Blog Archive
-
▼
2009
(108)
-
▼
September
(35)
- Yatırımcı ‘rüzgara’ kapıldı
- RES için Ön Etüt ve Kaynak Belirleme
- 2. Rüzgar Enerjisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi
- Öncü Santral: Bozcaada RES
- Rüzgar enerjisi lisans yönetmeliğinde değişiklik
- Rüzgar Enerjisi Teknik Değerlendirme Yönetmeliği
- Kriz Yatırımcının Enerjisini Düşürdü
- Rüzgar Enerjisini ilgilendiren yeni yönetmelik
- Renewable Energy and Support Mechanism
- Söke`de rüzgar enerjisi ile elektrik üretilecek
- 'Rüzgarlı' günler ufukta
- EWEA's opinion: Economic Crisis
- Steady European market in 2009
- Uluslararasi Enerji Kongresi- Ankara-Ekim 2009
- Cunda'daki Rüzgar Parkina Protesto
- An Article from the year 1979 (Nostalgia)
- Italgen investing in Balikesir, Turkey
- Perfect Wind'ten Kırşehir'e 210 milyon euro
- Iberdrola purchased French Perfect Wind
- Ağaoğlu rüzgar gibi esecek
- Ağaoğlu'dan enerjiye 1.6 milyar dolar
- Wind energy excites southern town
- Turkey Looks to Exploit Wind Energy Potential
- Analysis: Turkey embraces wind power
- Turkey to power up country's largest ever wind farm
- SON YAŞANAN SEL FELAKETLERİ !!!!!!
- Enerjiye kredi yağıyor
- Rüzgâr esti, köylü köşe oldu
- Turkiye nin ORTA VADELİ PROGRAMi (2010-2012)- Ener...
- Yenilyenebilir enerji yatirimi daha fazla istihdam...
- RES başvuruları yil sonuna kadar sonuclandirilacak
- Designing a wind farm - Part I - Location
- Designing a wind farm - Part II
- Elektrik yarından itibaren zamlı
- Enerjisa: Krizin etkileri azaldı
-
▼
September
(35)
Wednesday, September 30, 2009
Enerjisa: Krizin etkileri azaldı
Elektrik yarından itibaren zamlı
Friday, September 25, 2009
Designing a wind farm - Part II
Part I of this topic (in the July 2009 edition of Wind Directions) was focused on wind farm design from the point of view of the physical parameters influencing its design: the resource, visual influence, noise and turbine loads. In Part II, the “hardware” aspects of infrastructures (split between civil works, electrical works and the control system (SCADA), construction issues, and commissioning, operation and maintenance), are described.
ELECTRICAL WORKS
The turbine generator is low voltage (usually below 1 kV, exceptionally 3 kV, and often 690 V). This voltage level is not high enough for direct interconnection to other turbines. Therefore, it is necessary for each turbine to have a transformer to step up to Medium Voltage (MV - 10 to 35 kV). In most cases, turbines are interconnected by
underground cables. The design requirements for the wind farm electrical system are set out in the connection agreement, a ‘grid code’ or something similar.
• meet local electrical safety requirements and be capable of being operated safely;
• achieve an optimum balance between capital and operating costs (electrical losses) and reliability;
ensure that the wind farm satisfies the technical requirements of the electricity network operator; and
• ensure that the electrical requirements of the turbines are met.
SCADA AND INSTRUMENTS
to determine what corrective action, if any, needs to be taken. It also records energy output, availability and error signals, which will act as a basis for any warranty calculations and claims. The SCADA system also has to implement any requirements in response to instructions from the network operator.
be some variable costs associated with the civil works which are small compared to the cost of the project as a whole. The construction time is also very short, as a 10 MW wind farm can easily be built within a couple of months.
commercial operation; that means the availability will increase from 80-90% after commissioning to the long-term level, on average, of 97% or more. Once a wind farm is working, usually 40 hours per year per turbine have to be budgeted for routine maintenance work, which is usually covered by a two- to five-year warranty from the turbine supplier.
Designing a wind farm - Part I - Location
The choice of an area as suited for building a wind farm largely depends on the area’s type and amount of wind (the ‘wind regime’). When it comes to placing the turbines in the area, other factors come into play. The basic aim of a wind farm and its design is to maximize energy production, minimize capital costs and stay within the constraints imposed by the site. The energy production is determined by the wind regime at the chosen site, the layout of the wind farm layout and the choice of wind turbine.
1. Optimizing energy production
It is necessary to look not only at the wind conditions around a measuring mast but also everywhere a wind turbine is to be put up. In order to find the optimum areas for turbine placement, a wind stream field/wind resource map can be calculated, using information from a measuring mast and the topography (the “roughness” of the terrain, such as trees and buildings) and the orography (the terrain’s “contours”, such as hills and mountains). It is possible to simulate the wind conditions at every single spot on the given site and to calculate the energy production of each turbine. Ideally, the area should be as wide and open as possible in the prevailing wind direction, with few obstacles.
2. Visual influence
Likewise it is possible to calculate the zone of visual influence (ZVI) in the form of a map. A wind farm of a few, larger turbines are usually preferable to many smaller ones.
3. Access and maintenance constraints
The turbines need to be easily accessible for maintenance and repair work when needed.
4. Noise
The noise made by wind turbines has been significantly reduced. The noise levels can be calculated so the farm is compatible with the acceptable levels of sound as usually stipulated in national legislation.
5. Turbine spacing
The supplier defines the minimum acceptable turbine spacing, taking into account the effect one turbine can have on others nearby (the “wake effect”). The nature of the terrain and the wind rose (which measures wind speed and direction) of the given site also influence the positioning and spacing of the turbines.
6. Choosing the right turbine
The types of turbines chosen for the different sites depend on the wind conditions and the landscape features. This choice is also influenced by local restrictions on turbine height, noise levels and nature conservation, requirements from the authorities, the risk of extreme external influences such as earthquakes, the transport possibilities and the local availability of cranes. Software exists to simulate and optimize the design of the wind farm.
Reference: Wind Direction by EWEA, July 2009
RES başvuruları yil sonuna kadar sonuclandirilacak
Tuesday, September 22, 2009
Yenilyenebilir enerji yatirimi daha fazla istihdam yaratacak
Turkiye nin ORTA VADELİ PROGRAMi (2010-2012)- Enerji Politikalari
Monday, September 21, 2009
Rüzgâr esti, köylü köşe oldu
Enerjiye kredi yağıyor
20.09.2009 - 12:05
Son 1-2 ay içerisinde bankaların enerji projelerinde yerli bankaların enerji projelerine verdiği finansman paketinin de oldukça artmaya başladığına dikkati çeken Köktaş, Türkiye'de enerji sektörünün bundan sonra taşıyıcı bir sektör haline geldiğini, lokomotif bir sektör konumuna geçtiğini söyledi.
Kaynak: http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=61455&cDate=
Friday, September 11, 2009
SON YAŞANAN SEL FELAKETLERİ !!!!!!
YAŞANAN SEL FELAKETLERİ DOĞAL AFET OLARAK TANIMLANAMAZ.
Günlerdir, aylardır, yıllardır aynı sahneyi yaşıyoruz. Ödediğimiz faturalar da giderek büyüyor.
Yağmurun yağması, bir doğa etkinliğidir. Ancak halkımızın “Kırk İkindi Yağmurları” olarak adlandırdığı yağmurlar yağmıyor artık. Uzun süre yağmayıp, bir anda çok miktarda yağması, sel olup akması da doğal bir afet olarak tanımlanamaz.
Yaşananlar ; Ormanları tahrip etmenin ve yağmalamanın, altın çıkarma adına, maden çıkarma adına, doğayı katletmenin, her gün bir yenisi planlanan fosil yakıtlara dayalı termik santrallerin, sürekli olarak ülkemize transferi yapılan kirli teknolojilerin yarattığı Küresel Isınmanın sonucudur.
Tarım alanlarını, özelleştirme, aşırı kâr hırsı ve rant beklentisi ile, sözüm ona planlı (!) ya da plansız, ama yok edercesine imara ya da sanayiye açarsanız ve hızla betonlaştırırsanız, derelerin üstüne beton dökerek, dere yataklarını sanayi ya da yerleşim alanı olarak planlayarak yağmanın önünü açarsanız. Yağan yağmurun doğal akış yollarını yapay müdahalelerle keser, suyun akışını engellerseniz, ve elbette daha büyük ölçekte çevreyi hunharca kirletir doğayı hızla yok ederseniz, kıyılarda, denizleri doldurarak, doğaya müdahale eder ve doğal yaşamı yok ederseniz,
Karşılaşacağınız sonuç çok açık ve bellidir. İklimler değişecektir.
Doğa kendisine yönelen talan ve yağma boyutlu müdahaleye karşı şiddetle, olağandışı düzeyde yanıt verecektir. Yağmurların yağış yoğunlukları değişecektir. Depremlerin şiddeti artacaktır.
Topraklar çölleşecektir. Denizler tsunami ile adeta kükreyecektir. Elbette sonuç, faturalar, onlarca, yüzlerce binlerce, on binlerce can kaybı, yaralı ve hesap edilemez değer kaybı olarak önümüze çıkacaktır.
Hiç kimse birkaç gündür Marmara Bölgemizde, hemen her yıl Karadeniz Bölgemizde yaşanan sel felaketlerine, can ve mal kayıplarına “doğal afet” diyerek sorumlulukları nın üstünü örtmesin. Suçu doğaya yüklemesin.
Ülkemizde çevre dostları, yıllardır doğa ile barışık yaşamanın öneminin altını çiziyor. TÜRÇEP, bünyesinde örgütlenmiş yüzlerce çevre örgütü, bölge çevre platformları ile yıllardır ülkedeki tüm doğa ve çevre dostlarının sesini, taleplerini, yetkililere, sorumlulara ulaştırmaya çalışıyor.
Çözümler üretiyor. Uygulamaya çağırıyor. Bunun için eylemler yapıyor, hukuk mücadelesi veriyor, sesinin çıktığınca, gücünün yettiğince haykırıyor, gözaltına alınıyor. Ormanlarımızı talan etmeyin, Tarım alanlarımızı yok etmeyin, Kıyılar yağmalanmasın, denizler doldurulmasın, Karadeniz otoyol projesi örneği doğa katili projelerden artık vazgeçilsin. Kıyı boyunca uzanan yeşil alanlar, ormanlar, dereler yok edilmesin.
Su ve su kaynakları özelleştirilmesin, Altın aramalarına son verilsin, İmar planlarını değiştirmek yoluyla yapılan talanlara son verilsin, İmar planlarının yapımına kent halkı ve uzman bilim kuruluşları katılsın.
Bakın afet alanlarına;
Selimpaşa, birinci sınıf tarım alanları imara açılmış, yazlık konut alanlarında neredeyse toprakla buluşmak olanaksızlaşmış. Trakya’nın tahıl ambarı, birinci sınıf tarım alanları hızla betonlaştırılarak sanayiye ve konut alanlarına terk edilmiş. İstanbul çevresi yeşil alanlar, ormanlar hızla imara açılmış, talan edilmiş ve ediliyor.Köprü yapacağız, otoyol yapacağız diyerek ormanlar yok edilmiş, topraklar betonlaştırılmış.
Bütün bu yapılanların sonucu elbette yaşadıklarımız olacaktır. Yaşanan sadece sel felaketi değildir. Dere yatağına yapılmış Tır Parkı’nda ve Ayamama Deresinde ortaya çıkan kimyasal madde dolu bidonların çevreye vereceği zararların ne kadar farkındayız. Bunlar kimin umurunda?
İnsan yaşamı, doğal çevre, kimyasal maddelerle, atıklarla doğrudan tehdit altında. Yetkili ve sorumlular ne yapıyor? İstanbul’un merkezinde dere boyunu imara açanlar, sanayi yatırımlarına izin verenler bu sorumsuzlukları ile yetkilerini kullanmaya daha ne kadar devam edecekler?
Sorumsuz Sorumlulardan hiç mi hesap sorulmayacak !
Yaşadıklarımız DOĞAL AFET değildir. Bu, açıkça toplu bir CİNAYETTİR, DOĞA ve İNSAN KATLİAMI’ dır.. Bu; talan ve yağmanın açık bedelidir. Bu; rant ve kâra dayalı yönetim anlayışının iflasıdır. Bu; var olan yönetim anlayışının mutlak değişmesi gerektiğinin açık göstergesidir.
TÜRÇEP, tüm sorumsuz sorumluları, yetkilileri bu talan ve yağma anlayışına son vermeye, bir kez daha DOĞA ile barışık yaşamın gereklerini yapmaya, bu doğrultuda somut adımlar atmaya çağırmaktadır. TÜRÇEP, herkesi doğal ve çevresel değerleri korumak, yapılan yanlışlara yüksek sesle karşı çıkmak için, daha duyarlı olmaya, yaşam haklarını savunmaya, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak için sorumlu davranmaya davet etmektedir.
TÜRKİYE ÇEVRE PLATFORMU (TÜRÇEP)
Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar
TÜRKİYE ÇEVRE PLATFORMU(TÜRÇEP) Koordinatörü
Turkey to power up country's largest ever wind farm
During the course of this year and into 2010 a further 29 wind turbines will be installed resulting in 54 wind turbines in total, which will be capable of generating 135MW, saving around 300,000 tonnes of carbon dioxide a year.
The €200m Rotor Elektrik Uretim wind farm, in Osmaniye, has also become the biggest scheme to be accredited under the Gold Standard environmental scheme run by Dublin-based EcoSecurities.
Zorlu Enerji constructed the first phase of the project which currently has 15 turbines in place.
Murat Sungur Bursa, chief executive of Zorlu Energy Group, said: "We should take action to protect the world from which we take our energy.
"All companies in the energy sector should be working towards providing secure and sustainable energy sources for future generations, as well as providing them with a clean environment."
EcoSecurities carried out the emission reduction development cycle for the wind farm, from the preparation of the Project Design Document (PDD) including sustainability assessment and thorough stakeholder consultation, to validation and registration of the project under the Gold Standard.
The first verification for the emission reductions achieved by the wind farm is planned during 2009.
Reference: http://www.edie.net/news/news_story.asp?id=16534
Analysis: Turkey embraces wind power
Washington (UPI) Feb 1, 2008
In an era of record high oil prices, many countries increasingly are turning to alternative fuels, including biofuel, solar energy and wind power. This pattern is typically pronounced in Turkey, forced to import more than 90 percent of its energy needs, with energy suppliers that are not only expensive, but erratic.
In 2006, Turkey spent $29 billion on energy imports, primarily from Saudi Arabia, Iran, Iraq, Syria and Russia. High prices and fickle suppliers have stimulated Turkey's growing interest in wind power.
Turkish interest in alternative fuels has been spurred by recent events. Turkish natural gas imports come primarily from Russia via the South Stream pipeline and Iran. On Dec. 31, Turkmenistan halted its deliveries of natural gas deliveries to Iran, citing the need for urgent pipeline repairs. The cutoff subsequently forced Iran to reduce its gas exports to Turkey by 75 percent, from 20 million cubic meters to 5 million cu. m., as inclement weather increased domestic demand, disrupting Iran's domestic gas distribution. Tehran subsequently claimed that Turkmen action was, in fact, a retaliatory move over proposed price increases. Iran then stopped shipments completely Jan. 8, leading Ankara the next day to halt the flow of Azeri gas to Greece because of the suspension of gas supplies from Iran.
Turkey is Iran's sole export market for natural gas, but the relationship has not been smooth, again due to disputes over price. The Turkmen incident had a feeling of deja vu, as in January 2006 Iran halved its supplies of natural gas to Turkey to around 7 million cubic feet per day, citing "climactic conditions" and increased domestic need, while in December 2006 it temporarily shut off supplies completely.
During the most recent dispute, Turkey turned to Russia with a request for additional natural gas supplies, but was rebuffed. Instead, Moscow also reduced exports, citing severe weather. As natural gas powers half of Turkey's power stations, state pipeline company Botas was forced to tap reserves in its gas depot near Silivri, Turkey's sole gas-storage facility.
The incident has provided further incentives to Turkish efforts to seek alternatives. A measure of Ankara's determination to free itself from the grip of avaricious, erratic energy suppliers is a dramatic rise in governmental interest in wind power, which is illustrated in government figures. While in 2006, wind power in Turkey generated 19 megawatts of electricity, last year Turkey's 10 wind farms produced nearly 140 megawatts, a 736 percent increase.
Turkey's interest in renewable energy dates back to 2005, when the Turkish Grand National Assembly passed a renewable energy law harmonizing government legislation with European Union legislation to support renewable sources, including wind power. The new law provided a government guarantee to purchase electricity at a set price for seven years.
Marmara University Energy Department Associate Professor and World Wind Energy Association Vice President Tanay Sidki Uyar recently said that if Turkey properly developed all of its renewable energy potential resources, including solar, wind, hydroelectric and geothermal power sources, the country could become self-sufficient in energy. Uyar told RenewableEnergyAccess.com, "Wind power could supply Turkey's electricity needs twice over within five to 10 years if the government had the political will to develop this sector." Uyar added, "We have terrific geographic conditions for solar and wind power in Turkey. Exploiting it is already economically and technically possible, but the problem is that the government favors fossil fuels and nuclear energy."
Epitomizing Ankara's determination to become energy self-sufficient is a contract signed last July with General Electric for 52 of its latest generation of wind turbines with a generating capacity of 2.5 megawatts apiece. The GE 2.5xl is the largest GE wind turbine available for onshore applications and is specifically designed to meet EU requirements, where the relative lack of available land is a significant constraint on project size. While previous wind park projects were primarily situated in Turkey's western regions and the Aegean coast, the 130-megawatt GE wind power project in southeastern Turkey will be the world's largest installation of GE latest 2.5xl wind turbine technology and will more than double Turkey's installed wind capacity.
Turkey is not limiting itself to U.S. suppliers; on Jan. 30, Turkey's Rotor Energy Co., a subsidiary of Zorlu Energy, signed a contract with Ecosecurities to build a wind power plant in the southern province of Osmaniye. The Osmaniye facility, scheduled to come online in 2009, will initially generate about 135 megawatts daily, with an annual capacity of 500,000 megawatts.
Ankara is not moving on the issue as swiftly as alternative energy advocates would like, however; proposals to build wind farms with a total operating capacity of 8,000 megawatts is still awaiting government approval. Ankara has already issued about 40 licenses for wind parks, each with an installed 20-60 megawatt capacity.
The future looks bright for alternative energy companies, as the Turkish government intends to privatize a significant proportion of the country's primarily state-owned energy and gas supply companies over the next few years. Given the "pipeline politics" that Turkey has recently endured with its fickle natural gas suppliers Russia and Iran, Ankara's move toward alternative energy makes both fiscal and ecological sense.
Reference: http://www.energy-daily.com/reports/Analysis_Turkey_embraces_wind_power_999.html
Turkey Looks to Exploit Wind Energy Potential
General Electric (GE) Energy will be supplying 52 of its latest generation of turbines with a capacity of 2.5 MW each.
"Turkey is a fast growing and very interesting market for the wind business of GE," Frank Hoersting, Communications Leader of GE Energy, Renewable Energy, Europe, told RenewableEnergyAccess.com.
The wind turbines have 3 rotor blades, each with a diameter of 100 meters, and are able to operate at wind speeds as low as 19 mph as well as sweep about 8,000 square meters, the company says, making them 12% more efficient.
But in spite of the huge potential of the Turkish wind power sector—the country is surrounded by the Aegean, Mediterranean and Black Sea—so far Turkey has made a slow start in exploiting its wind energy potential.
In 2006, only 19 MW of wind power capacity were installed, and this year, installed wind capacity increased to a little under 140 MW.
There are ten wind farms—mainly on land—clustered together in the west of the country and in the Aegean region, including in Çanakkale, close to the site of ancient Troy, Çeþme, Akhisar and on the island of Bozcaada,
Tanay Sidki Uyar, Vice President of the World Wind Energy Association and Associate Professor of Renewable Energy at Marmara University, said that Turkey had a huge potential for renewable electricity from wind, solar and geothermal sources. He estimated that Turkey could install a wind capacity of 100,000 MW of electricity.
Currently, Turkey has a total installed capacity of about 40,000 MW for electricity from all energy sources.
"Wind power could supply Turkey's electricity needs twice over within five to ten years if the government had the political will to develop this sector," he told RenewableEnergyAccess.com.
However, Uyar said that the government was slow to give licences to build new wind parks.
A backlog of applications to build wind farms with a total operating capacity of 8,000 MW is still waiting for approval from the government. So far the government has issued about 40 licences for wind parks, each with an installed capacity of between 20 and 60 MW.
The country's capacity for solar energy is also estimated to be huge, with an average of 7.2 hours of sunshine each day, according to the Research Institute for Electricity Affairs (EIEI) in Ankara.
Also, Uyar said that geothermal energy has the potential to supply 5 million households with heating.
In 2005, Turkey passed a new renewable energy law to bring it into line with European Union legislation to support renewable sources, including wind power, by giving a government guarantee to purchase electricity at a set price for a period of 7 years.
But the tariff of about 5 euro cents per kWh of electricity is much lower than in most other European countries, and economic studies say it discourages investment in the renewable energy sector.
"We have terrific geographic conditions for solar and wind power in Turkey. Exploiting it is already economically and technically possible, but the problem is that the government favors fossil fuels and nuclear energy," Uyar said.
Turkey is locked into long-term agreements to purchase natural gas at fixed prices and also nuclear energy technology and these agreements are a financial disincentive to developing renewable energy, Uyar said.
The government is planning to build 3 nuclear reactors with a total capacity of 4,500 MW by 2012.
Uyar also said that more needed to be done in Turkey to make energy use more efficient.
"There is a huge amount of energy waste. Turkey can cut its electricity needs by 50% if it uses more up-to-date energy efficient technology and so help keep down carbon emissions," he said.
The share of energy that comes from renewable energy sources in Turkey is tiny. In 2006, the country had an installed biomass capacity of 35 MW and 15 MW of geothermal energy.
In addition, Turkey had an installed capacity of 13,100 MW of hydro power, 38,867 MW of thermal power, 11,850 MW of natural gas, 7,491 MW of lignite, 1,845 MW of hard coal, 2,230 MW of oil.
"We have terrific geographic conditions for solar and wind power in Turkey. Exploiting it is already economically and technically possible, but the problem is that the government favors fossil fuels and nuclear energy."
-- Tanay Sıdkı Uyar, Vice President, World Wind Energy Association
Reference: http://www.renewableenergyworld.com/rea/news/article/2007/09/turkey-looks-to-exploit-wind-energy-potential-49947
Wind energy excites southern town
BELEN, Hatay - Anatolia News Agency
The turbines of a wind energy power plant owned by Güriş Holding in Belen, a town in the southern city of Hatay, have started to rise despite occasional adverse wind conditions.
The construction of the power plant, which was a 51 million euro investment, is ongoing with a team of 65 people, including 15 Italian citizens. As the initial part of the financing phase, the wind turbine, related equipment and energy transmission equipment concerning the other main substation unit, obtained from Vestas, an Italian firm, were taken to the power plant site in Belen.
Wind power is the most developed and convenient type of energy for commercial purposes among renewable energies, said Arda Şeker, project engineer at Belen Electric Generation, a subsidiary of Güriş Holding, which has undertaken the installation of the power plant and wind-energy generation.
Noting that the world is moving toward this energy resource rapidly and that there were noteworthy incentives in many countries, Şeker said Turkey had significant potential in the field. In Belen, he said, the firm is excited to generate energy from wind, which is environmentally friendly.
The team at the power plant is preparing to begin operations in September despite the adverse conditions. The Italian team is working to assemble and install the turbine while the Turkish team is working on the installation of the main substation unit and energy transmission lines.
Annual capacity
Two wind turbines have been installed at the power plant, where operations concerning assembling and installing other towers, speed converters, electrical-electronic elements and equipment such as impellers and the laying of underground cables are ongoing.
The energy collected at the main substation center will be connected to İskenderun-1 and Antakya-2 lines via a transmission line.
The Belen Wind Farm Project, one of the projects of the Belen Electric Generation Co., is expected to generate 95.7 million kWh/year of electricity annually. The firm received a 49-year generation license for the plant about two and a half years ago.
The power plant, which has a capacity of 30 MW of energy with 10 wind turbines, will begin generating electricity in September.
Established in 2002, Belen Electric Generation aims to establish, commission and lease electrical energy production facilities; produce energy; and sell produced electrical energy. With 52 years of experience, Güriş operates in construction, hot forging, steel, energy, cement and tourism.
Resource: http://www.hurriyetdailynews.com/n.php?n=wind-energy-excites-southern-town-2009-08-03
Ağaoğlu'dan enerjiye 1.6 milyar dolar
Ağaoğlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, gelecek üç yıl içinde enerji sektörüne 1.6 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı ve 1000 megavatlık bir enerji üretim kapasitesine ulaşmayı planladıklarını belirterek, “Bu lisansların 2012 yılına kadar enerji üretime geçmesi için çalışacağız. Hedefimiz 2015 yılında kurulu güç bazında Türkiye’de enerji sektörünün ilk 10 şirketi içinde yer almak” dedi.
Ali Ağaoğlu, grubun enerji sektörüne yönelik yatırım ve hedeflerini açıklamak üzere, üst düzey yöneticileri ve Enerji Grubu’nun başına yeni getirilen Elektrik Mühendisi Murat Onuk ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi.
Ağaoğlu, gelecek üç yıl içinde enerji sektörüne 1.6 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı ve 1000 megawatlık bir enerji üretim kapasitesine ulaşmayı planladıklarını belirterek, “Bu lisansların 2012 yılına kadar enerji üretime geçmesi için çalışacağız. Hedefimiz 2015 yılında kurulu güç bazında Türkiye’de enerji sektörünün ilk 10 şirketi içinde yer almak. Aslında benim için ilk 10 içinde yer almak da o kadar kabul edilecek bir hedef değil, daha ön sıralara çıkmak durumundayız” dedi. Hızlı büyümek için mevcut lisansları satın almayı tercih ettiklerini belirten Ağaoğlu, “Aslında biz de doğrudan lisans almak için EPDK’ya başvurduk. Ancak bildiğiniz gibi Türkiye’de işler kaplumbağa hızında işliyor. Bu sözlerimle Ankara’ya da biraz mesaj vermiş olalım” diye konuştu.
“ŞİMDİLİK YABANCI ORTAKLIK DÜŞÜNMÜYORUZ”
Toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Ali Ağaoğlu, bir aile şirketi olduklarının altını çizerek, muhtemel ortaklıklarla ilgili olarak “ Şu anda yabancı ortaklık gibi bir düşüncemiz yok. Kendi gücümüzle ve kaynaklarımızla enerji alanındaki işimizi büyütme kararlılığındayız. Ancak sinerji yaratabilecek potansiyeller ortaya çıkarsa da, o zaman buna karar veririz” dedi.
Ağaoğlu, bir soru üzerine, “İlk başta enerjiye yatırım pahalı gelebilir ama, işletme aşamasında geçtiğinizde hava ve su gibi doğal ve ucuz kaynakları kullandığınız için de çok karlı bir iş yapmış olacaksınız. Benim hayatımda korkuya yer yok. Bu nedenle enerjiye yatırım yapmaktan da korkmuyorum” dedi.
“280 BİN HANE VE 1 MİLYON İNSANA ELEKRİK ÜRETECEĞİZ”
Ağaoğlu’nda Şubat 2009 tarihi itibariyle enerji grubunun başına getirilen Murat Onuk da, Ağaoğlu’nun planladığı 1000 megavatlık kapasite ile Türkiye’de 280 bin hanenin ve 1 milyon insanın elektrik ihtiyacının karşılanacağını kaydetti. Onuk, 11 adet olan rüzgar enerji türbinini Alman Vestas firmasından temin edeceklerini ve her biri 3 megawat kapasitesindeki türbinlerin sevkiyatına 2009’un üçüncü çeyreğinde başlanacağını, kurulum ve enerji üretimi için de 2010’un ilk döneminin hedeflendiğini söyledi. Onuk, Mersin’in Mut ilçesinde yapılacak 34 megawat gücündeki inşaatına başlandığını, Bursa, Çanakkale, Kocaeli ve Yalova’daki rüzgar santralleri ile Bingöl’de toplam 60 megavat gücündeki Duru ve Abdalan Hidroelektrik santrallerinin ise henüz lisans aşamasında olduğunu belirtti.
“EPDK ESKİ BAŞKANI: TÜRKİYE MEVCUT KAPASİTEYİ 2 KATINA ÇIKARABİLİR”
EPDK Başkanlığından ayrıldıktan sonra enerji şirketlerine danışmanlık hizmeti vermeye başlayan Yusuf Günay da Türkiye’de şu an 100’ün üzerinde hidroelektrik ve rüzgar enerjisi alanında faaliyet gösteren lisanslı şirket olduğunu belirterek, “Yatırımcıların enerji alanında hoş bir yarış ve rekabet içinde olmaları Türkiye’nin enerji geleceği açısından çok önemli. Ancak yeni ve yenilebilir enerjiye yatırım ile Türkiye’nin dışa bağımlılığı azaltılabilir. Ağaoğlu’nu da enerji alanındaki yatırımlarıyla bu konuda güzel bir örnek olarak görüyorum” dedi.
Günay, Türkiye’de rüzgar enerji santrali için alınan lisans toplamının 4 bin megavat düzeyinde bulunduğunu aktararak şu değerlendirmeyi yaptı:
“2020 yılına kadar rüzgar enerjisi için hedef 20 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşmak. Hidroelektrik santraları alanında ise ekonomik olarak kullanılacak kaynaklarla 20 bin megawatlık yeni bir elektrik üretimi kapasitesi yaratılabilecek. Güneş enerjisi için de 10 bin megavat civarında yeni bir kapasite hesaplanıyor. Tüm bunları üst üste koyduğunuzda Türkiye’nin demek ki mevcut kurulu gücünü iki katına çıkaracak bir kapasiteden söz ediyoruz. Bu rakam da Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı önemli oranda azaltabilecek bir rakamdır."
Konuyla ilgili basında yer alan haberler:
Ağaoğlu, topraktan sonra su ve rüzgâra da yatırım yapıyor
Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu enerjiye 1.2 milyar euroluk yatırım yapacağını açıkladı. Özellikle rüzgâr, hidroelektrik ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapacak olan Ağaoğlu 2012 yılına kadar 1000 megawatt'lık (MW) kurulu güç elde etmeyi amaçlıyor. Bu yatırımlar için lisans sahibi 8 küçük şirketi satın alan Ağaoğlu, 2010 yılının başında ilk enerji üretimini yapmış olmayı planlıyor. 2015 yılına kadar enerjide ilk 10 özel şirket arasına girmeyi ve pastadan yüzde 10 pay almayı hedefleyen Ali Ağaoğlu şu anda ortaklık düşünmediklerini dile getirdi. Ağaoğlu'nun Enerji Grubu Başkanlığı görevine getirilen Murat Onuk ise 2008 - 2012 yılları arasında grup olarak enerjiye yapacakları yatırımın toplam 1.2 milyar euroyu bulacağını kaydetti. İlk etapta rüzgâra 450 MW'lık yatırım yapılacağını açıklayan Onuk, Mersin'deki 34 MW'lık rüzgâr santralinin yapımına başlandığını ve 11 adet 3.0 MW'lık rüzgâr türbinleri için Vestas firması ile anlaştıklarını dile getirdi.
KONUTLARINDA KULLANACAK
Türkiye'nin değişik bölgelerinde 10'a yakın rüzgâr santrali kurmayı planlayan Ağoğlu Bingöl'de de 2 adet toplam 60 MW'lık HES projesi yürütecek. Ağaoğlu iletim ve dağıtımdaki serbestleşmeye bağlı olarak ileride ürettikleri enerjiyi yaptıkları konutlarda da kullanabileceklerini söyledi. (Sabah)
1.2 milyar euro’yla enerjiye giriyor
Ağaoğlu Grubu, enerjide yapacağı yatırımla 2015’e kadar özel sektörün ilk 10 şirketinden biri olmayı hedefliyor. Mersin’de rüzgâr santralı inşaatına başlandı
Ağaoğlu Şirketler Grubu, inşaat alanındaki büyük projelerin ardından, 1.2 milyar euro’luk enerji yatırımı yapacak. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, ilk hedefi ‘3 yılda bin megavatı yakalamak’ olarak belirledi.
Yatırımda amiral geminin inşaat olduğunu belirten Ağaoğlu, “Sektörün geleceğinin çok açık olduğunu gördüğümüz için ciddi yatırım yapıp büyüme kararı aldık. Bu konuda biraz da geç kaldık. Bir yıl önce bu kararı aldık. Geldiğimiz noktada iyi durumdayız. Ağırlığımızı yenilenebilir enerjide kullanmayı düşünüyoruz” dedi.
‘Toplam sekiz şirket aldık’
Enerjide lisans almış şirketleri satın alarak bugüne geldiklerini, bugüne kadar 8 şirket satın aldıklarını söyleyen Ali Ağaoğlu, sözkonusu 8 şirketin gücünün 600 megavatın üzerinde olduğunu, bunu bin megavata çıkarmayı istediklerini ifade etti.
Ağaoğlu, yeni satın alma konusunda fırsatlara baktıklarını ve her an yeni bir alım yapabileceklerini iletti.
Danışman Yusuf Günay!
Ağaoğlu’nun enerji yatırımlarının açıklandığı dünkü toplantıda Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) eski Başkanı Yusuf Günay da yer aldı.
Ali Ağaoğlu, Yusuf Günay’ın ileride enerji grubunda kendilerine destek olacağını ve gruba büyük güç katacağını ifade etti. EPDK’dan Kasım 2007’de ayrılan Günay, yasa gereği, 2 yıl süreyle enerji şirketlerinde görev alamıyor.
Günay’a bu durum hatırlatıldığında, yanıt şöyle oldu: “Ben Ali Bey arkadaşım olduğu giçin burada bulunuyorum. Kasım ayından sonra faaliyetlere başlayacağım.”
Ağaoğlu’nun enerjide gündemi
Ağaoğlu Enerji Grubu Başkanı Murat Onuk, enerjiye ayrılan yatırım bütçesinin 1.2 milyar euro olduğunu, projelerin 2012 sonuna kadar hayata geçirilmesinin planlandığını söyledi.
Onuk, yerel ve yenilenebilir enerji kaynaklarının temin ve kullanımına öncelik vererek çevre dostu enerji santrallarının yatırım ve işletmesini en modern teknolojiyle gerçekleştirecekleri bilgisini verdi.
Murat Onuk, grubun projeleriyle ilgili şu bilgileri verdi:
- 34 megavat gücündeki Mersin rüzgar santralının inşaatına başladı.
- Bursa, Çanakkale, Kocaeli ve Yalova’daki rüzgâr santrallarıyla Bingöl’de toplam 60 megavat gücündeki Duru ve Abdalan hidroelektrik santralları lisans aşamasında.
- Rüzgar türbinleri için Vestas ile anlaşma imzaladı. Böylece, Mersin rüzgâr santrali, kapsamında kurulacak 11 adet V90-3.0 megavat rüzgâr türbini bu yılın 3. çeyreğinde sevk edilmeye başlanacak.
- Mersin’de yapılacak yatırımın ardından üretilen enerjinin İstanbul’da Ağaoğlu projelerinde satılan konutlarda kullanımı planlanıyor. (Milliyet)
Kaynak: http://www.emlakkulisi.com/14590_ali_agaoglu_enerjiye_1_6_milyar_dolarlik_yatirim_yapacak