesiyle ilgili bir açıklama yapıldı. Dernek Başkanı Bahattin Sürücü imzasıyla yayınlanan açıklama şöyle: Dernek olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisini her zaman desteklediğimizi, ancak bu projenin dağda yapılan projelerin aksine, ovada yapılması konusunda çekincelerimiz olduğunu belirttik.Ayrıca bölgedeki biyolojik çeşitliliği nasıl etkileyeceğini, yaban hayatı üzerine olumsuz etkisini, yöre insanının sosyal ve ekonomik anlamda olumlu-olumsuz etkilerini, pervanelerde kullanılacak malzemenin çevresel etkilerini, bölgenin kuş yolları üzerinde olup-olmadığını, gürültü şiddetini sorduk. Toplantıda en çok ilgimizi çeken, yöre halkının kurulacak rüzgar direklerinin kendi arazilerine sağlayacağı ekonomik gelirleri düşünmeleri oldu. Buradan da tarımla uğraşan çiftçinin, üründen para kazanamadığını, bu proje sonunda inşa edilecek olan direklerin kendi arazilerine isabet etmesinden sonra elde edecekleri gelirle ekonomilerini düzeltmek istediklerini anladık.
ABK yetkilisi, Rüzgar Enerjisi projesi için Çevre Bakanlığı`ndan olumlu görüş aldıklarını, rüzgar türbinlerinin kurulacağı bölgenin kuşların göç yolunda olmadığı söylendi. Projenin detaylı dizaynının, ikinci halk danışma sürecinde sunulacağı, ilk toplantıya gelen katılımcıların görüşlerini bildirmek üzere tekrar davet edileceği söylendi.Amacımız küresel ısınmayı azaltması yönünden olumlu katkı yapacak, çevreci bir kaynak olan rüzgar enerji santralının, yer seçiminin iyi yapılmasıdır. Bu tür toplantılar, ilgi gruplarının kendi aralarında tartışma yaparak iyi sonuçlar çıkaracağını ve bölgenin geleceğine olumlu katkı yapacağı inancındayız.
Kaynak: www.mucadele.com.tr
No comments:
Post a Comment
Note: Only a member of this blog may post a comment.