Blog Archive

Sunday, July 25, 2010

Yenilenebilir enerji tasarısı yeni döneme kaldı

22.07.2010

Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın "kesin çıkacak" demesine karşın bir yıldan fazla süredir gündemde bekleyen Yenilenebilir Enerji Kanunu'nda (YEK) değişiklik yapacak tasarı yine unutuldu. 23 Temmuz Cuma günü tatile girmeye hazırlanan TBMM, haftayı yoğun bir mesai ile gündemindeki tasarıları yasalaştırmaya ayırdı. Ancak www.meclishaber.gov.tr adresinden yayın yapan TBMM'nin haber portalına göre 23 Temmuz'a kadar olan süre taş atan çocuklar, torba tasarı ve nükleer enerji ile ilgili yasa tasarıları ile doldu. Rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımcılarına göre de gündemde dokuzuncu sırada bekleyen yasa tasarısı yüzünden 2010 da kaybedilmiş yıl oldu. Yatırımcılar yasanın çıkmamasından doğan yıllık kaybın 1.2 milyar euro seviyesinde olduğu iddia edildi.
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı AK Parti Sakarya Milletvekili Hasan Ali Çelik, Referans'a yaptığı açıklamada 23 Temmuz'a kadar yasanın çıkması yönünde umut beslemediğini ifade etti. Çelik, "Enerji Bakanı ile görüştüm. Komisyonumuzda şekil almış olan kanun teklifi gündeme geldi. Hatta üzerinde hangi tür değişiklik önerilerinin olacağı konusunda da görüştük. Ancak TBMM gündemi oldukça yoğun. Bakan da YEK'in değiştirilmesinden yana. Ama tasarının gündeme gelmesi mümkün görünmüyor" dedi.
Yatırımcıda hayal kırıklığı
Çelik, tasarıyı TBMM açılır açılmaz acil olarak gündeme getireceklerini kaydederek "Bu malul bir yasa değildir. Sadece tehir oldu" diye konuştu.
Yenilenebilir enerji yatırımcılarını en çok rahatsız eden konuların başında gelen fiyatlandırma konusunda umut kırıcı konuşan Çelik, "Bakanlık kendi içinde bir çalışma yaptı. Tasarı gündeme geldiğinde önergelerle katkı verecekler" diyerek fiyatın beklenenin altında olabileceği sinyalini verdi. Çelik, "Mevcut teklifteki güneş rakamları özellikle önemli ölçüde, yarı civarında düşer. Rüzgar ve çöpgazında da düzenlemeler olur; fiyatlar orada da düşme eğiliminde olacaktır; ancak bu sürecin nasıl seyredeceğini tam kestiremiyorum" dedi.
Demirer Holding CEO'su Erol Demirer rüzgar enerjisine biçilen 6.5 eurocent fiyatının aslında "bu iş gelişmesin, olduğu gibi kalsın" anlamına geldiğini savundu. Hükümetin bu ilgisizliğinin Türkiye'ye pahalıya patladığını ifade eden Demirer, "Sırf bu yüzden her yıl fazladan 1.2 milyar euroluk doğalgaz ithal ediliyor" dedi. Bugün 8 bin megavatt kapasite kurmanın mümkün olduğunu belirten Demirer, "Buradaki inşaatlar yaklaşık 5 bin kişinin bir yıl daha iş bulamaması demek. Her sene fazladan 10 milyon ton karbondioksit salımı demek" şeklinde konuştu.
Rüzgar Enerjisi Yatırımcıları Derneği (RESYAD) Başkanı Selahattin Baysal, aldıkları duyuma göre Enerji Bakanlığı bürokratlarının rüzgar enerjisine verilen fiyatı 5.5 eurocente çekmeyi planladıklarını belirtti. Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkan Yardımcısı Hakan Erkan da "Üyelerimiz yasanın bu çıkmaması ihtimalinden ciddi bir hayal kırıklığı içindeler" dedi.

Kaynak: http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=142188

Saturday, July 24, 2010

BABACAN RÜZGAR ENERJİSİNİ NEDEN SEVMİYOR



BABACAN RÜZGAR ENERJİSİNİ NEDEN SEVMİYOR


Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, nülkleer enerji yasasının meclisten geçmesine karşın, yenilebilir enerji kaynakları yasasının bir türlü meclis gündeminde ön sıraya gelememesinin nedenlerini araştırdı.
Yalçın Bayer’in “Nükleere izin verilirken rüzgâr enerjisine geçit yok” başlıklı yazısı şöyleydi:


NÜKLEER Enerji Yasası, geçen hafta Meclis’ten geçti... Muhalefet bu yasa üzerinde çok ağır eleştiriler yaptı.

Peki Yenilenebilir Enerji Kanunu ne oldu? Günlerdir Meclis gündeminden geriye iteklenip duruyor.
Öncelikle 5346 Sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) Kanunu’nun geçirdiği safhaları göz önüne alındığında bu ülkede birtakım güçlerin ‘engelleme’si kime yarar sağlıyor diye düşünüyorsunuz.

Özetleyelim.

2002 yılından 2005 yılı mayıs ayına kadar süren hazırlık çalışmalarından sonra 5346 sayılı YEK Kanunu, Mayıs 2005’te yürürlüğe girdi. Nisan 2007 ve Temmuz 2008 tarihlerinde yapılan değişiklikler ile YEK Kanunu bugünkü mevcut durumuna getirildi.

Ancak tecrübelerden anlaşıldı ki kanun mevcut şekli ile özellikle güneş, jeotermal, biyokütle ile küçük ölçekli rüzgâr ve hidrolik kaynaklı projelerin elektrik üretimi amaçlı kullanılmasında yeterli olmuyor.

TBMM Enerji Komisyonu, ilgili kamu ve özel sektörün tüm temsilcilerini davet ederek öncelikle Enerji Bakanlığı’nca hazırlanan bir kanun değişikliği etrafında birçok toplantı yapıldı. Muhalefet partilerinin üyelerinin de tam desteği alındı ve sonuçta kanun teklifinin Meclis gündemine sunulması sağlandı.

Ancak Haziran 2009’dan beri bir görüşme olmadı.

Son 15 gün içinde tasarı bir ara görüşülecek tasarı ve tekliflerin 9. sırasına kadar indi, şimdi yeniden gerilere iteklendi.

Bu arada Enerji Bakanlığı’nca 5346 sayılı YEK Kanunu’nda değişiklik yapılması hakkında yeni bir kanun tasarısı üzerinde çalışıldığı öğrenildi.

Rüzgâr Enerjisi Santralleri Yatırımcıları Derneği (RESYAD) Başkanı Selahattin Baysal, bu arada bir açıklama yaptı “Tasarının akıbetini öğrenmek istiyoruz” dedi. Bir el, bu tasarının Meclis gündemine getirilmesini engelliyor.Yatırımcılar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci’ye
soruyorlar:

“6 Haziran 2009’da TBMM gündemine gelen YEK Kanunu tasarısının bekletilmesi yerli ve yabancı yatırımcılar üzerinde çok büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Hiçbir yerli ve yabancı firma yeni YEK Kanunu beklentisi dolayısıyla yeni yatırımlara başlamamıştır. Keza yerli ve yabancı finans kurumları ve bankalar da aynı beklentilerle hareket edemez duruma gelmişlerdir.”

Enerji Bakanı Yıldız, gerek YEK Kanunu, gerekse özellikle de rüzgâr enerjisi projelerinin lisanslanmalarına olumlu bakıyor ama bir adım atamıyor.

Olayın arkasında bakanlığa dönük bir güvensizlik, yetkisizlik, etkisizlik vb. olumsuz bir kanaat oluştuğunu söylüyor yatırımcı işadamları...

“Bize niçin hiç danışılmıyor, toplantı yapılmıyor” diye soruyorlar.

Ali Babacan niye yenilenebilir enerjileri sevmiyor acaba? 2005’ten beri neden muhalefet ediyor. Dıştaki büyük enerji gruplarının kendisine dönük bir baskısı mı var acaba?
Biz de soruyoruz, yerli üretimler neden teşvik edilmez!

Kaynak: http://www.odatv.com/n.php?n=babacan-ruzgar-enerjisini-neden-sevmiyor-1807101200

Thursday, July 8, 2010

4 bin tekstilci 'rüzgarla' ucuz enerji kullanacak

İTKİBOSAP, Aksa Elektrik ile yıllık 400 milyon dolar ucuz enerji alımı için anlaştı. Benzer bir anlaşma doğalgazda da yapılacak.

İSTANBUL - İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Ortak Satın Alma Platformu (İTKİBOSAP), Aksa Elektrik ile yıllık 400 milyon dolar ucuz enerji alımı için anlaştı. Anlaşmadan yılda 100 bin kilowatt saat elektrik harcayan 4 bin firma yararlanacak. Aksa Elektrik Toptan Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Kazancı, enerji temininin grubun 3 adet rüzgar santralinden karşılanacağını açıkladı.

İTKİBOSAP ve Aksa Elektrik işbirliğine ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Aksa Elektrik ile imzalanan anlaşmayla firmaların yüzde 9 ile yüzde 31.5 arasında indirim sağlamış olacağını söyledi.

Tanrıverdi, İHKİB üyeleri arasında yapılan araştırmaya göre yaklaşık 4 bin firmanın aylık 150 ile 250 milyon kilowatt saat arasında enerji tükettiğini, bunun yıllık 400 milyon doların üzerinde bir maliyete denk geldiğini ifade etti.

Elektrik gideri 400 bin TL olan firma, 360 bin TL'ye düşürecek

Aksa Elektrik’ten alınacak olan elektrik indirimi ile 4 bin firmanın her yıl toplam 60 milyon dolar tasarruf yapacağını vurgulayan Tanrıverdi, indirimlerden sadece üretim merkezlerinin değil, ticarethanelerde, mağazalarda da geçerli olacağını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Bu sayede markalarımız, sayısı on binleri bulan mağazalarında da indirimli elektrik kullanabilecek. Örneğin, orta gerilim sanayi tarifesinde aylık 400 bin TL gideri olan üyelerimizden Betareks Tekstil, elektrik giderini 360 bin TL’ye düşürerek her ay 40 bin TL tasarruf sağlayacak. Orta gerilim ticarethane tarifesinde aylık 22 bin TL gideri olan Karahan Tekstil ise elektrik giderini 16 bin TL’ye indirebilecek ve 6 bin TL avantaj elde edecek. Alçak gerilim sanayi tarifesinde aylık 11 bin TL gideri olan Kardem Tekstil, elektrik giderini 10 bin 200 bin TL’ye düşürecek. Böylece her 800 TL indirim kazanmış olacak.”

"Enerji temini 3 adet rüzgar santralinden karşılanacak"

Aksa Elektrik Toptan Satış A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Kazancı ise yaptığı konuşmada, şirket olarak 1500 megawattı (MW) aşan kurulu kapasiteye sahip olduklarını ve sektördeki en büyük serbest üretici konumunda bulunduklarını söyledi.

İTKİBOSAP ve Aksa Elektrik arasında yapılan anlaşma ile enerji maliyetlerinde yüzde 30 indirim sağlanacağını bildiren Kazancı, “Enerji temini, grubun 3 adet rüzgar santralinden karşılanacak. Sağlanan yüzde 30 indirim ile tekstil sektörünün önünü açar hale geleceğiz. Bununla birlikte ülkemizde rüzgar potansiyeli, sanayimizin ucuz elektrik temininde değerlendirilmiş olacak” dedi.

"100 bin kilowatt saat elektrik harcayan firmalar faydalanacak"

İTKİBOSAP Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Özüren de konuşmasında, Aksa Eletrik Toptan ile yapılan anlaşmadan faydalanmak isteyen üye firmaların, bağlı bulundukları elektrik dağıtım şirketlerinden Serbest Tüketici Belgesi almaları gerektiğini bildirdi. Bunun için firmaların son bir yılda en az 100 bin kilowatt saat elektrik tüketiyor almaları gerektiğinin altını çizen Özüren, yıllık 100 bin kilowatt tüketimin yaklaşık olarak aylık 2 bin 800 TL elektrik faturasına denk geldiğini, en az 4 bin İTKİB üyesinin bu rakamın üzerinde enerji gideri olduğunun altını çizdi. Özüren, yapılan anlaşma ile üyelerinin satın alma ve tedarik maliyetlerini en aza indirerek tasarruf sağlamalarını amaçladıklarını sözlerine ekledi.

Toplantı sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İTKİBOSAP ve Aksa Elektrik arasında ucuz enerji alımına ilişkin yapılan benzer bir anlaşmanın, doğalgazda da planlandığını açıkladı. Tanrıverdi, “Aksa ile şartlar ve fiyatlarda anlaşırsak, benzer bir anlaşmayı doğalgazda da yapacağız” dedi. Tanrıverdi, enerji indirimi ile firmaların kur baskısından oluşan sıkıntılarını azaltmak ve rekabet gücünü artırmak istediklerini söyledi.

Aksa Elektrik ile yapılan anlaşmadan, İstanbul’daki 4 bin firmanın yararlanabildiğini belirten Tanrıverdi, Anadolu’daki firmaların da faydalanması için görüşmeleri sürdürdüklerini söyledi.

İTKİBOSAP Başkanı Ümit Özüren ise yıllık 100 bin kilowatt saat elektrik tüketen bir firmanın “serbest tüketici belgesi” almaya hak kazandığını söyledi. Bu belgeyi almaya 4 bin firmanın hak kazandığını bildiren Özüren, ayrıca firmaların kullandıkları şebeke üzerinden enerji almaya devam edeceklerini, faturasının ise Aksa Elektrik üzerinden indirimli olacağını söyledi.

Konuşmaların bitiminde İTKİBOSAP ve Aksa Elektrik arasında yüzde 30’a varan enerji maliyet indirimi sağlayan anlaşma taraflar arasında imzalandı.


Kaynak: http://www.dunyagazetesi.com.tr/4-bin-tekstilci-ruzgarla-ucuz-enerji-kullanacak_93522_haber.html?

Tuesday, July 6, 2010

Turkey is the Second Biggest Wind Power Market in CEE

In answer to the increasing need for renewable energy, Turkey, along with Poland, is spearheading the pursuit of accessible wind energy in Central and Eastern Europe.



Turkey is the second biggest wind energy market in the region, according to a study by Frost & Sullivan (www.energy.frost.com), Investment Opportunities in the Wind Energy Sector in Europe. As Turkey's electricity demand increases and its prospect of joining the EU becomes a reality, the importance of developing renewable energy markets - especially wind power markets - is being realized.

A recent boom in wind energy shook the Turkish market. Following a call for bids in 2007, 751 projects worth 78 GW were received in one day, and since then, the government has issued licenses for 5 GW, of which 402 MW are being constructed and 668 MW have received permission.

At 0.5% of total energy consumption in Turkey, wind energy has far to go to reach high levels of efficacy; however, overall growth of the industry has been impressive. Although 2000-2005 marked a dry period for wind farm capacity, the market doubled in 2006 and tripled in 2007 and 2008.

Wind turbines capacity potential is reputably high throughout the country, with a technical wind potential of 6-7GW. Regions with the highest probable wind speeds at heights of 50 m are found in the Aegean, Marmora and Eastern Mediterranean Regions, as well as mountainous regions of central Anatolia.

Investment Opportunities in the Wind Energy Sector in Europe is part of the Energy & Power Growth Partnership Services programme, which also includes research in the following markets: large hydropower, biomass energy and offshore wind energy.


reference: http://evwind.es/noticias.php?id_not=6372

Sunday, July 4, 2010

Elektriği ‘rüzgâr’dan alacak, her eğlenenden ‘doğa’ya 1 lira gidecek

Su Entertainment Group, müşterileri iklim değişikliğiyle mücadele edecek. Ödenen hesapların 1 lirası, WWF-Türkiye’ye aktarılacak. Grup işletmelerinde artık rüzgâr enerjisinden yararlanacak.

SU Entertainment Group bünyesinde bulunan Reina, Suada Club, G Balık, Suda Kebap, Supperclub ve The Mix Cafe’de eğlenen veya yemek yiyenler, iklim değişikliğiyle mücadele edecek. Bu mekanların müştelerinin ödediği tutarların 1 lirası, yapılan işbirliği kapsamında Doğal Hayatı Koruma Vakfı’na (WWF-Türkiye) iklim değişikliğiyle mücadele kampanyasına destek olmak için aktarılacak. Önümüzdeki sezon da devam edecek işbirliği sonucunda 100 bin liralık gelirin WWF Türkiye’ye verilmesi planlanıyor. İklim değişikliğiyle mücadeleye müşterilerinin de katılmasını sağlayan Su Entertaintmen Group, yıllık ortalama kullandığı 1 milyon liralık enerjiyi, rüzgar enerjisinden alarak çevreye zarar vermekten de kaçınacak.
SU Entertainment Group Genel Müdürü Güven Karataş, müşterilerini iklim değişikliğiyle mücadeleye ortak edeceklerini belirterek, mönülere Türkçe ve İngilizce broşürler koyacaklarını, işletmelerindeki dev ekranlarda işbirliğinin anlatıldığı kısa filmler oynatılacağını kaydetti. Güven Karataş, 1 Temmuz’dan itibaren Akenerji’den rüzgar enerjisi satın alacaklarını belirterek, “1550 ton karbon salınımını engelleyerek, 73 bin ağacın sağladığı temiz havaya eşdeğer bir katkıda bulunacağız. Her gün 23.00’da mekanlarda 30 saniye sessizlik sağlayarak, rüzgar tribünlerinin sesini müşterilerimize dinletecegiz” dedi. WWF Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak da, “Düşük karbon ekonomisine geçişte, özel sektör büyük rol oynayacak. Şirketlerin gönüllü ‘offset’ yaparak enerjide alternatifleri değerlendirmeye başlaması gerekiyor” dedi.

23.59’da kapatırsak gençler ne yapacak

REINA’nın işletmecisi Ali Ünal, işletmelerde müziğin 23.59’da kapatılmasıyle ilgili olarak, “Huzur, sükunet iki taraf için de önemli. Ancak elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bakandan da randevu talep ettik” dedi. Yeme, içme ve eğlence sektörünün ekonomide çok önemli bir yer tuttuğunu anlatan Ali Ünal, şunları söyledi: “Reina’da 600 kişi çalışıyor ve çalışanların çoğu 20-30 yaş aralığında. İşletmeler kapatılırsa istihdam ve ekonomiye katkımız azalır. Ayrıca gençler burada, denetlenen mekanlarda eğleniyor. Bu mekanlar kapatılırsa gençler ne yapacak? Ne tür mekanlarda eğlenecek?”

Kaynak: http://www.tagesschau.de/multimedia/sendung/ts20328.html

Saturday, July 3, 2010

RES yatırımcıları toptancılarla anlaşıyor

2010, rüzgar enerjisinde kader yılı olacak. Rekabette geri kalan RES yatırımcıları toptancılara yöneliyor
02 Temmuz 2010


Rekabette geri kalan RES yatırımcıları toptancılara yöneliyor. Yıllık üretimini sabit fiyatla Akenerji’ye satan Polat Enerji’nin ortağı Demirer Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Demirer, bu sürecin giderek hızlanmasını bekliyor…

2010, rüzgar enerjisinde kader yılı olacak. Kriz nedeniyle DUY’da (Dengeleme ve Uzlaştırma Merkezi) elektrik fiyatları 1 kuruşa kadar düştü. Diğer yandan serbest tüketiciye yönelik indirimler de fiyatı aşağı çekti. Son dönemde elektrikte pazarlama ve nihai tüketiciye ulaşmak için toptan satış şirketleri kurulmaya başlandı. Birçok büyük üretici, bünyesinde böyle şirketler kuruyor.
Ancak bu durum rüzgar enerji santral (RES) yatırımcılarını zora sokarken, rekabetten de geri bıraktı. Çünkü rüzgar yatırımcıları böyle bir imkana sahip değil. RES yatırımcıları, ne fiyatı düşürme ne de değişiklik gösteren elektrik tüketimine uyum sağlayabilecek esnekliğe sahip. Aralık 2009’dan itibaren yürürlüğe giren ve bir gün sonraki elektrik üretim tahminini zorunlu hale getiren saatlik tarife de RES yatırımcılarını olumsuz etkilemiş. Kurulum maliyeti yüksek olan bu santrallerden elektrik üreten enerji şirketleri, fiyatlardaki dengesizliklere karşı çareyi elektrik üretimini sabit fiyatla büyük bir enerji üreticisine satmakta buldu.

Piyasadaki birkaç RES yatırımcısı ile büyük enerji şirketleri arasında gerçekleşen anlaşmaların önümüzdeki dönem artarak devam etmesi bekleniyor. Bu şirketlerden biri de Alman Enercon ile Türkiye’de rüzgar türbini üreten Demirer Enerji. Demirer, aynı zamanda geçtiğimiz günlerde tüm üretim kapasitesini bir yıllığına Akenerji’ye sabit fiyattan satan Polat Enerji ile bazı projelerde ortak. Tüm portföyü rüzgardan oluşan şirket, devrede olan 10 adet RES’le birlikte 230 MW kurulu güce sahip. Son durumun kendilerinde çok stres yarattığını söyleyen Demirer Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Demirer, bu nedenle toptancılarla anlaşma yoluna gittiklerini belirtiyor. Elektriği piyasa fiyatının yüzde 2 ila 4 altında sattıklarını kaydeden Demirer, şu anda Akenerji dışında Ado ve Ayen Enerji ile de anlaşmak üzere olduklarını ifade ediyor. Demirer ile RES yatırımlarındaki son durumu ve bundan sonraki süreçte neler olabileceğini konuştuk...

Elektrik fiyatı, rüzgar yatırımlarını nasıl etkiliyor?

Krizde gece ve gündüz arasında ciddi fiyat farkları oluştu. Örneğin elektrik fiyatı DUY’da gece 1 kuruşa kadar düştü. Gündüz fiyatlar yine makul sayılır. Örneğin 5.5 euro cent’e kadar geriledi. Şu anda zaten yürürlükteki yenilenebilir enerji yasasında 5.5 euro cent’lik alım garantisi var. Dolayısıyla bu fiyata çok yaklaştık. Krizde tüketim düştüğü için yatırımlar öne geçti ve bolluk oldu. Normalde tüketim, yatırımların önünden gider. Dolayısıyla yüzde 10 civarında bir enerji fazlası oluştu. Ancak önümüzdeki 2-3 yıl içinde yeniden eski duruma yani talebin üretimin önünden gittiği hale gelineceğini düşünüyorum. Şimdiden fiyatlar yavaş yavaş toparlanıyor. 6-6.5 euro cent civarında dengeleniyor.

Peki rüzgar için en uygun fiyat ne olur?

Yenilenebilir Enerji Kanunu’nun (YEK) birkaç ay içinde çıkması bekleniyor.
Taslak hazırlanırken rüzgar için “7 cent mi, yoksa 8 mi verelim” tartışması vardı. Hatta offshore yani denize kurulacak türbinlerden üretilecek elektrik için 12 cent fiyat isteniyordu. Orada rüzgar için verilen alım fiyatının 6.5 cent’in altında olmaması çok önemli. Eğer altında çıkacaksa, hiç çıkmasın daha iyi.
8 cent’ten yukarısı da israf olur. O yüzden 7.5 cent verilmesi lazım. Rüzgar için verilen fiyatı şöyle analiz edelim. 1 MW’lik rüzgar santrali kurulum maliyeti ortalama 1.2 milyon euro. Eğer alım fiyatı 6.5 cent olursa yatırımın geri dönüş süresi sekiz yılı bulur. Oysa 7.5 cent olursa ilk yıllarda birikim oluşmaya başlayacak. 4-5 yıl sonra ise yeni bir santrala yatırabilecek kadar sermaye oluşabilir. Başka bir deyişle 6.5 cent ile yılda 20 santral kurulacaksa, 7.5 cent ile yılda 50 santral kurulabilir. Yani yatırımları hızlı artırmak için fiyat önemli.

Son dönemde RES yatırımcıları, toptancılara yöneldi…

Şimdi YEK çıkarsa, 1 Ocak 2011’den itibaren geçerli olacak. Yani o tarihten itibaren alım fiyatı belli olacak. Dolayısıyla rüzgar yatırımcıları ile toptan satış yapan büyük enerji üreticileri arasındaki anlaşmaların 31 Aralık’a kadar yapılmasına çalışılıyor. Bizim şu anda devrede olan 10 RES’imiz var. 230 MW kurulu gücümüz bulunuyor. Bu projelerden 2’sinde türbin üretimi yaptığımız Enercon ile yine 2’sinde Akenerji ile anlaşan Polat Enerji ile, 1’inde ise Ado Enerji ile ortaklığımız var. Kalan 5 RES yatırımın tamamı bize ait. Şimdi Akenerji ile yapılan anlaşmanın benzerini önümüzdeki günlerde Ayen Enerji ve Ado ile yapacağız. Yani yıllık üretim kapasitemizi sabit bir fiyatla bu şirketlere satacağız.

Niye doğrudan tüketiciye ulaşmıyorsunuz?

RES’den elektrik üretenlerin dengeleme sorunu var. Aralık 2009’da saatlik tarife yürürlüğe girdi. Buna göre bir gün önceden elektrik üretiminizi tahmin etmeniz ve TEİAŞ’a bildirmeniz gerekiyor. Bunun altında üretirsem, aradaki farkı diğer üreticilerden satın alıp temin etmem fazla olursa da günlük spot piyasada satmam gerekiyor. Bu tüm elektrik üreticileri için geçerli. Rüzgar ve HES yatırımcıları bunu kontrol edemediği için sıkıntıya giriyor. Çünkü bizim santrali talebe göre açma-kapama imkanımız yok. Rüzgar ve suyun akışına bağlı bir konu. Bu çok stres yaratıyor ve bizi yoruyor. Toptancılarla anlaşmanın nedeni o.

Peki elektriğiniz ucuza gitmiyor mu?

Piyasa fiyatıyla toptancılara satış fiyatı arasında rüzgarcılar açısından çok büyük fark yok. Piyasada oluşan fiyattan yüzde 2 ila 4 arasında daha ucuza veriyoruz. Ancak, her gün enerjimiz eksik kaldı diye uğraşmaktan kurtuluyoruz.

“Enercon tek başına üretecek”

Erol Demirer, Alman Enercon ile ayrılmalarına ilişkin şunları belirtiyor:
“Bildiğiniz gibi İzmir OSB’de Enercon ile ortak türbin üretiyorduk. Onlarla sekiz yıl ortak kaldık. Bu sürede fabrikada elde edilen kar yine yatırım amaçlı olarak kullanıldı. Yani hissedarlara dağıtılmadı. Sermaye açısından onların eli daha rahat. Ortaklığımız yüzde 50 idi. Sekiz yılda yatırdığımız para 6-7 katına çıktı. Ayrılırken para almadık. Karşılığında ortak olduğumuz santrallerde hisselerimizi artırdık. Onlar üretimi tek başına sürdürecek. Aramız halen çok iyi.”

Rüzgarda kurulu güç 800 MW’de kaldı

Yakıt/kaynak Kurulu güç(MW) Oranı(%)

Doğalgaz 14.594 32.6
Hidrolik 14.553 32.5
Linyit 8.109 18.1
İthal kömür 1.921 4.3
Fuel-oil 1.782 4
Çok yakıtlı(sıvı+doğalgaz) 1.767 3.9
Rüzgar 802 1.8
Çok yakıtlı(katı+sıvı) 559 1.2
Taşkömürü 335 0.7
Asfaltit 135 0.3
Yenilenebilir+atık 81 0.2
Jeotermal 77.2 0.2
Motorin 26.5 0.1
Nafta 21.4 0.05
Toplam 44.766

Para Dergisi

Kaynak: http://www.patronlardunyasi.com/haber/%E2%80%9CRES-yatirimcilari-toptancilarla-anlasiyor%E2%80%9D/86998