Blog Archive

Thursday, June 30, 2011

Rüzgar enerjisinde yeni ihale yapıldı

Rüzgar enerjisinde yeni ihale yapıldı

TEİAŞ, rüzgar enerjisine dayalı santral kurmak isteyenlere yönelik belirlediği sekizinci grup için ihaleyi bugün gerçekleştirdi.

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), rüzgar enerjisine dayalı santral kurmak isteyenlere yönelik belirlediği sekizinci grup için ihaleyi bugün gerçekleştirdi.

İhale, rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere yapılan lisans başvurularına ilişkin yarışma yönetmeliği gereği; rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere yapılmış lisans başvurularından aynı bölge ve/veya trafo merkezi için birden fazla başvurunun bulunduğu 6 trafo merkezine bağlanacak olanları belirlemek amacıyla yapıldı.

TEİAŞ Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Onay'ın komisyon başkanlığını yaptığı ihalede, önce firmaların evrakı incelendi, daha sonra evrakı uygun olanların Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) katkı payı teklif bedellerinin bulunduğu ikinci zarfları açıldı.

6 ayrı trafo merkezi için yapılan yarışma için toplam 54 firma başvuruda bulundu.

İhalede, 44 megavat kapasiteli Kıyıköy Trafo Merkezi için, 7 şirket teklifte bulunurken, yarışmayı yıllık üretilecek net elektrik enerjisi için kilovatsaat (kWh) başına 0,05 kuruş RES katkı payı ile en yüksek teklifi veren Beşiktepe Üretim ve Ticaret Ltd. Şti kazandı.

11 megavat kapasiteli Silivri Trafo Merkezi için de en yüksek teklifi 0,01 kuruş katkı payı ile Ertan Enerji A.Ş verdi.

Toplam 250 megavat kapasitesi bulunan Hamitabat Havza Trafo Merkezi için de; 75 megavatlık bölüm için kwh başına 3,65 kuruş ile en yüksek katkı payı teklifi veren Karayel Elektrik Üretim A.Ş uygun görülürken, kalan 120 megavatlık kapasite için Evrencik Rüzgar Enerjisinden Elektrik Üretim Ltd. Şti'nin 3,54 kuruşluk teklifi, 55 megavatlık kapasite için ise Airres Elektrik Üretim San. ve Tic, AŞ'nin 3,37 kuruşluk teklifi uygun bulundu.

ÇATALCA HAVZA TRAFO MERKEZİNE YÜKSEK TEKLİF

Çatalca Trafo merkezi için de 14 şirket başvuruda bulunurken, 200 megavatlık kapasite için en yüksek teklifi kwh başına 4,34 kuruş ile Universal Wind Enerji Elektrik Üretim AŞ verdi.

Hadımköy Trafo Merkezinde 50 megavatlık yüksek gerilim kapasitesi için 30 megavatlık kapasite ve 0,05 kuruşluk katkı payı ile Sancak Enerji Hizmetleri AŞ'nin teklifi uygun görüldü.

Aynı merkezin 20 megavatlık orta gerilim kapasitesinin de Süper Elektrik Üretim AŞ ile Simay Elektrik Üretim AŞ arasında 10'ar megavat kapasite ile paylaştırılması kararlaştırıldı.

Pınarhisar Trafo merkezinin 45 megavatlık yüksek gerilim kapasitesinin 30 megavatlık kısmı 1,82 kuruşluk katkı payı ile en yüksek teklifi veren MB Elektrik Üretim Ltd. Şti'ye, kalan 15 megavatlık kısmı da ikinci yüksek teklifte bulunan Iberdrola Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Enerji Üretimi Tic. ve San. Ltd. Şti.'ye verildi.

Pınarhisar Trafo Merkezinin 15 megavatlık orta gerilim kapasitesinin de kwh başına 0,01 kuruş katkı payı teklifinde bulunan Aysu Enerji San. ve Tic. AŞ'ye verilmesine karar verildi.

Kazanamayan şirketler, teminat mektuplarını geri alırken, kazanan şirketler için gerekli evrak hazırlanarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) gönderilecek.



Kaynak: http://www.patronlardunyasi.com/haber/Ruzgar-enerjisinde-yeni-ihale-yapildi/107146

Sunday, June 19, 2011

Rüzgâr enerjisi kullanan şirkete etiket verilecek

Enerjisinin en az yüzde 25'ini rüzgardan alan şirketlere etiket verilecek. Etiketi olan şirket tüketiciye 'Ben temizim' diyecek.

VESTAS, Doğal Hayatı Koruma Derneği, Price Waterhouse Coopers , BM Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Dünya Rüzgar Enerji Konseyi rüzgar enerjisi kullanan şirketleri ve rüzgar enerjisiyle üretilen ürünleri ayırt etmek için 'WindMade' (Rüzgar Yapımı) etiketi geliştirdi. Şirketler WindMade etiketi almak isterse PWC bu şirketleri denetleyerek olur verecek. Vestas'ın Türkiye ve Ortadoğu Bölgesi Lideri Mehmet Ali Neyzi ilk etapta Türkiye'nin en büyük 14 holding ve şirketine giderek "Kullandığı enerjinin yüzde 25 ya da daha fazlasını rüzgardan sağlarsanız size her yerde kullanılacak WindMade etiketi ve sertifikası vereceğiz" diyeceklerini anlattı. "Şirketler niye rüzgar enerjisini tercih etsin" sorusuna da Neyzi, şu yanıtı verdi: "Anket yaptığımız katılımcıların yüzde 60'ı fiyatı daha yüksek olsa da rüzgar enerjisiyle üretimi alabileceğini belirtti. Eğer şirketler eşit koşullarda rüzgar enerjisi tedarik ederlerse de bu oran yüzde 75-80'lere çıkıyor."

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2011/06/17/ruzgr-enerjisi-kullanan-sirkete-etiket-verilecek

Rüzgar enerjisiyle üretilen ürünlere WindMade etiketi

Rüzgar enerjisiyle üretilen ürünlere WindMade etiketi


Danimarkalı rüzgar türbini üreticisi Vestas’ın başlattığı girişimle gelecek yıldan itibaren raflarda belli oranda rüzgar enerjisiyle üretildiği belgelenen ürünlerin üzerinde “WindMade” etiketi görmek mümkün olacak.


Rüzgar enerjisi alanında en büyü pazar payına sahip Danimarkalı Vestas’ın girişimiyle elektriğinin en az dörtte birini rüzgardan üreten şirketlere ve tüm üretim sürecinde belli oranda rüzgar enerjisi kullanılan ürünlere “WindMade” etiketi uygulaması başlıyor.
İstanbul’da dün başlayan 17. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı sırasında WindMade projesinin tanıtımını yapan Rüzgar Sistemleri Global Pazarlama ve Müşteri İlişkileri Kıdemli Başkan Yardımcısı Morten Albaek, Milliyet’in de konuyla ilgili sorularını yanıtladı.
Eylül ayından itibaren şirketlere WindMade sertifikası vermeye başlanacağını belirten Albaek, “Yıl sonuna kadar 100 kadar şirketin WindMade sertifikası olacağını öngörüyoruz. Bunların çoğu Avrupa ve ABD’den gelecek ama kısa sürede bu sayının bine çıkacağını ve dünyanın her yerinden şirketlerin yer alacağını düşünüyoruz” dedi.
Vestas olarak kendilerinin de elektrik tüketimlerinin yüzde 50’sini rüzgardan sağladıklarını belirten Albaek, “2013’e kadar bu oranı yüzde 100’e çıkarma hedefimiz var” diye konuştu.
WindMade etiketli ilk ürünlerin ise 2012’deki Davos Zirvesi’ne kadar raflarda yerini almasını hedeflediklerini söyleyen Albaek, “Ürüne ve ülkeye göre değişse de ortalama olarak yüzde 25 rüzgar enerjisiyle üretim bir ürünün fiyatını sadece yüzde 5 oranında artırıyor. Bu da tüketicilerin tolere edebileceği bir oran” dedi.

Üretim olabilir
Albaek, Vestas’ın Türkiye’de rüzgar türbinlerinde yüzde 43.2 pazar payıyla birinci olduğunu, bugün Türkiye’de kurulu her üç rüzgar türbininden birinin Vestas’a ait olduğunu belirtti. Türkiye pazarının kendileri için oldukça önemli olduğunu vurgulayan Albaek, rüzgarda kurulu gücün hedeflendiği gibi 2023’e kadar 20.000 megawatt’a çıkması için gerekli adımlar atılırsa bazı parçaların burada üretilmesi için girişimde bulunacaklarını aktardı. Vestas’ın Türkiye’de kanat üretimi yapması gündeme gelmiş ancak pazar hızlı büyümediği için bu plan rafa kalkmıştı. Albaek, “Türkiye rüzgarda hızlı ve güçlü büyürse burada da bazı parçaların üretimini yapabiliriz” dedi.



WindMade nedir?
Tıpkı Adil Ticaret (Fair Trade) uygulamasında olduğu gibi üretim sürecinde belli oranda rüzgar enerjisi kullanılan ürünler ve tükettiği elektriğin en az yüzde 25’ini rüzgar enerjisinden elde eden şirketler WindMade sertifikası alabiliyor. Böylece bilinçli tüketicinin alışveriş yaparken çevreye daha az zarar vererek üretilmiş ürünler tercih etmesi mümkün oluyor. WindMade sertifikası almak isteyen şirketlerin başvuru sırasında kullandıkları rüzgar enerjisinin en fazla iki yıl önce devreye girmiş olması gerekiyor. Albaek, bu sayede yeni rüzgar santralleri kurulmasını da desteklediklerini aktardı. Ayrıca her yıl şirketlerin elektrik tüketimlerinde rüzgarın payı ölçümleniyor. Girişimin temei bu yılki Davos Zirvesi’nde atılmıştı.



Hayatını sorgulayıp finansı terk etti
Morten Albaek’in kendini rüzgar enerjisi sektöründe bulmasının ilginç bir öyküsü var. Üniversitede felsefe ve tarih üzerine eğitim alan Albaek, iş hayatına tamamen ayrı bir alanda, finansçılıkla atıldı. Danske Bank’ta çalışmaya başlayan Albaek kurum içerisinde yükselerek o tarihe kadar başkan yardımcılığına yükselen en genç isim oldu. Ancak 32 yaşında babasını kaybettiğinde hayatı ve yapmak istedikleriyle ilgili derin bir sorgulama dönemi yaşadığını anlattı. Daha fazla finans sektöründe çalışmak istemediğini fark eden Albaek, tam ülkeyi terk etmek üzereyken bir arkadaşının “Danimarka’da kendine yakın hiçbir şirket görmüyor musun yani?” sorusuna “Aslında var, Vestas” yanıtını verince kariyerinin yeni durağını da belirlemiş oldu. Albaek, “Artık utanç duymadan uyanıyorum ve yorgun ama gururlu bir şekilde uyuyorum. İleride çocuklarıma neden bu kadar uzun süre yanlarında olmadığımı anlatmam da çok daha kolay olacak. Başka ülkelerin para birimlerini alıp satıyordum demekten çok daha anlamlı şeyler söyleyeceğim” sözleriyle yaptığı tercihten memnun olduğunu da ifade etti.


Kaynak: http://ekonomi.milliyet.com.tr/ruzgar-enerjisiyle-uretilen-urunlere-windmade-etiketi/ekonomi/ekonomidetay/16.06.2011/1403044/default.htm?ref=OtherNews


Sunday, June 12, 2011

Almanya Nükleerin Açığını Rüzgarla Kapatabilecek

Almanya Nükleerin Açığını Rüzgarla Kapatabilecek

Alman hükümetinin ülkedeki nükleer enerji santrallerini 2022 yılında kapatacağını açıklamasının ardından gözler ortaya çıkacak olan enerji açığının nasıl kapatılacağına çevirildi. Yapılan hesaplamalara göre bu açığın kapatılması için bu tarihe kadar ülkenin enerji üretim kapasitesinin 10 GW artırılması gerekiyor.

Alman Çevre Bakanlığı tarafından hazırlanan bir çalışmada ise bu açığın deniz üstü rüzgar enerjisi santralleri tarafından kapatılmasının mümkün olduğu belirtilirken bunun için ise Alman hükümetinin bazı adımlar atması gerektiği belirtiliyor. Çalışmaya göre Alman hükümetinin bu amaçla deniz üstü rüzgar enerjisi sektörünün projeleri için finansman kolaylıkları sağlaması ve bu santrallere yönelik alım garantilerinin artırılması gerektiği belirtiliyor. Bununla beraber Alman hükümetinin yakın zamanda bu sektörü desteklemek için bir program açıklaması bekleniyor.

Bu program çerçevesinde ise Alman Kalkınma Bankası KfW’nın sektörü desteklemek için 5 milyar avroluk bir kredi paketi sağlaması öngörülüyor. Bu kaynak ile 10 deniz üstü rüzgar enerjisi santrali projesinin finanse edilmesi amaçlanırken, sağlanacak kredi tutarının üst sınırı ise 700 milyon avro olacak.

Halihazırda nükleer reaktörler Almanya’nın enerji arzında yıllık 150 terawatt-saatlik paya sahip iken, ülkenin 2020 yılında deniz üstü rüzgar enerjisinde 25 GW’lık kurulu güce ulaşması halinde yılda 100 terawaat-saatlik elektriğin rüzgar enerjsinden karşılanması mümkün olabilecek.

Almanya karasal rüzgar enerjisinde 2010 sonu itibari ile 27.2 GW’lık büyüklüğe ulaşmış iken ülkenin deniz üstü rüzgar enerjisindeki kurulu gücü ise henüz 48.3 MW düzeyinde.


Kaynak: http://www.yesilekonomi.com/almanya-nukleerin-acigini-ruzgarla-kapatabilecek.html

Elektrikte fiyat sancısı

Elektrikte fiyat sancısı

Rüzgar Enerjisi ve Su Santralleri İşadamları Derneği (RESSİAD) Başkanı Tolga Bilgin, ''içinde bulunduğumuz elektrik piyasasında oluşan fiyatlar, bırakın yeni yatırımcı çekmeyi, mevcut yatırımcıyı da mağdur ederek, yeni yapılacak enerji yatırımların önünü tıkamaktadır'' dedi.


RESSİAD Başkanı Bilgin yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin en önemli yenilenebilir enerji kaynaklı santrallerinden olan rüzgar enerjisi santralleri ve nehir tipi hidroelektrik santraller enerji havuzu içinde kurulu güç olarak kayda değer bir büyüklüğe ulaşıldığını belirtti.

Bugün serbest üretici statüsündeki rüzgar santrallerinin kurulu gücü 1500 megavat (mw) , nehir tipi su santrallerinin kurulu gücü ise 3500 mw olduğuna işaret eden Bilgin, yenilenebilir enerji kaynaklarının özel sektör marifetiyle bu noktaya gelmesinde eski Piyasa Mali Uzlaştırma Mekanizması (PMUM) sisteminde oluşan 3 zamanlı fiyatların önemli katkısı olduğunu, proje finansmanı yapan bankalar ve yatırıma karar veren yatırımcıların da piyasa fiyatlarının oluşturduğu trendi yeterli görerek bu yatırımları gerçekleştirdiğini kaydetti.

Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği (DUY) sistemi ile Elektrik Piyasasının daha istikrarlı, daha şeffaf ve daha adil olması hedeflendiğini hatırlatan Bilgin, şöyle devam etti:

''Ancak, DUY'da kuralların açıkça belirtilmesine rağmen, gerçek uygulamada bu kurallara bazen uyulmadığı gözükmektedir. Ayrıca sistemde bazı yapısal hatalar, uygulamaya geçince ortaya çıkmıştır. Bu sebeplerden sistem fiyatları, uygulamanın başlangıcından beri dengesiz ve mevcut üretim maliyetlerinin çok altında oluşmuş ve işletmede bulunan tüm özel sektör santralleri ile yeni yatırım kararı alacak olan yatırımcıları olumsuz etkilemiştir. Bu yüzden sistemdeki gerçek zamanlı arz talep dengesini yansıtan serbest piyasa fiyatları oluşamamakta ve ulusal kaynakların verimli ve optimum kullanılmasını sağlayan ve yatırımcılara yol gösteren sinyaller verilememektedir. Bu durumdan, dengeleme birimi olan doğalgaz, kömür gibi santraller de olumsuz etkilenmektedir. Özellikle bazı dönemler fiyatların 2-3 kuruş/kWh hatta 0 kuruş çıkması, gün öncesi ve gün içi ortalamaların 6-7 kuruş/kWh civarında seyretmesi çoğu dengeleme santrallerinin daha fazla zarar etmemek için üretimlerini durdurmasına yol açmıştır''

''BİR ÇOK YATIRIMCI BANKA KREDİSİ GERİ ÖDEMELERİNDE ZORLANIYOR''

Piyasadaki bu durum rüzgar ve nehir tipi su santralleri için daha vahim noktaya geldiğini savunan Bilgin, rüzgar ve nehir tipi su santrallerinin dengeleme birimi santraller gibi önceden öngörülebilir bir üretim programı olmadığından, gün öncesi yapılan üretim tahminleri çoğunlukla tutmadığına dikkati çekti. Ayrıca, gün öncesi ile gün içinde oluşan fiyatların farklı ve istikrarsız oluşmasından dolayı bu santrallerde üretilen elektrik çok düşük fiyatlara ve hatta bazı günler üretim yapılmasına rağmen para kazanmak yerine üstüne para verilerek sisteme verildiğini ifade eden Bilgin, bunun sonucu olarak ay sonu ortalaması normalde üretim maliyetlerine göre çıkması gereken fiyatların çok altında çıktığı ifade etti.

Bu şekilde yatırım kararı verirken fizibilitelerini minimum 13-14 kuruş/kWh olarak yatırım kararı alan yatırımcıların zarar ettiğini anlatan Bilgin, bir çok üyenin projenin ilk senelerde kendisini geri ödememesi sebebiyle banka kredisi geri ödemelerini kendi öz kaynakları ile desteklediğini söyledi.

Saatlik uzlaştırma ile gün öncesi ve anlık piyasalarda oluşan fiyatların normalde maliyet esaslı gerçek fiyatları yansıtması gerektiğini vurgulayan Bilgin, ayrıca oluşan bu fiyatlar sistemde arz-talep dengesinin bozulmaması için bir sinyal görevi görerek yeni yatırımların yapılmasını sağlaması gerektiğini belirtti.

Bilgin, ''maalesef içinde bulunduğumuz elektrik piyasasında oluşan fiyatlar bırakın yeni yatırımcı çekmeyi mevcut yatırımcıyı da mağdur ederek yeni yapılacak enerji yatırımlarının önünü tıkamaktadır'' dedi.

''BU KADAR LİSANS BAŞVURUSU KİMSEYİ ALDATMAMALI''

Gerek yenilenebilir kaynaklı santraller için, gerekse son dönemde dengeleme santralleri olan kömür, doğalgaz santralleri için yapılan 60.000 MW'a ulaşan lisans başvuruları olduğuna dikkati çeken Bilgin, bu kadar çok lisans başvurusunu bir anlamda ''fırsatçılık'' olarak gördüğünü söyledi.

Aralarında az da olsa bazı yatırımcıların gerçekten yatırımı yapmak için lisans aldığını veya lisans başvurusu yaptığı bilinse de çoğunluğun ileride ya bu santralleri yapamayacağını ya da sistem fiyatları tekrar yatırım sinyali vermeye başlayana kadar bekleyip sonra lisansı devir edeceğini tahmin etmenin hiç de zor olmadığını diye getiren Bilgin, şunları kaydetti:

''O yüzden bu başvurular özellikle piyasayı yöneten değerli yöneticilerimizi ve bürokratlarımızı aldatmamalı. Bu başvurular hem sisteme gerçek yatırımcıların girmesini engelliyor, hem de vakit kaybettiriyor. O yüzden öncelikle yatırım kararı verme de en önemli kriter olan istikrarlı ve adil bir piyasa fiyatının oluşması gerçek yatırımcıların sistemde çoğalmasını sağlayacaktır.'

DENGESİZ VE MALİYETLERİN ALTINDAKİ PİYASA FİYATLARI NASIL DÜZELİR?

Sistemdeki ani fiyat değişimlerinin ve özellikle gün öncesi ve dengeleme güç piyasası arasında aynı saat içinde oluşan büyük fiyat farklarının oluşmaması için yapılması gerekenin anlık dengesizliklerin sistem fiyatına yansıtılması olduğunu ifade eden Bilgin, böylece sistem dengelendikten sonra yapılan her müdahalenin yeni sistem içindeki fiyatlarla oluşacağını ve yapay fiyatların oluşmayacağını söyledi.

Türkiye üretiminin yüzde 73'ünün devlet kurumları olan EÜAŞ ve TETAŞ'ın kontrolünde olmasının da serbest piyasanın genel ruhuyla çeliştiğini belirten Bilgin, Tüketimin karşılanmasında kamudan ve otoprodüktör tesislerden arta kalan sadece yüzde 19'luk bir pay için birbirleriyle yarışan serbest üretim şirketlerinin, maliyetlerini fiyatlara yansıttığında devletle rekabet edemediğini ve bunun sonucu olarak fiyatlar yapay olarak düşürülerek üreticilerin mağdur edildiğini ifade etti.

Bu durumun, EÜAŞ'ın üretim portföyünün, öncelik termik santrallere verilmek kaydıyla, özelleştirilmesi ile önlenebileceğine işaret eden Bilgin, ''Bu özellikle kömür santrallerinde devlet elinde atıl kalmış kapasitenin kullanılmasını ve daha piyasada gerçek maliyetleri yansıtan fiyatların oluşmasını sağlayacaktır.'' dedi.

Tüketim bildiren piyasa katılımcıları ve bazı dengeleme birimleri santrallerinin, gün öncesinde üretmeyi veya tüketmeyi taahhüt ettikleri üretim veya tüketim programına uymadığını anlatan Bilgin, bu durumun yönetmelikler de belirtilen denetimlerin yapılması ve öngörülen yaptırımların uygulanması ile çözülebileceğini ifade etti.

RESSİAD Başkanı, böylece piyasa katılımcıları gerçek üretim ve tüketim değerlerini bildirmek zorunda kalarak sistemin gerçek arz-talebe göre dengelenmesinin sağlanacağını, daha da önemlisi piyasa katılımcılarının arasında adil bir sistem oluşturulacağını sözlerine ekledi.

ELEKTRİK BORSASI KURULMALI

TEİAŞ'ın Üretim Kapasite Projeksiyonuna göre en erken 2016 ve en geç 2019 yılında enerji arz açığı beklendiğine işaret eden Bilgin, bu anlamda yeni üretim tesislerinin yapılmasının önem arz ettiğini vurguladı.

Önümüzdeki 5 yıl içerisinde ortaya çıkabilecek olası bir enerji darboğazının tüm ülkeyi zor durumda bırakabileceğini ifade eden Bilgin, bu duruma çözüm olarak Türkiye'de mutlaka gerçek piyasa fiyatlarını yansıtan ve tüketiciler ile (Dağıtımcılar ve Serbest Tüketiciler) üreticileri çeşitli vadelerde ikili anlaşma yapmak üzere buluşturan bir enerji borsasının kurulması gerektiğini bildirdi.

Bilgin, böylece borsadan gerçek ve istikrarlı fiyat sinyalini alan yatırımcıların bu göstergelere göre yatırım yapma kararı alabileceğini, borsa da oluşan fiyatların ayrıca dağıtımcıların düzenlemeye tabii perakende satış tarifeleri için de bir referans fiyat oluşturacağını kaydetti.


Kaynak: http://www.haber10.com/haber/243187/

Cari açığı rüzgâr ve yabancı öğrenci kapatır

İşadamı Hüsnü Özyeğin, “10 bin megavatlık rüzgâr santralı yaparsak, cari açık yılda 3 milyar dolar azalır. 100 bin öğrenciyi getirsek 4 milyar dolar eder. Üniversitelerimiz artık müsait” dedi


Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, cari açığın Türkiye’nin büyümesi önündeki en önemli engellerden biri olduğunu belirterek, “Cari açığın sektörel bir stratejiyle çözüleceğine inanıyorum” dedi.

Özyeğin, cari açığın (döviz açığı) kapatılması için şu önerileri paylaştı: “Mesela enerji... 1000 megavatlık rüzgâr santralı yaparsak, cari açığımız yılda 300 milyon dolar azalır. Kimse çıkıp bunu söylemiyor. 10 bin megawat yaparsak 3 milyar dolar azalır. Türkiye Avrupa’da rüzgâr enerjisi konusunda İskoçya’dan sonra en büyük potansiyele sahip. 3 milyar dolar az bir rakam değil.
Öte yandan, eğitimde Türkiye cari açık veriyor. Amerika’da 40 bin öğrencimiz okuyor. Her biri 40 bin dolar harcıyor. Bu da 1 milyar 600 milyon dolar yapıyor. Niye Türkiye İngiltere ve Amerika gibi bölgenin eğitim ülkesi olmasın? 100 bin öğrenci Türkiye’ye getirsek 4 milyar dolar eder. Üniversitelerimiz artık müsait.”


Rusya, Türklere açık...
Rusya pazarı hakkında da bilgi veren Özyeğin, bu ülkede Türk markalarının kolaylıkla başarılı olabileceğini ifade ederek, “Mesele ürün, teşhir, mağazanın dekorasyonu ve çalışanların müşterilere dokunabilmesi... Rusya ve Ukrayna gibi coğrafyalarda AVM’ler önem taşıyor. Çünkü ülkelerin mimarilerinden dolayı binaların altına açılabilecek mağaza alanı yok. Türk perakendecisi işini Rus perakendecisinden daha iyi biliyor. Hediye çeki veriyor, taksit yapıyor. Genç jenerasyonun bu işi kısa sürede yurtdışına taşıması lazım” diye konuştu.
Amerikalılar başta olmak üzere Batı Avrupalı perakendecilerin Rusya’yı güvenli göremedikleri için pazara kendi başlarına gitmek istemediklerini anlatan Özyeğin, “Oraya Türkiye üzerinden gitmek istiyorlar. Bu da bizim için büyük bir fırsat” dedi.

Bankacı transfer edin
Bankalardaki işlemlerin büyük kısmı bireysel hizmetler olduğu için bankalarda hesaptan anlayan kişiler geliştiğini anlatan Özyeğin, “Bankalardan yönetici transfer edin. Avrupalılar, Rusya’ya yollayacak yönetici bulamıyor. Bunu fırsata çevirin”dedi.
Çin’de İstinye Park’ın iki katı büyüklüğündeki AVM’yi 15 Kasım’da açacaklarını hatırlatan Özyeğin, “Yatırım 230 - 240 milyon dolar olarak tamamlanacak. Kiralaması bittikten sonra yeni projeler yapacağız. Orada iş yapmayı öğrendik. Kiracılar yeni araziler gösteriyor” dedi.

Alemdağ’a konut ve yurt yapacak
Nişantepe mevkiinde bir konut projesine başlayacaklarını anlatan Özyeğin, “Alemdağ eğitim merkezi olarak gelişiyor. Sadece üniversitemiz değil, İstanbul Erkek Lisesi orada faaliyete geçti. Üsküdar Amerikan Koleji de arsa aldı. Bölgede 350-400 dönüm arazimiz var. Öğrenciler için yurt yapıyoruz. Öğretim görevlileri isterlerse yapacağımız konutlarda kalabilir” dedi.
Sağlığı elverdiği sürece çalışacağını anlatan Özyeğin, “Bankacılığı seviyorum. Perakende bambaşka bir iş. Meslekler kolay elde edilmiyor. Bunu en iyi GİMA’da yaşadım. Kâr etmiyorduk ama şansım yaver gitti ve GİMA’ya damatlar çıktı.
Ben BİM’i de Finansbank’a benzetirim. En başarılı işlerden biri. Konsepti tuttu ve şimdi 5 milyar dolar değere ulaştı” dedi. Özyeğin giyim alanında yeni markaları getireceğini anlattı.


Kaynak: http://ekonomi.milliyet.com.tr/cari-acigi-ruzgar-ve-yabanci-ogrenci-kapatir/ekonomi/ekonomidetay/01.06.2011/1397119/default.htm

Rüzgar Santralleri Enerji Acigina ve Issizlige Care Olacak

Rüzgar enerjisinin yaygınlaşması için ‘Uluslararası Rüzgar Enerjisi ve Santralleri Semineri’ düzenlediklerini söyleyen TUCSA Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, “Önümüzdeki dönemde rüzgar santrali yatırımı hızlanacak. Bu sayede enerji açığı ve işsizlik azalacak” dedi


Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA), yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisinin Türkiye’de gelişmesi ve yaygınlaşması için bugün ‘Uluslararası Rüzgar Enerjisi ve Santralleri Semineri’ düzenledi. İstanbul'da Rahmi Koç Müzesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen seminere Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS), Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği Türkiye Bölümü (EUROSOLAR Türkiye) ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) de destek verdi. ‘Uluslararası Rüzgar Enerjisi ve Santralleri Semineri’nde Türkiye’deki yatırım fırsatları, rüzgar enerjisi üretimi ve bunun Türkiye’nin üretim kapasitesine ve dolayısıyla istihdama katkısı konuları ele alındı. İki bölümde gerçekleşen seminerin ilk kısmında olanaklar ve gelişmeler, ikinci kısmında ise uygulama teknolojileri anlatıldı. Kamu yetkilileri ile yerli ve yabancı akademisyen ve sanayicilerin konuşmacı olarak katıldıkları seminere, sanayici ve akademisyenlerin yanı sıra iş dünyasından da büyük ilgi vardı.

“İstihdam yaratır”

Yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisinin Türkiye’de geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini söyleyen Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, “Büyüyen Türkiye ekonomisi enerjide dışa bağımlılık sorunu yaşıyor. Enerji sorununa çareler üretmek amacıyla önlemler alan devlet, rüzgar enerji santralleri yatırımlarını destekleme kararı aldı. Bunun sonucunda şu anda 1.400 MW olan kurulu gücün 2023 yılına kadar 22.000 MW’a çıkartılmasının önünü açtı” dedi. Yapılacak yeni yatırımların Türkiye’nin enerji üretimini artıracağını belirten Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, “Ayrıca rüzgar santrallerin üretimi, nakliyesi ve kurulumunda bir çok kişiye görev düşecek. Bu durum işsizliğe de çare olacak” diye konuştu. Önümüzdeki dönemde rüzgar türbini yatırımlarının hızlanacağını ifade eden Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, “Bugüne kadar Türkiye’de sadece kule, küçük ölçekte türbin ve kanat imal ediliyordu. Bundan sonra belki tüm türbin üretimleri de ülkemizde yapılabilecek. Bu arada Türkiye’deki kule ve kanat ihtiyacının bir kısmı hali hazırda yurtdışından sağlanıyor. İç talebin 10-15 kat artmasıyla ve bölgedeki diğer ülkelerin de rüzgar enerji santrallerine yönelmesiyle birlikte yerli firmaların da üretimini ona paralel olarak artırması gündeme gelecek. Belki sektöre yeni oyuncular girecek. Yan sektörler de harekete geçecek. Jeneratör üretimi, pal üretimi ve tüm aksamıyla birlikte çelik kule üretimi hızlanacak” diye konuştu.

“Beş milyon ton çelik işlenecek”

Rüzgar enerji santrallerine yapılan yatırımın yapısal çelik sektörünün büyümesini de sağlayacağını ifade eden TUCSA Başkanı Prof. Dr. Yardımcı, “Türkiye’de rüzgar enerji santralleri kapasitesinin 12 yıl içinde 22.000 MW’a çıkması, diğer bir deyişle yaklaşık 15 kat büyümesi, aynı süre içinde yapısal çelik sektörünün de 3 milyar doların üzerinde çeliği Türkiye’deki tesislerde işlemesi anlamına geliyor. Bu da çelik yapı sektörünün bugün için işlediği 1 milyon ton yapısal çeliğin 2023 yılında 5 milyon ton hedefine ulaşmasında önemli rol oynayacak” açıklamasında bulundu.
Tüm bunların gerçekleşmesinden sonra Türkiye’nin bölgesinde rüzgar enerjisi üretimi açısından bir cazibe merkezi olacağını ifade eden TUCSA Başkanı Prof. Dr. Yardımcı sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle Türkiye’nin mevcut olanaklarını iyi değerlendirmesi ve ilgili sektörleri zamanında harekete geçirerek hazırlıklarını tamamlaması lazım. Türkiye rüzgar potansiyeli açısından oldukça zengin bir ülke. Çeşme, Alaçatı, Çanakkale, Gelibolu, Balıkesir, Bandırma, Çatalca, Silivri ve Marmara Ereğlisi gibi bölgelerde iyi bir rüzgar potansiyeli var. Bunların değerlendirilmesi gerekiyor.”

‘Enerji kayıpları önlensin’

Enerji üretimi kadar üzerinde durulması gereken bir diğer konunun da enerji kayıpları olduğunu dile getiren Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, “Türkiye’de enerji verimliliği maalesef yeterince sağlanamıyor. Bu nedenle enerji kayıpları çok yüksek. Yalnız binalarda enerji verimliliği sağlanabilir, kayıplar önlenirse 10 bin megawatt enerji tasarrufu sağlanabilir. Bu miktar, yaklaşık olarak Türkiye’nin nükleer enerji santraliyle elde etmeye çalıştığı enerji miktarı kadar” açıklamasında bulundu.


Kaynak: http://www.petroturk.com/HaberGoster.aspx?id=5246&haber=Ruzgar-santralleri-enerji-acigina-ve-issizlige-care-olacak

Wind Power Asia Pekin 2011

Wind Power Asia Pekin 2011

Fuar Merkezi: Beijing, China (PR)- China National Convention Center

Kuruluş Yılı:2003

Düzenlenme Periyodu: Her yıl

Tarih: 22.06.2011 - 24.06.2011

Organizatör


Koelnmesse Co. Ltd.
Unit 1018, Landmark Tower II, No. 8 Dong San Huan North Road
Beijing 100004
Fon: +86-10-65907766 · Fax: +86-10-65906139
info@koelnmesse.cn
www.koelnmesse.cn

project team
h.chen@koelnmesse.cn
www.windpowerasia.com

China Electricity Council
No. 1, Lane 2, Baiguang Road, Xuanwu District
Beijing
Fon: +86-10-6341-4331 · Fax: +86-10-6341-4345
web@cec.org.cn
www.cec.org.cn

Sektör: Enerji (konvansiyonel ve yenilenebilir Enerji) (endüstri 23)

Ana Ürün Grupları: Rüzgar enerjisi, Yeldeğirmeni Üretim Tesisleri, Enerji Üretimi

Açılış-Kapanış Saatleri: 09:00-17:00

Seyahat Hizmeti :Yeditepe Turizm

Kaynak: http://www.yeditepeturizm.com.tr/fuar/tr/fuardetay.asp?Id=1548

15-16-17 Haziran 2011- 17. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı- ICCI

15-16-17 Haziran 2011- 17. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı- ICCI

17. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı- ICCI
15-16-17 Haziran 2011
İstanbul Fuar Merkezi 9. ve 10. Salonlar
İSTANBUL


Konferans Odak Konuları

Dünya Enerji Sektörü

1. Dünya Enerji Sektörü’ne Genel Bir Bakış
1.1. Orta ve Uzun Dönemde Enerji Piyasalarında Arz ve Talep Projeksiyonları,
1.2. Enerjide Liberalleşme Uygulamaları,
1.3. Enerji Yatırımları; Finansman Piyasaları; Enerji Yatırım Modelleri, Fiyatlandırma Politikaları

Türkiye Enerji Sektörü

2. Türkiye Enerji Sektörü
2.1. Enerji Yatırımlarının Finansmanı
2.2 Fosil ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Durumu (Petrol, Doğalgaz, Kömür, Rüzgar, Güneş, Hidroelektrik, Jeotermal ve diğer kaynaklar)
2.3. Sürdürülebilir Enerji Politikalar
2.3.1. Enerji Verimliliği
2.3.2. Türkiye için Enerji Arz & Talep Projeksiyonları
2.3.3. Enerjide Arz Güvenliği
2.4. Liberalleşme Uygulamalarının Değerlendirilmesi
2.4.1. Elektrik, Elektrik üretimi- Dağıtımı
2.4.2. Doğalgaz, Doğalgaz Tedariki ve İletimi
2.5. Enerji Koridoru ve Terminali olarak Türkiye’nin Rolü
2.5.1. Doğalgaz, Petrol
2.6. Yenilenebilir Enerji Piyasası (Rüzgâr, Hidroelektrik, Güneş, Jeotermal, Biyokütle ve diğer kaynaklar)
2.7. Kömür
2.8. Nükleer Enerji

AB Enerji Sektörü

3. AB Enerji Sektörü
3.1. Enerji Politikaları, Mevzuat ve Uygulamalar
3.2. Avrupa Birliği’ne üyelik Sürecinde Uyum, Uygulama çalışmaları ve İlerlemeler
3.2.1. Enerji Verimliliği, Yenilenebilir Enerji Kaynakları
3.2.2. Elektrik ve Doğalgaz Piyasaları; Yeniden Yapılanma ve Karşılaşılan Problemler

Enerji ve Çevre

4. Enerji ve Çevre
4.1. Çevrenin Korunmasına İlişkin Uluslararası Yükümlülükler çerçevesinde Enerji-çevre ilişkileri
4.2. AB çevre Mevzuatı ve Politikaları; AB Uyum Sürecinde, Enerji-çevre Yükümlülükleri Açısından Türkiye
4.2.1. Kyoto Protokolü
4.2.2. Emisyon Ticareti
4.2.2. Gönüllü Karbon Piyasası
4.2.3. Yeşil Sertifika
4.2.4. Karbon Sertifikası
4.3. Enerjide Rekabet ve çevre
4.4. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının çevre İlişkileri
4.5. Cevre Yatırımlarında Enerji Optimizasyonu

Enerjide Yeni Açılımlar

5. Enerjide Yeni Açılımlar
5.1. Enerji Ticareti ve Dünya’dan Örnek Uygulamalar
5.2. Enerji Risk Yönetimi
5.3. Enerji Hukuku
5.4. Enerji ile ilgili Yenilikçi Fikirler ve Projeler
5.6. UCTE (Union for the Co-ordination of Transmission of Electricity) çalışmaları ve önemi
5.7. Enerji Lojistiği

Enerji Üretim Teknolojileri ve Gelişmeler

6. Enerji Üretim Teknolojileri ve Gelişmeler
6.1. Fosil Yakıtlı Sistemler
6.1.1 Kojenerasyon, Mini-Mikro Kojenerasyon ve Trijenerasyon Sistemleri
6.1.2 Doğalgaz Kombine çevrim Sistemleri
6.1.3 Kömür Yakıtlı Sistemler
6.1.4 Fuel Oil Yakıtlı Sistemler
6.2. Yenilenebilir Enerji Teknolojileri
6.2.1 Rüzgâr Enerjisi
6.2.2 Güneş Enerjisi
6.2.3 Hidroelektrik
6.2.4 Jeotermal Enerji
6.2.5 Biyokütle, biyogaz, çöp gazı
6.3. Hidrojen Enerjisi
6.4. Enerji Santrallerinde İşletme-Bakım ve Eğitim

Çevre Teknolojileri

7. Çevre ve Teknolojileri
7.1. Çevre Teknoloji Sistemleri
7.2. Geri Dönüşüm Sistemleri
7.3. Atıklardan Enerji Üretim
7.4. Orman ve Tarımsal Atıkların Değerlendirilmesi
7.5. Enerji ve Çevre İlişkisi


Kaynak:http://www.ruzgarenerjisibirligi.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=110:17-uluslararas-enerji-ve-cevre-fuar-ve-konferans-icci&catid=62:etkinlikler&Itemid=66

Sunday, June 5, 2011

Dünyanın akciğerleri için ‘enerjini yenile’

İklim değişiklikleri, doğal afetlerin artışı ve en son Japonya’da yaşanan deprem sonrası Fukuşima Nükleer Santrali‘nde meydana gelenler, dünyanın enerji rotasında ‘yenilenebilir enerji’nin daha da ön plana çıkmasını sağladı.
Almanya’da koalisyon ortakları 2020’ye kadar enerji tüketimini yüzde 10 azaltma, 2022’ye kadar da nükleer santrallerini kapatma kararı alırken, doğan açığı doğalgaz ve yenilenebilir kaynaklardan sağlamak için kolları sıvadı. İtalya ve İsviçre de benzer bir rotayı tercih etti. Her iki ülke de nükleer enerjiye bağımlılıklarını azaltıp yenilenebilir enerji kullanımını artırma yolunu seçti.
Nükleer santral bulunmayan Türkiye ise 15 yılda Sinop ve Mersin’e nükleer santral kurmayı hedeflerken, yenilenebilir enerjinin üretimdeki payını yüzde 30’a çıkarmayı planlıyor.

Şu anda oran yüzde 19
Dünyadaki bu eğilimi, araştırma şirketi Deloitte’nin raporunda da izleyebilmek mümkün. Raporda Fukuşima felaketinin etkisiyle nükleer enerjiye yönelik planların yavaşlayacağı belirtilirken, temiz kömür teknolojilerinin ve sıfır emisyonlu elektrik santrallerinin öneminin artacağı ifade ediliyor. Ayrıca, uzmanların tahminlerine göre biyokütle, güneş ve rüzgâr enerjisinin yanı sıra jeotermal enerji 2050’de toplam enerjinin yüzde 35’ten fazlasını oluşturacak. Şu anda oran yüzde 19 civarında.
Diğer yandan, dünya için tek risk nükleer enerji değil. Karbon emisyonunu artıran kömür, petrol ve türevlerinden üretilen enerjinin kullanımının artması, tehlike sinyallerini çaldırıyor. Araştırmalara göre, 2010’da enerji kullanımının neden olduğu karbon emisyonları bir önceki yıla oranla yüzde 5 artarak rekor düzeye ulaştı.
30.6 milyar tonluk emisyon oranı, BM’nin 2010’da belirlediği küresel ısınma artışını 2 derecede tutma hedefi için verilen mücadelede ‘ciddi bir başarısızlık’ olarak nitelendiriliyor.




Türkiye’de hedef yüzde 30
Günümüzde 220 milyar kilowatsaat (kwh) tüketimi olan Türkiye’nin 10 yıl sonraki ihtiyacının 500 milyar kWh olması bekleniyor. Enerji Bakanlığı’nın yenilenebilir enerji için belirlediği hedef ise elektrik enerjisi üretimindeki yüzde 10’luk dilimin 30’lara çıkarılması yönünde. Bu doğrultuda özel sektör de yatırım rotasında yenilenebilir enerjiye hatırı sayılır şekilde yer veriyor. İşte o isimler ve yatırımları...


211.5 MW’lık üretimi rüzgardan
Enerjisa geçen ay portföyüne 142.5 megavat’lık (MW) Balıkesir Rüzgar Enerji Santrali’ni (BARES) ekledi. Böylece şirketin bu alandaki gücü, 211.5 MW’a çıktı. 2015’te en az 5 bin MW kurulu güce ulaşmayı hedeflediklerini belirten Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman, “İhtiyacı, güvenli ve çevreyle uyumlu karşılamak için yenilenebilir enerjinin üretimdeki payını artıracağız” dedi.


Siirt’e ihtiyacın üç katı doğal enerji
Limak Holding, yenilenebilir enerji yatırımı Alkumru Barajı’nı faaliyete geçirdi. Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Özdemir, barajla 265 MW kurulu güçle yıllık yaklaşık 1 milyar kwh elektrik üretimi yapacaklarını belirterek, “Siirt’in yıllık tüketiminin üç katı elektrik üretebilecek” dedi. Özdemir, ülkenin ihtiyacını karşılamada yenilenebilir enerji kadar nükleer yatırıma da ihtiyaç olduğunu belirtti.


1.5 milyar kwh, rüzgar ve sudan
Bilgin Enerji’nin yedi santralinden üçü hidrolik, dördü rüzgardan enerji üretiyor. Bilgin Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Bilgin, 1.5 milyar kwh enerji ürettiklerini belirtirken, dört yıl içinde üç hidrolik, bir rüzgar ve bir de doğalgaz santralı kurarak 5.5 milyar kwh’lik gücü aşacaklarını söyledi. Bilgin, enerji ihtiyacında önceliğin yenilenebilir kaynaklara verilmesi gerektiği görüşünü ifade etti.


Yatırımda ağırlığı ‘yenilenebilir’de
Zorlu Enerji Genel Müdürü Arif Özozan, Türkiye’de, hâlen üretimin yüzde 17.4’ünün yenilenebilir enerji santrallerinden sağlandığını ifade ederek, ülkenin zengin kaynaklarına dikkat çekti. Özellikle jeotermal ve rüzgar alanındaki potansiyelin altını çizen Özozan, “Yenilenebilir enerji alanındaki projelerimizi artırarak, portföyümüzde bu tür yatırımlarımızın oranını artırmaya hazırlanıyoruz” dedi.



Kaynak: http://ekonomi.milliyet.com.tr/dunyanin-akcigerleri-icin-enerjini-yenile-/ekonomi/ekonomidetay/05.06.2011/1398699/default.htm