Blog Archive

Wednesday, January 7, 2015

BORUSAN ENBW ENERJİ’DEN YENİLENEBİLİR ENERJİ ATAĞI

BORUSAN ENBW ENERJİ’DEN YENİLENEBİLİR ENERJİ ATAĞI

Borusan Enbw Enerji’den Yenilenebilir Enerji Atağı
01 Kasım 2014 Cumartesi 17:53

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek ve bu alandaki portföyünü güçlendirmek vizyonu ile yola çıkan Borusan EnBW Enerji yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor. Tekirdağ Balabanlı Rüzgâr Enerji Santrali’nin (RES) hizmete girmesi, Mut RES (Mersin/Karaman), Fuatres RES (Kemalpaşa, İzmir), Harmanlık RES (Karacabey, Bursa) ve Koru RES (Lapseki, Çanakkale) tesislerinin temellerinin atılması ve Bandırma RES (Bandırma, Balıkesir) kapasite artışı dolayısıyla bir tören düzenlendi.

Gerçekleşen törene Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Almanya Baden Württemberg Eyaleti Finans ve Ekonomi Bakanı Dr. Nils Schmid, Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık, Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, EnBW A.G. CEO’su Dr. Frank Mastiaux ve Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Mehmet Acarla ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.

Devreye giren 50 MW’lık kurulu güce sahip olan Tekirdağ Balabanlı RES’te, 22 adet Siemens SWT 2,3-108 türbin bulunuyor. Kule yüksekliği 90 metre ve türbin kanat çapı 108 metre olan Balabanlı RES’in inşaat işlerine 2013 yılının Ağustos ayında başlandı ve 8 ay gibi rekor bir sürede tesisin ilk fazı devreye alındı. Yatırım sürecinde yerel istihdama öncelik verilerek toplam 105 kişinin görev alması sağlandı. 

4 RES’in kurulması ve Bandırma RES kapasite artışı nedeni ile Borusan EnBW Enerji yaklaşık 330 milyon ABD doları yatırım yapacak. Avrupa’nın en büyük karasal rüzgâr enerji yatırımlarından birini oluşturan bu projeler tamamlandığında Borusan EnBW Enerji, kurulu rüzgâr gücü açısından Türkiye’nin lider rüzgar enerjisi üreticilerinden biri olacak. Hizmete giren Tekirdağ Balabanlı RES ve temeli atılan yeni yatırımlarla birlikte Borusan EnBW Enerji Türkiye’ye toplam 257 MW ilave kurulu rüzgâr enerjisi gücü kazandırmış olacak.



Ahmet Kocabıyık: “70 yıllık tecrübemizle ülkemize yatırım yapmaya devam ediyoruz.”
Törende konuşan Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık, 70 yıllık zengin bir tarihe sahip olan Borusan’ın bütün faaliyet alanlarında ülkesine, paydaşlarına değer yaratmak ve pazar lideri olmak için çalıştığını ve 7 yıldır faaliyet gösterdiği enerji sektörüne de bu yaklaşımını taşıdığını kaydetti. 

Kocabıyık şunları söyledi:
“Yenilenebilir enerji kaynaklarında, özellikle de rüzgâr enerjisinde bizi liderliğe taşıyacak bir adım atıyoruz. Bu adım ülkemizin yenilenebilir enerji alanındaki potansiyelinin değerlendirilmesinde önemli bir katkı oluşturuyor. Bu katkıyı yapmaktan, bu büyük yatırımı başlatmaktan gurur duyuyoruz. Borusan, Türkiye’nin kalkınmasında, uluslararası rekabet gücünün artmasında ve enerji potansiyelinin hayata geçirilmesinde üstüne düşeni yapmaya devam edecektir.”

Agah Uğur: “Enerji sektörüne toplamda 550 milyon doların üzerinde yatırım yaptık.”
Borusan Holding CEO’su ve Borusan EnBW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Agah Uğur ise konuşmasında Türkiye’nin enerjide 2023 hedeflerini özetledikten sonra şunları söyledi: 

“Ülkemizin sürdürülebilir enerji kaynaklarını geliştirmek ve enerjide dışa bağımlılığın azalmasını desteklemek vizyonu ile çalışıyoruz. Türkiye’nin enerjide 2023 hedeflerine ulaşması için payımıza düşeni yapıyor, sürece katkıda bulunuyoruz. 2007 yılında giriş yaptığımız enerji sektöründe bugüne kadar 550 milyon doların üzerinde yatırım gerçekleştirdik.”

Mehmet Acarla: “Ülkemizin enerji ihtiyacına çevreci çözüm yaratıyoruz.”
Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Mehmet Acarla ise yapılan yatırımla ilgili bilgiler vererek şöyle konuştu: “Bugün resmen hizmete açtığımız Balabanlı Rüzgâr Enerjisi Santralimiz, kapasitesini arttıracağımız Bandırma Rüzgâr Enerjisi Santrali ve kurulacak dört yeni santralimiz ile Türkiye’nin rüzgâr enerjisi alanındaki potansiyelinin gerçekleşmesi yolunda önemli bir adım atıyoruz. Ülkemizin yenilenebilir enerji kaynaklarının hayata geçmesini desteklemekten büyük mutluluk duyuyoruz.”

Yeni RES’lerle çevreye katkı
•Borusan EnBW Enerji’nin yatırımları toplam 257 MW’lik kurulu güç yaratırken, yüksek oranda karbondioksit azaltımı da sağlayacak.
•Toplam 50 MW kurulu gücü bulunan Balabanlı santrali yıllık yaklaşık 153.000 MWh üretim yaparak 50.000 hanenin yıllık elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacak ve yılda yaklaşık 90.000 ton karbondioksit emisyonunun önüne geçecek.
•Harmanlık RES, Mut RES, Koru RES, Fuatres RES ve Bandırma RES kapasite artışı yatırımlarıyla toplam yaklaşık 460.000 ton karbon emisyonunun önüne geçilecek.


Kaynak: http://www.ruzgarenerjisidergisi.com//haber/yat%C4%B1r%C4%B1mlar/borusan-enbw-enerji%E2%80%99den-yenilenebilir-enerji-atagi/172.html

2015 RÜZGAR ENERJİSİ İÇİN HAREKETLİ GEÇECEK

2014 yılında rüzgar sektöründe beklenmedik kararlar, sevindirici gelişmeler bir arada yaşandı. İlk yarı yılda elde edilen 466 MW’lık başarı sevinci çok uzun sürmedi. İkinci yarıyılda yaşanan lisans iptalleri, çözümlenemeyen izin süreçleri ve arttırılan harç bedelleri ile sektör yavaşladı. Her şeye rağmen 2014 yılı 3900 MW civarında bir kurulu güçle sona erdi.

Şimdi önümüzde yeni bir dönem var. 2015 yılında bürokratik sıkıntılar aşılırsa 1000-1200 MW’lık bir kurulu gücü daha işletmeye alarak 5000 MW düzeyine ulaşabileceğimizi öngörüyoruz. Bu rakamlar rüzgarda her geçen gün ilerlediğimizi gösterse de, 2023 yılı hedefine bakıldığında (20.000 MW) kalan sekiz yılda daha çok çalışmamız gerektiğini anlıyoruz. Bundan sonra her yıl yaklaşık 1700-1800 MW’lık bir kapasiteyi işletmeye alabilirsek hedefi yakalayabiliyoruz. Bu nedenle 2015 yılında alınacak başvuruların hızla sonuçlandırılması ve ondan sonraki yıllar için sürdürülebilir bir başvuru mekanizmasının oluşturulması önem taşıyor.

Bu yıl uzun bir aradan sonra ilk kez rüzgar başvuruları alınacak. Biliyorsunuz rüzgar başvurularından önce ölçüm istasyonları kurulup bir yıllık ölçümleme yapılması gerekiyor. 2015 başvuruları için 1400’ün üstünde ölçümleme istasyonu kurulduğunu biliyoruz. Bu da 1400’ün üstünde proje demek. TEİAŞ 3.000 MW’lık kapasite açıkladı. Bu kadar proje 3.000 MW için yarışacak. Yani rekabet çok fazla olacak. Umarız bu kadar yoğun başvuru sonucu sektörde tıkanıklık yaşanmaz.

2015 yılı içinde başvuru heyecanının yanı sıra sektörün gelişimine katkı sağlayacak bir başka olay da 31 Mart - 2 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek. Kıtalararası Rüzgar Enerjisi Kongresi (IWPC).  Dünya Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC), Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (EWEA) ve TÜREB’in iş birliği ile ilk kez organize edilen bu kongrenin ülkemizde gerçekleşmesi rüzgar sektörü açısından oldukça sevindirici. 

Türkiye rüzgarını dünyaya tanıtmak, kıtalararası rüzgar potansiyelini konuşmak ve Türkiye’nin gelecek dönemdeki rüzgardaki rolünü değerlendirmek üzere yapılan bu kongrenin İstanbul’a ekonomik anlamda da katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Kongre öncesinde 20 ülkenin rüzgar enerjisi birliği başkanları ile GWEC toplantısı gerçekleştirilecek. Enerji Bakanımızın da bulunacağı kongreye ayrıca dört ülkenin enerji bakanları da gelecek. Dünya’da rüzgar konusunda yaşanan tüm gelişmeler ilk ağızdan anlatılacak. Bu heyecan verici buluşmaya herkesi davet ediyoruz. Gelişmeleri www.tureb.com.tr sayfasından takip edebilirsiniz. Herkese keyifli ve güzel bir yıl diliyoruz.

TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı

Kaynak: 
http://www.ruzgarenerjisidergisi.com/haber/gundem/2015-ruzgar-enerjisi-icin-hareketli-gececek/191.html

Bodrum'da Rüzgar Enerji Santrali Eylemi

Muğla'nın Bodrum İlçesi Yalıkavak ve Akyarlar mahallelerinde yapılmak istenen rüzgar enerjisi santralleri (RES), bir grup çevreci, köylü ve Sivil Toplum Kuruluşu temsilcisi tarafından protesto edildi.

Rüzgar Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından kurulup, 49 yıl işletilecek, 11.2 MW gücünde yılda 48 milyon kWh elektrik üretmesi beklenen 13 rüzgar türbininin yer alacağı Yalıkavak Mahallesi'ndeki Geriş Rüzgar Enerjisi Santrali Projesi ile Akyarlar Mahallesi'nde yapılması planlanan Akyar Rüzgar Enerji Santrali Projesi'nin durdurulup, iptal edilmesi istendi.

Geriş Mahallesi'nde, "Tepemize RES Dikmeyin" sloganıyla düzenlenen eylemde 30 kadar katılımcı, rüzgar enerjisi santrali yapılmak istenen bölgelerin harita ve krokilerini taşıyıp, basın açıklaması yaptı. Geriş Mahallesi'ne 300 metre mesafedeki Ballıkaya Tepesi'ne dikilecek RES'lerin sadece kurulacakları bölgeye değil tüm Bodrum Yarımadası'nın turizm, kültür ve doğasına zarar vereceği öne sürüldü.

"SADECE ÜÇ HAFTA ÖNCE HABERİMİZ OLDU"

Geriş Mahallesi'nde yaşayan evli ve iki çocuk annesi 34 yaşındaki Pınar Kayacan, köylüler adına yaptığı açıklamada, "Geriş'te doğdum, burada yaşıyorum. Buraya yapılacak RES'lerle ilgili sadece üç hafta önce haberimiz oldu. Şirket yetkilileri gelip burada bu işi yapacaklarını anlatmadı. Köylünün bir ağaç bile dikmek için izin alamadığı birinci derece doğal ve arkeolojik SİT alanlarına RES direklerini dikecekler. Adalet bunun neresinde? Ayrıca evlerimize sadece 500 metre mesafedeki bu direklerin nasıl dikileceğini, bunlarla ilgili yapılacak yolların tarihi ve doğal dokuya zarar vereceğini ve bu yöreyi yaşanmaz hale getireceğini biliyoruz. Bu nedenle RES'lere değil, yapılacak yere itiraz ediyoruz. Buraya RES giremez, her türlü hukuk mücadelesini vereceğiz. RES alanları içerisinde yatır ve mezarlar var" dedi.

Bodrumlu kaptan 65 yaşındaki Halil Aktaş da "Bodrum turizmiyle dünya ticaretine açılan bir penceredir. Dünyanın turizm cennetine RES projelerini koymayı düşünen zihniyet ve bu zihniyete lisans veren hükümetin yetkilileri Bodrum'un idam fermanını imzaladıklarını bilmiyorlar mı yoksa bunu kasıtlı ve bilinçli olarak mı yapıyorlar? Ortada tek bir gerçek varki biz RES'lere değil yapılacak ve hayatı cehenneme çevirecek yerlerine karşıyız" diye konuştu.

"ÜÇ AYRI DAVA AÇILDI"

İki santral için 1 milyon 400 metrekarelik alanın acil kamulaştırıldığını belirten Avukat Remzi Kazmaz, "Muğla Bölge İdare Mahkemesi'nde, projede yer alan 'ÇED gerekli değildir' işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması, yapılan yeni imar planının iptali ve Danıştay'da acil kamulaştırmanın iptali için üç ayrı dava açtık. RES'leri kuracak şirketi şimdiden uyarıyoruz. Sakın, birinci derece arkeolojik ve doğal SİT alanlarının bulunduğu yerdeki bu alana halka sormadan yapılan acil kamulaştırma ile RES kurup, faaliyete geçirmeye kalkmayın. Bodrum'daki bu katliam fermanı ve projesine izin vermeyeceğimizi bilin. Bu güzel toprakları Halikarnas Balıkçısı'ndan emanet aldık ve O'nun yolunda yürüyeceğiz. Bodrum halkının iradesine rağmen bu projenin yapılması için yasal ve hukuki zemin hazırlanarak ilçenin idam fermanı yazılmak istenmektedir, izin vermeyeceğiz" dedi. Kazmaz, projenin uygulanacağı arazinin birinci derece deprem bölgesi olduğunu, ayrıca yer altı sularının olumsuz etkileneceğini ve inşaat aşamasında göçük ve heyelan riskinin bulunduğunu da kaydetti.

İki hafta sonra Bodrum Ticaret Odası'nda bilim adamlarının katılacağı bir toplantıda RES'lerin yapılabileceği yerler ve halk sağlığına etkileri konulu bir de panel düzenleneceği de belirtildi.

ŞİRKET BU HAFTA AÇIKLAMA YAPACAK

Bodrum'da RES'lere olan tepki gittikçe artarken santralleri kuracak olan Rüzgar Elektrik Üretim Anonim Şirketi'nin Bodrum'daki yetkililerinin önümüzdeki günlerde tepkilere yönelik açıklama yapacağı bildirildi.

Kaynak: http://www.haberler.com/bodrum-da-ruzgar-enerji-santrali-eylemi-6780343-haberi/

Urla'daki RES projesi

Urla ilçesine bağlı Ovacık Mahallesi'nde yapılması planlanan ve bu amaçla yapılan ağaç kesimiyle tartışma konusu olan rüzgar enerjisi santrali projesi için "ÇED gerekli değildir" kararının yürütmesi Danıştayca durduruldu. 

İzmir Valiliği'nin Ovacık Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) Projesi için verdiği "Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu gerekli değildir" kararına karşı İzmir 2. İdare Mahkemesi'nde açılan davanın reddelmesi üzerine Danıştay'a yapılan temyiz başvurusunda ara karar çıktı. 
Danıştay 14. Dairesi'nin ele aldığı temyiz başvusunda, kesin karar çıkıncaya kadar söz konusu idari işlemin geriye dönüşü olmayan zarara yol açabileceği gerekçesiyle yapılan yürütmenin durdurulması talebi kabul edildi. 

-Karar 2 günde çıktı 

Danıştay'a temyuz başvurusunda bulunan avukat Hande Hande Atay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir Valiliği'nin 2008 yılında aldığı "ÇED gerekli değildir" kararının iptali istemiyle İzmir 2. İdare Mahkemesi'nde açtıkları süre aşımı gerekçesiyle verdiği red kararının temyizi için yaptıkları başvuruda alınan ara kararın sevindirici olduğunu ifade etti. 
Söz konusu idari kararın yürütmesinin durdurulması talebini de içeren temyiz başvurusunda ilgili dairenin, 2 gün içinde yürütmeyi durdurma kararı verdiğine işaret eden Atay, şunları söyledi: 

"Yaklaşık 6 bin zeytin ağacının kesildiği Yırca'daki olayın aksine bu kez Danıştay'ın çok hızlı karar verdiğini görüyoruz. Temyiz için biz 9 Aralık 2014'te başvuru yapmıştık, daire 11 Aralık'ta bu kararı almış ancak imzaların tamamlanması zaman aldığ için bize karar yeni tebliğ edildi. 
Bu karar nihai bir karar değil ama en azından yargı süreci tamamlanıncaya kadar bölgede projeye ilişkin herhangi bir faaliyette kesinlikle bulunulamayacaktır." 

-Mahalle muhtarından temkinli sevinç

Ovacık Mahallesi Muhtarı Veysel Erköse de Danıştay'ın kararına sevindiklerini ancak tehlikeyi henüz tamamen geçmiş olarak görmediklerini, yargısal sürecin tamamlanmasını beklediklerini söyledi. Mahalle sınırlarında kalan ormanlık sahada ağaç kesimi yapılarak rüzgar türbini kurulmasını istemediklerini dile getiren Erköse, "Bu proje için yer olarak, yöre olarak burası uygun değil, bu iş için daha kıraç yerler bulunabilir" dedi. 

-Olayın geçmişi 

Urla ilçesine bağlı Ovacık Mahallesi yakınlarındaki ormanlık alanda kurulması planlanan rüzgar enerji santrali için 9 Aralık 2014'te bölgede ağaç kesimine başlanması üzerine mahalle sakinleri bölgede "doğa nöbeti" tutmaya başlamış. 
Ağaç kesiminin yapıldığı sırada İzmir 2. İdare Mahkemesi ağaç kesimi yapılmasına ilişkin İzmir Orman Bölge Müdürlüğü aleyhine açılan davada "yürütmeyi durdurma" kararı vermiş, "ÇED gerekli değildir" kararının iptali istemiyle açılan davayı ise itiraz süresinin aşılması gerekçesiyle reddedilmişti. 

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/izmir_haber/urladaki_res_projesi-1265625

Danimarka elektriğinin % 39’unu rüzgar enerjisinden elde ederek rekor kırdı

Danimarka rüzgar enerjisinden yararlanmada dünya rekoru kırıyor. Çevre ve Enerji Bakanlığı, ülkede kullanılan elektrik miktarının yüzde 39’unun rüzgar türbinlerinden elde edildiğini açıkladı. Bu rakamın dünya rekoru olduğu ve Danimarka’nın dünyada rüzgar enerjisinden en çok yararlanan ülke haline geldiği bildirildi.

Açıklamada 2014 Ocak ayında ülke çapında kullanılan elektriğin yüzde 61.7’sinin yıl ortalamasında ise yüzde 39.1’nin rüzgar türbinlerinden elde edildiği belirtildi.

Danimarka Çevre ve Enerji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada 2012 yılında tüm siyasi partiler arasında varılan anlaşma uyarınca 2020 yılına kadar ülkede kullanılan elektrik miktarının en az yüzde 50’sinin rüzgar türbinlerinden sağlanacağı belirtilerek, şöyle devam edildi:

“Ülkemizin elektrik ihtiyacının yüzde 39’u rüzgar türbinlerinden sağlanıyor. Bu demektir ki bizim koyduğumuz hedefe çok erken ulaşmaya başladık. Bu şekilde çevreyi korumaya da yatırım yapmış oluyoruz. Aralık ve Ocak aylarında rüzgarın fazla olması nedeniyle çok fazla elektrik üretildi. Elektrik şirketleri o kadar fazla elektrik ürettiler ki neredeyse fazla elektriği ellerinden çıkarmak için para ödeyecek duruma geldiler.”

Danimarka Elektrik Üretim Şirketleri Birliği (Dansk Energi), fazla üretilen elektriğin tüketilmesi için yeni yöntemler bulunması gerektiğine dikkat ekti. Dans Enerji Direktörü Lars Aagaard, elektrikli araç kullanımının çok yavaş ilerlediğini belirterek, “Elektrikli araç kullanımı, elektrikle konut ısıtma gibi konularda ilerleme kaydetmemiz gerekiyor. Elektrik kullanımında ısıtma sorununu da rüzgar türbinleri ile çözdüğümüzde istediğimiz hedefe ulaşmış oluruz aksi takdirde üretim fazlası olur” dedi.

Kaynak: http://enerjienstitusu.com/2015/01/07/danimarka-elektriginin-39unu-ruzgar-enerjisinden-elde-ederek-rekor-kirdi/

Rüzgâr enerji santrali kulesi üreten şirket ihracata başladı

Rüzgâr enerji santrali kulesi üreten şirket ihracata başladı

Türkiye’de Rüzgâr Enerji Santrali (RES) kulesi üreten dört şirketten biri olan Ateş Çelik ihracata başladı. Rüzgâr enerjisi sektöründe büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Ateş Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Güldoğan, “Türkiye’nin geleceği yenilenebilir enerji sektöründe. Hedefimiz gelecekte RES kanat ve türbinlerini de Türkiye’de üretmek.” dedi.

İzmir-Çanakkale karayolunun Bergama Zeytindağ bölgesinde, yapımı süren İzmir Limanı Kavşağı’nda 2013 yılında 38 milyon liralık yatırımla faaliyete geçen Ateş Çelik, RES kulesi üretimine odaklandı. 220 çalışanıyla yılda 200 kule üretim kapasiteli Ateş Çelik bu yıl 94 kule üretti. Bu yılın sonunda Fransa’ya 15, İtalya’ya 6 kule ihraç eden Ateş Çelik, yakın zamana kadar tamamı ithal olan RES santrallerinde ithalatı önlediği gibi, ihracata da başlayarak Türkiye’ye döviz kazandırmaya başladı. Ateş Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Güldoğan, Türkiye’nin rüzgâr enerjisi sektöründeki potansiyelini görerek RES kulesine odaklandıklarını söyledi. Güldoğan, şöyle dedi:

“RES kulesi üretimiyle Türkiye’nin cari açığının kapatılması hedefinde biz de mütevazı da olsa katkıda bulunmaktan çok mutluyuz. RES kulesi üretiminde gelecek yılki ciro hedefimiz 35 milyon Euro. Gelecek yıl üretimimizin yüzde 25’ini ihraç edeceğiz. Türkiye’de her yıl 350 RES kulesi dikiliyor. Hükümet, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı her yıl bu sayıyı ikiye katlamayı hedefliyor. Türkiye’nin cari açığının en önemli kalemi olan enerji ithalatını ancak yerli kaynakları tam olarak kullanarak azaltabiliriz. Bunun için de temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları arasında RES en büyük potansiyel. Ateş Çelik de bu sektörde yerli üretim payını artırma hedefiyle çıktığı yolda önemli bir oyuncu oldu. İleriki hedeflerimiz arasında RES kanat ve türbinlerini de Türkiye’de üretmek var. Dünyanın en önemli enerji şirketlerinden biri olan General Elektrik ile RES kulesi üretiminde beş yıllık ön sipariş anlaşması yaptık. Bu da bize güç veren, geleceğe emin adımlarla yürümemizi sağlayan bir unsur.”

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/ekonomi_ruzgar-enerji-santrali-kulesi-ureten-sirket-ihracata-basladi_2267338.html

Rüzgâr enerjisi yatırımcıları Ege'yi tercih etti

Ege'de dağların denize dik uzanması, bölgeyi rüzgar enerjisi santrali (RES) yatırımı için cazip hale getirdi.

Türkiye'de 2005 yılında yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kanunu'ndan sonra sektör yatırımları hızlanırken, dağları denize dik uzandığı için önemli rüzgar koridorlarına sahip olan Ege Bölgesi, RES yatırımcılarının ilgisini çekti.

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) verilerinden derlenilen bilgilere göre hali hazırda 1300 megavat kurulu güçteki RES'lerle, Türkiye'deki RES'lerin yüzde 38'ine ev sahipliği yapan Ege Bölgesi'nde 560 megavat güçteki RES'lerin inşaatı ise sürüyor. 

Ege'de rüzgar gücüne yatırımda İzmir başı çekiyor. Türkiye'de inşa halindeki her 4 RES'ten biri bu kentte bulunuyor. Kurulu halde 613 megavat güçte RES'in yer aldığı İzmir'de toplam 311 megavat güçte olacak RES'lerin inşaatı da devam ediyor.  

TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin elektrik enerjisinde toplam kurulu gücün bu yıl itibariyle 68 bin megavata ulaştığını belirterek, bunun 4 bin megavatının rüzgar enerjisinden elde edildiğini söyledi.  

Türkiye'nin kurulu RES gücü ile Avrupa'da ilk on ülke arasında girdiğini belirten Ataseven, ''Son yıllardaki ilerleyişimiz ile dünyada gözde ülkeler arasındayız diyebiliriz. Gerek Avrupa Enerjisi Birliği, gerekse Dünya Rüzgar Enerjisi Konseyi Türkiye'nin hızlı büyüyen bir rüzgar ekonomisi olduğunu belirtiyor'' dedi.

Ataseven, olumlu gelişmelere rağmen rüzgardan enerji üretiminin istenilen düzeylerde olmadığını savunarak, şunları kaydetti: ''Dünyada enerji üretiminin yüzde 35'ini rüzgardan karşılayan ülkeler var. 2014 yılı başındaki verilere göre Çin'de 91 bin megavat, ABD'de 61 bin megavat ve Almanya'da da 35 bin megavat civarında kurulu güç var. Danimarka'nın 2020 hedefi enerji ihtiyacının yüzde 50'sini rüzgardan karşılamak. Dünyada yenilenebilir enerji birinci sıraya oturmuş durumda. Ülkemizde de böyle olmasını ümit ediyoruz.''

İzmir, RES yatırımlarına yoğunlaşıyor

Türkiye'de RES'lerin yüzde 80'inin Marmara ve Ege bölgelerinde bulunduğuna işaret eden Ataseven, Balıkesir, İzmir, Manisa rüzgar enerjisinde başı çeken şehirler. İnşaatı devam eden projelerde ise İzmir önde geliyor. Bazıları 2015 yılı içinde işletmeye geçecek. Tüm dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru bir yönelme var. Çünkü diğer kaynaklar gittikçe tükeniyor'' diye konuştu.
Ataseven, RES yatırımlarının İzmir'de yoğunlaşmasına ilişkin şunları söyledi:  ''Ege'nin rüzgarı, dağlar denize dik uzandığı için dağ aralarında oluşan hava koridorları nedeniyle rüzgarı çok verimli. İzmir bu anlamda ön plana çıkıyor. Dolayısıyla yatırımlar bu bölgede yoğunlaşıyor. Ayrıca sanayi de bu bölgelerde gelişiyor.''

Ataseven, Türkiye'de enerji ihtiyacının yüzde 72'sinin ithal yollarla karşılandığını anımsatarak, ''Bu da dış borç demek. Bunun en uygun çözümü kendi kaynaklarınızı devreye alarak dışarıdan aldığınız enerjiyi minimum seviyeye indirmektir'' ifadesini kullandı. 

Kaynak: http://www.dovizgazetesi.com/haber/27060-ruzgr-enerjisi-yatirimcilari-ege39yi-tercih-etti.html