24.08.2009 | ANKA | Haber
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdür Yardımcısı Orhan Beşkök, Dünya Bankası'ndan Haziran ayında sağladıkları 420 milyon dolarlık uzun vadeli krediyi yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğini arttırmayı amaçlayan projeler için kullanıma açtıklarını belirterek, bu alanda yatırım yapan kuruluşlara çağrı yaptı.
Orhan Beşkök, küresel krizin uluslar arası mali piyasalarda yarattığı olumsuz ortama rağmen TSKB olarak kredi piyasalarından çekilmediklerini, yatırımların finansmanı için KOBİ'ler dahil özel sektöre fon sağlamaya aynı hızla devam ettiklerini söyledi. Beşkök,"TSKB'nin zaten varlık nedeni yatırım ve kalkınma amaçlı projelere kredi vermek. Bu nedenle geri çekilmek ya da kredi kaynağını kısmak söz konusu olamaz. Aksine bu ortamda daha da yoğun bir şekilde kredilendirmeye çaba harcıyoruz. Çünkü biz Türkiye'ye inanıyoruz ve güveniyoruz" dedi.
Dünya Bankası'ndan sağlanan kaynağın Türkiye Kalkınma Bankası'na verilen 180 milyon dolar ile birlikte 600 milyon dolara ulaştığını belirten Beşkök, "27 yıldır bu bankadayım, 420 milyon dolarlık bu kredinin Dünya Bankası'ndan şimdiye kadar sağladığımız en büyük montanlı kredi olduğunu vurgulamalıyım. Bu kredinin 500 milyon doları doğrudan Dünya Bankası kaynaklarından sağlanırken, 100 milyon doları da yine Dünya Bankası tarafından yönetilen Temiz Teknoloji Fonu (CTF) aracılığıyla verildi. Bu fondan kaynak aktarılan ilk ülkenin de Türkiye olduğunu özellikle hatırlatmalıyım" diye konuştu. Beşkök, iklim değişikliğini önlemeye yönelik projelerin finansmanında kullandırılan kredi toplamının da Dünya Bankası'ndan alınan 420 milyon dolar dahil olmak üzere 910 milyon dolara ulaştığını kaydetti.
Yüksek başvuru var
Özellikle orta ve uzun vadeli yatırım ve proje finansmanının küresel kriz ortamında alabildiğine güçleştiği gerçeğinin altını çizen Beşkök, TSKB'nin bu kredisine yönelik şu ana kadar önemli bir başvuru da geldiğine işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Dünya Bankası'ndan sağladığımız 30 yıl gibi çok uzun vadeli bu kredi çok kıymetli bir kaynak.. Kriz nedeniyle imalat sanayinden talep azalmış olsa da diğer sektörlerden çok yoğun bir talep var. Şimdi biz bu kaynağı yenilenebilir enerji yanı sıra enerji verimliliğini arttırmayı amaçlayan projelere vereceğiz. Geçen hafta içinde krediyi kullanıma açtık. Yenilenebilir enerji yatırımı olan veya enerji verimliliğini arttırmayı hedefleyen kuruluşlara bir anlamda kredi için başvuru çağrısı da yapmış oluyoruz."
Beşkök, kriz öncesinde özellikle enerji sektörü yatırımlarının finansmanına yönelik olarak Türkiye piyasasında yabancı bankaların çok etkin olduğunu, ancak krizle birlikte bu kesimlerin piyasadan çekildiklerini hatırlatarak, "Şu anda enerji sektörüne yönelik yatırım finansmanında TSKB'nin dışında birkaç banka daha var. Doğal olarak az oyunculu bir pazar içindeyiz. Çünkü buradaki yatırımlar uzun vadeli finansman gerektiriyor. TSKB'nin kaynak yapısı da uzun vadeli olduğu için diğer bankalara kıyasla daha rahat davranabiliyor. O nedenle bu piyasada kısıtlama ve çekilme gibi bir yaklaşımımız yok, aksine daha çok ne yapabiliriz diye çaba harcıyoruz" diye konuştu.
Dünya Bankası ile de çok özel bir ilişki içinde olduklarını belirten Beşkök, bu konuda şunları söyledi:
"Dünya Bankası'ndan aldığımız kredileri hem doğrudan hem de dolaylı olarak kullandırıyoruz. Dolaylı kredileri biz ticari bankalar ve finansal kiralama şirketleri üzerinden kullandırıyoruz. Ağırlıkla KOBİ'lere yönelik bu krediler. Bu şekilde TSKB normalde erişemeyeceği şirketlere de bir şekilde finansman sağlamış oluyor."
Apex olarak adlandırılan kredi çerçevesinde Dünya Bankasından 2004-2008 döneminde toplam 900 milyon dolar kaynak sağladıklarını ve bunun 750 milyon dolarını kullandırdıklarını söyleyen Beşkök, Avrupa Yatırım Bankası'ndan da APEX bankacılığı kapsamında KOBİ'lerin finansmanı için 150 milyon Euro kredi aldıklarını ve tümüyle kullandırdıklarını belirtti.
Beşkök, TSKB'nin son rakamlarla 72 şirkete yenilenebilir enerji kredisi kullandırdığını ve bunların 65'inin hidroelektrik santrali (HES), 3'ünün rüzgar, 2'sinin jeotermal enerji santral projesi olduğunu ve 2'sinin de metan gazından elektrik enerjisi üretmeyi hedefleyen projeler olduğunu söyledi. Beşkök, yenilenebilir enerji konusunda Türkiye'de ciddi bir potansiyel bulunduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Türkiye'nin şu anda 42 bin megawatt kurulu güç kapasitesi var. Bu rakamın yüzde 34'ü yenilenebilir enerjiden oluşuyor. 2014 yılına kadar kurulu kapasitenin 61 bin megawata ulaşacağı ve yenilenebilir enerjinin toplamdaki payının da yüzde 40'a ve 24 bin megawata çıkacağı öngörülüyor. Yapılan hesaplamalar yenilenebilir enerji sektörüne yönelik yeni yatırım potansiyelinin de 15 milyar dolarlık bir kaynak gerektirdiğini gösteriyor."
TSKB'nin kredi portföyü 2,5 milyar dolar
TSKB'nin Haziran 2009 tarihi itibariyle kredi portföyü büyüklüğünün 2 milyar 542 milyon dolara çıktığını açıklayan Orhan Beşkök, bu rakamın yüzde 28'ini finans sektörüne açılan Apex kredileri, yüzde 23'ünü ise enerji üretim ve dağıtım sektörünün, yüzde 7'sini de ulaştırma ve iletişim sektörünün oluşturduğunu söyledi.
TSKB'nin kredi kaynaklarının vadesinin 11 yıl ile 30 yıl arasında değiştiğini kaydeden Beşkök, "Türkiye'de ticari bankaların ağırlıklı fon kaynağı mevduattan oluşuyor. Ve bu mevduatın yüzde 85'inin vadesi de üç aydan az. Doğal olarak bankalar bu kadar kısa vadeli olarak topladıkları kaynakla orta ve uzun vadeli finansman sağlamaya çalışıyorlar. Bizde ise aldığımız kredinin vadesi verdiğimiz kredinin vadesinden daha uzun. Ticari bankalarda ise durum tam tersi verdikleri kredinin vadesi uzun, krediye baz olan mevduatın vadesi ise kısa" diye konuştu.
TSKB'nin, uzun vadeli kredi kaynağı temin etme şansı bulunduğunu ifade eden Beşkök " Bizim ana kredi kaynağımız Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, KfW gibi kuruluşlar. Dünya Bankası ile 60 yıldır işbirliği içindeyiz. Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ile 60'lı yılların ortasında başlayan ilişkilerimiz ancak 90'lı yılların ikinci yarısında daha etkin bir hale geldi.1997'de üç banka 50 milyon Euro kredi kullandığımızda, belki ileride bu rakama bir sıfır daha ekleyebiliriz demiştik,bize gülmüşlerdi. Gerçekten de bu hedef şimdi gerçekleşti ve 2009'da üç banka 400 milyon Euroluk bir kredi aldık Avrupa Yatırım Bankası'ndan. Artık AYB ile çok yakın bir işbirliğimiz var" dedi.
Beşkök, 30 yıl gibi uzun vadeli bir kaynağı siz de aynı vadede mi kullandırıyorsunuz" şeklindeki soruya " Biz vadeleri projenin durumuna, hangi sektörde olduğuna ve tamamlanma süresine göre belirliyoruz. Örneğin bir hidroelektrik santrali projesi doğal olarak uzun sürede tamamlanacağı için vadesi 10 yıla kadar çıkabiliyor. Ayrıca Dünya Bankası'nın koyduğu ölçü yatırım kredilerinin bir yılı ödemesiz olmak üzere asgari 4 yıl vadeli olması yönünde. Biz ise 30 yıl vadeli olarak bize tanınan bu olanağı mümkün olduğunca bu süre içinde daha fazla firmaya aktararak daha fazla çevirim yapmak istiyoruz. Bu şekilde çarpan etkisiyle 420 milyon doları 30 yılda 2 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştırabiliriz. Bu da Türkiye için iyi bir olanak" karşılığını verdi.
Kaynak: http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=128226&KTG_KOD=480
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdür Yardımcısı Orhan Beşkök, Dünya Bankası'ndan Haziran ayında sağladıkları 420 milyon dolarlık uzun vadeli krediyi yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğini arttırmayı amaçlayan projeler için kullanıma açtıklarını belirterek, bu alanda yatırım yapan kuruluşlara çağrı yaptı.
Orhan Beşkök, küresel krizin uluslar arası mali piyasalarda yarattığı olumsuz ortama rağmen TSKB olarak kredi piyasalarından çekilmediklerini, yatırımların finansmanı için KOBİ'ler dahil özel sektöre fon sağlamaya aynı hızla devam ettiklerini söyledi. Beşkök,"TSKB'nin zaten varlık nedeni yatırım ve kalkınma amaçlı projelere kredi vermek. Bu nedenle geri çekilmek ya da kredi kaynağını kısmak söz konusu olamaz. Aksine bu ortamda daha da yoğun bir şekilde kredilendirmeye çaba harcıyoruz. Çünkü biz Türkiye'ye inanıyoruz ve güveniyoruz" dedi.
Dünya Bankası'ndan sağlanan kaynağın Türkiye Kalkınma Bankası'na verilen 180 milyon dolar ile birlikte 600 milyon dolara ulaştığını belirten Beşkök, "27 yıldır bu bankadayım, 420 milyon dolarlık bu kredinin Dünya Bankası'ndan şimdiye kadar sağladığımız en büyük montanlı kredi olduğunu vurgulamalıyım. Bu kredinin 500 milyon doları doğrudan Dünya Bankası kaynaklarından sağlanırken, 100 milyon doları da yine Dünya Bankası tarafından yönetilen Temiz Teknoloji Fonu (CTF) aracılığıyla verildi. Bu fondan kaynak aktarılan ilk ülkenin de Türkiye olduğunu özellikle hatırlatmalıyım" diye konuştu. Beşkök, iklim değişikliğini önlemeye yönelik projelerin finansmanında kullandırılan kredi toplamının da Dünya Bankası'ndan alınan 420 milyon dolar dahil olmak üzere 910 milyon dolara ulaştığını kaydetti.
Yüksek başvuru var
Özellikle orta ve uzun vadeli yatırım ve proje finansmanının küresel kriz ortamında alabildiğine güçleştiği gerçeğinin altını çizen Beşkök, TSKB'nin bu kredisine yönelik şu ana kadar önemli bir başvuru da geldiğine işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Dünya Bankası'ndan sağladığımız 30 yıl gibi çok uzun vadeli bu kredi çok kıymetli bir kaynak.. Kriz nedeniyle imalat sanayinden talep azalmış olsa da diğer sektörlerden çok yoğun bir talep var. Şimdi biz bu kaynağı yenilenebilir enerji yanı sıra enerji verimliliğini arttırmayı amaçlayan projelere vereceğiz. Geçen hafta içinde krediyi kullanıma açtık. Yenilenebilir enerji yatırımı olan veya enerji verimliliğini arttırmayı hedefleyen kuruluşlara bir anlamda kredi için başvuru çağrısı da yapmış oluyoruz."
Beşkök, kriz öncesinde özellikle enerji sektörü yatırımlarının finansmanına yönelik olarak Türkiye piyasasında yabancı bankaların çok etkin olduğunu, ancak krizle birlikte bu kesimlerin piyasadan çekildiklerini hatırlatarak, "Şu anda enerji sektörüne yönelik yatırım finansmanında TSKB'nin dışında birkaç banka daha var. Doğal olarak az oyunculu bir pazar içindeyiz. Çünkü buradaki yatırımlar uzun vadeli finansman gerektiriyor. TSKB'nin kaynak yapısı da uzun vadeli olduğu için diğer bankalara kıyasla daha rahat davranabiliyor. O nedenle bu piyasada kısıtlama ve çekilme gibi bir yaklaşımımız yok, aksine daha çok ne yapabiliriz diye çaba harcıyoruz" diye konuştu.
Dünya Bankası ile de çok özel bir ilişki içinde olduklarını belirten Beşkök, bu konuda şunları söyledi:
"Dünya Bankası'ndan aldığımız kredileri hem doğrudan hem de dolaylı olarak kullandırıyoruz. Dolaylı kredileri biz ticari bankalar ve finansal kiralama şirketleri üzerinden kullandırıyoruz. Ağırlıkla KOBİ'lere yönelik bu krediler. Bu şekilde TSKB normalde erişemeyeceği şirketlere de bir şekilde finansman sağlamış oluyor."
Apex olarak adlandırılan kredi çerçevesinde Dünya Bankasından 2004-2008 döneminde toplam 900 milyon dolar kaynak sağladıklarını ve bunun 750 milyon dolarını kullandırdıklarını söyleyen Beşkök, Avrupa Yatırım Bankası'ndan da APEX bankacılığı kapsamında KOBİ'lerin finansmanı için 150 milyon Euro kredi aldıklarını ve tümüyle kullandırdıklarını belirtti.
Beşkök, TSKB'nin son rakamlarla 72 şirkete yenilenebilir enerji kredisi kullandırdığını ve bunların 65'inin hidroelektrik santrali (HES), 3'ünün rüzgar, 2'sinin jeotermal enerji santral projesi olduğunu ve 2'sinin de metan gazından elektrik enerjisi üretmeyi hedefleyen projeler olduğunu söyledi. Beşkök, yenilenebilir enerji konusunda Türkiye'de ciddi bir potansiyel bulunduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Türkiye'nin şu anda 42 bin megawatt kurulu güç kapasitesi var. Bu rakamın yüzde 34'ü yenilenebilir enerjiden oluşuyor. 2014 yılına kadar kurulu kapasitenin 61 bin megawata ulaşacağı ve yenilenebilir enerjinin toplamdaki payının da yüzde 40'a ve 24 bin megawata çıkacağı öngörülüyor. Yapılan hesaplamalar yenilenebilir enerji sektörüne yönelik yeni yatırım potansiyelinin de 15 milyar dolarlık bir kaynak gerektirdiğini gösteriyor."
TSKB'nin kredi portföyü 2,5 milyar dolar
TSKB'nin Haziran 2009 tarihi itibariyle kredi portföyü büyüklüğünün 2 milyar 542 milyon dolara çıktığını açıklayan Orhan Beşkök, bu rakamın yüzde 28'ini finans sektörüne açılan Apex kredileri, yüzde 23'ünü ise enerji üretim ve dağıtım sektörünün, yüzde 7'sini de ulaştırma ve iletişim sektörünün oluşturduğunu söyledi.
TSKB'nin kredi kaynaklarının vadesinin 11 yıl ile 30 yıl arasında değiştiğini kaydeden Beşkök, "Türkiye'de ticari bankaların ağırlıklı fon kaynağı mevduattan oluşuyor. Ve bu mevduatın yüzde 85'inin vadesi de üç aydan az. Doğal olarak bankalar bu kadar kısa vadeli olarak topladıkları kaynakla orta ve uzun vadeli finansman sağlamaya çalışıyorlar. Bizde ise aldığımız kredinin vadesi verdiğimiz kredinin vadesinden daha uzun. Ticari bankalarda ise durum tam tersi verdikleri kredinin vadesi uzun, krediye baz olan mevduatın vadesi ise kısa" diye konuştu.
TSKB'nin, uzun vadeli kredi kaynağı temin etme şansı bulunduğunu ifade eden Beşkök " Bizim ana kredi kaynağımız Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, KfW gibi kuruluşlar. Dünya Bankası ile 60 yıldır işbirliği içindeyiz. Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ile 60'lı yılların ortasında başlayan ilişkilerimiz ancak 90'lı yılların ikinci yarısında daha etkin bir hale geldi.1997'de üç banka 50 milyon Euro kredi kullandığımızda, belki ileride bu rakama bir sıfır daha ekleyebiliriz demiştik,bize gülmüşlerdi. Gerçekten de bu hedef şimdi gerçekleşti ve 2009'da üç banka 400 milyon Euroluk bir kredi aldık Avrupa Yatırım Bankası'ndan. Artık AYB ile çok yakın bir işbirliğimiz var" dedi.
Beşkök, 30 yıl gibi uzun vadeli bir kaynağı siz de aynı vadede mi kullandırıyorsunuz" şeklindeki soruya " Biz vadeleri projenin durumuna, hangi sektörde olduğuna ve tamamlanma süresine göre belirliyoruz. Örneğin bir hidroelektrik santrali projesi doğal olarak uzun sürede tamamlanacağı için vadesi 10 yıla kadar çıkabiliyor. Ayrıca Dünya Bankası'nın koyduğu ölçü yatırım kredilerinin bir yılı ödemesiz olmak üzere asgari 4 yıl vadeli olması yönünde. Biz ise 30 yıl vadeli olarak bize tanınan bu olanağı mümkün olduğunca bu süre içinde daha fazla firmaya aktararak daha fazla çevirim yapmak istiyoruz. Bu şekilde çarpan etkisiyle 420 milyon doları 30 yılda 2 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştırabiliriz. Bu da Türkiye için iyi bir olanak" karşılığını verdi.
Kaynak: http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=128226&KTG_KOD=480
No comments:
Post a Comment
Note: Only a member of this blog may post a comment.