Blog Archive

Tuesday, February 25, 2014

15 rüzgar projesi lisans iptaliyle karşı karşıya

Enerji Günlüğü - Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, rüzgar yatırımlarında 20 bin MW`lik 2023 hedefine ulaşılamayacağını söyledi. Ataseven, 1500 MW kurulu güce sahip 15 rüzgar projesinin lisans iptali riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. 

Mustafa Serdar Ataseven, CNBC-e kanalında canlı yayına katıldı ve rüzgar enerjisi alanındaki gelişmelerle ilgili soruları cevapladı. 
Türkiye`nin halen 3 bin MW`lik kurulu güce sahip olduğunu belirten Ataseven, "Türkiye`de tüketilen enerjinin yüzde 4.5`ini rüzgardan karşılıyoruz" dedi. 

AVRUPA`DA 10`UNCULUĞA OTURDUK

Türkiye`deki rüzgar yatırımlarının 2005`teki yenilenebilir enerji yasasından sonra hızlandığını kaydeden Ataseven, mevcut 3 bin MW`lik kurulu gücün 2500 MW`lik kısmının son 5 yılda hayata geçirildiğini anlattı. Bunun da her yıl ortalama 500 MW`lik projenin hayata geçirilmesi anlamına geldiğini aktaran Ataseven, "2013 sonu itibariyle Avrupa`da 10`uncu sıraya geldik. Bunda bizim hızımız kadar Avrupa`daki ekonomik krizin etkisi var. Oradaki yatırımlar yavaşlarken, bizdeki yatırımlar hızla devam ediyor ve aradaki açığı hızla kapattık" diye konuştu. 

2023`TE ANCAK 10 BİN MW`Yİ BULURUZ

Türkiye`nin 2023 yılına ilişkin rüzgarda 20 bin MW`lik kurulu güce ulaşma hedefi bulunduğunu hatırlatan Mustafa Serdar Ataseven, bu hedefe ulaşabilmek için çok ciddi bir yol kat edilmesi gerektiğini vurguladı. Ataseven şöyle konuştu: 
"Şu anda 3 bin MW`deyiz. Önümüzde 10 yılımız var. 20 bin MW`lik hedefe ulaşabilmek için her yıl ortalama 1700 MW`lik rüzgar kurulu gücünü devreye almamız gerekiyor. Bugünkü konjonktürle buna ulaşmamız çok zor görünüyor. Biz bu hızla gidersek, 2023`te ancak 10 bin MW`ye ulaşabiliyoruz."

HEDEF İÇİN YILDA 2.2 MİLYAR EURO YATIRIM 

Türkiye`nin rüzgarda 20 bin MW`lik 2023 hedefine ulaşması için yıllık 1700 MW yatırım yapması gerektiğini yineleyen Atasaven, "Bunun yatırım tutarı ise MW başına yaklaşık 1.3-1.4 milyon Euro`dan hesaplarsanız her yıl yaklaşık 2.2 milyar Euro`nun üzerinde bir yatırım yapılması gerekiyor" dedi. 

POTANSİYELİMİZ YÜKSEK

Mustafa Serdar Ataseven, Türkiye`nin rüzgar enerjisi alanında 48 bin MW düzeyinde bir tekno-ekonomik potansiyeli bulunduğunu belirterek, bunun 38 bin MW`sini karasal, 10 bin MW`sini ise off-shore rüzgar potansiyelinin oluşturduğunu kaydetti. Ataseven şunları söyledi: 
"Karasal rüzgar potansiyelimiz Avrupa`dakine göre daha yüksek. Avrupa`daki rüzgar santralleri yılda ortalama 2000-2500 saat çalışırken, bizdeki 3000-3500 saat çalışıyor. Çünkü üç tarafımız denizlerle çevrili. Özellikle Ege kıyılarındaki dağlarımız denize dik sıralanıyor. Her dağ sırasının arasında rüzgar koridoru oluşuyor. Bu da rüzgarın denizden içeriye doğru artarak devam etmesini sağlıyor. Şu anda lisanslı rüzgar santrallerine baktığımızda yüzde 75`inin Ege ve Marmara kıyılarında olduğunu görüyoruz." 

RÜZGAR SÜREKLİ KIRMIZI IŞIĞA TAKILIYOR

Almanya`nın sadece rüzgar kurulu gücünün Türkiye`nin toplam kurulu gücünün yarısı kadar olduğuna işaret eden Mustafa Serdar Ataseven, yüksek potansiyele rağmen Türkiye`deki rüzgar yatırımlarında istenilen hıza ulaşılamamasının nedenlerini de anlattı. "Bir bürokratımız rüzgar sektörünü şehir trafiğinde gidip, sürekli kırmızı ışığa takılan bir sektör olarak tanımlamıştı" diyen Ataseven, sıkıntıların başında inşaat izinleriyle ilgili sürüçlerin geldiğini anlattı. 

ORMAN BAKANLIĞI İZİNLERİ SIKINTILI 

Özellikle de Orman orman izinlerinin yatırımcının önünü tıkadığından yakınan Mustafa Serdar Ataseven sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Biz geçtiğimiz yılı 646 MW`lik yatırımla kapattık. Orman izinlerinde sıkıntı olmasaydı 1000 MW`yi rahatlıkla geçerdik. Orman Bakanlığı özellikle Gelibolu ve İstanbul`u rüzgar santrallerine kapatmak istiyor. Biz buna şiddetle karşı çıkıyoruz. Biz de ormanları korumak istiyoruz. Ama Bakanlığın bu işlemden, ısrardan vazgeçmesini de istiyoruz."

HARÇLARI 5-12 KAT ARTIRIP İZİN VERİYORLAR

Orman Bakanlığı`nın bazen mevzuatın hiçbir yerinde yazılı olmadığı halde harçları 5-12 katına çıkartan taahhütnameler imzalatarak orman izinlerini verdiğini söyledi. Bunun da projelerin fizibilitesini bozduğunu vurgulayan Ataseven, "Bütün işlemleri tamamlanmış, ÇED belgesini almış, toplam 1500 MW`lik kurulu güce sahip, sayıları 15`in üzerinde projeden bahsediyoruz. Bunların toplamı 1.9-2.0 milyar Euro`ya yakın bir yatırım. TEİAŞ nakil hatlarını çekmiş, trafo merkezlerini yapmış. Niye? Yatırım yapılacak diye. Siz yatırımların önünü kapatırsanız yabancı yatırımcı gelip rüzgarda ya da başka alanlarda yatırım yapmaz. Fizibilitenin 5 katı harç talep ederseniz, yatırım yapılmaz ve hedefimize ulaşamayız. Sayın Bakanımıza bürokratlarımıza sesleniyoruz. Ormanda bekleyen izinlerin önünü bir an önce açılması gerekiyor." 

2 MAYIS SENDROMU: LİSANS İPTALİ TEHLİKESİ

TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, yeni elektrik piyasası mevzuatının devreye girdiği tarih itibariyle mevcut lisans sahiplerinin 6 ay içinde yatırıma başlaması gerektiğini, bunun için de son tarihin 2 Mayıs 2014 olduğunu hatırlattı. Ancak inşaat izinleri alınamazsa lisansların iptal edileceğini belirten Ataseven, "Şu anda rüzgarda 15`in üzerinde proje lisans iptaliyle karşı karşıya. Bunların toplam kurulu gücü 1500 MW`nin üzerinde" dedi. 

BELEDİYE VE İMAR İZİNLERİ DURDU

TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, rüzgar yatırımcıları bir an önce yatırım yapmak isterken, yerel seçimler nedeniyle belediyelerle ilgili izin süreçlerinin, bakanlık bürokrasisindeki değişim nedeniyle de imar izni süreçlerinin sıkıntılı olduğunu söyledi. Ataseven, "Belediyeler maalesef hiçbir işlem yapmıyor, seçimler sonrasına bırakıyor. Bazı küçük beldelerde de merkezi belediyelere katıldığı için zaten belediye kalmayacak deniliyor. İmar iznini bekleyen yatırımcılarımız var. Bunlarda da Bakanlık bürokrasisinin değişmesinden dolayı izinler durmuş. 2 Mayıs tarihine kadar bu izinler alınamazsa lisanslar iptal edilecek." 

HALKI BİLİNÇLENDİRMEK LAZIM

Bazı bölgelerimde rüzgar yatırımlarına karşı halk tepkisi oluşmaya başladığını da aktaran TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, "Halkımız yeterince bilgilendirilmiyor. Ülkemizin elektrik talebi her yıl yüzde 6-8 artıyor. Bunları yenilenebilir kaynaklardan karşılamazsak başka enerji kaynaklarından karşılamak zorunda kalacağız. Bunun hem çevre, hem halk üzerindeki etkisi daha olumsuz olacak. Rüzgardan yapılacak üretim arttıkça elektrik maliyetleri düşecek bu da elektrik fiyatlarının artmamasını sağlayacak. Yurtdışına daha az para ödeyeceğiz. Bunlar çok önemli konular. Halkımızın daha fazla bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Rüzgar enerjisiyle ilgili kampanyalar üreterek yenilenebilir enerjiye halkımızın destek vermesini sağlamamız gerekiyor." 

RADARLARI BOZMA SORUNU 

Rüzgar türbinlerinin, radar sistemlerini bozma riskine de değinen TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, "Ya türbin yerini ya da radarın yerini değiştirebilirsiniz. Yurtdışında da bunun çözüm örnekleri var. Almanya Türkiye`nin yarısı kadar bir ülke. Türkiye`nin toplam kurulu gücünün yarısı kadar rüzgar kurulu gücü var. Orada çözümleri bulmuşlar. Burada da çözüm bulunabilecek sorunlar. Tek sıkıntı, süreç uzuyor. Çok iyi bir yatırım havası ve yatırımcı ilgisi var. Bunu değerlendirmek lazım. Armudun sapı üzümün çöpü deyip bu yatırımları geciktirirsek yarın öbür gün yatırımcı bulamayız. Yatırımcılar başka ülkelere kayabilirler. İzin sürelerini bir an önce kısaltıp, hızlı bir mekanizmayla aşıp bu yatırımları hızla hayata geçirebiliyor olmamız lazım."


Kaynak: 
http://www.enerjigunlugu.net/ataseven:-15-ruzgar-projesi-lisans-iptaliyle-karsi_7264.html#.UwyUjfl5Oto

Türkiye Rüzgar Enerjisi Sektör Toplantısı

Türkiye Rüzgar Enerjisi Sektör Toplantısı

19 Şubat 2014 16:20

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız: "Rüzgar santrallerinin kurulu güçteki payı yüzde 4,5, üretimdeki payı yüzde 3,5'e yaklaştı" "Geçtiğimiz yıl rüzgar santrallerinden elde ettiğimiz enerji, Antalya'nın 1 yılda tükettiği enerjiye denk geliyor" "Rüzgar santrallerinden 11 yılda yaklaşık 24 milyar kilovatsaat elektrik ürettik. Bu enerjinin yarısı son 2 yılda üretildi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, rüzgar santrallerinin kurulu güçteki payının yüzde 4,5, üretimdeki payının yüzde 3,5'e yaklaştığını belirterek, "Yalnızca geçtiğimiz yıl rüzgar santrallerinden elde ettiğimiz enerji, Antalya'nın 1 yılda tükettiği enerjiye denk geliyor" dedi.

Bakan Yıldız, Türkiye Rüzgar Enerjisi Sektör Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, rüzgarın çevreyle dost ve ideal bir enerji kaynağı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, rüzgarda, kendi kaynağını başka ülkelerin teknolojisiyle birleştirebilme avantajına sahip olduğunu ifade eden Yıldız, "Güvenilir ve sürdürülebilir oluşu, rüzgarı özellikle şu günlerde su kaynaklarına oranla daha avantajlı hale getiriyor. Çünkü Türkiye'nin rüzgarı sürdürülebilir bir durumda" diye konuştu.

Kalkınmanın önüne geçmek isteyen bazı yapıların rüzgara karşı bir kısım argümanlar geliştirdiğini belirten Yıldız, rüzgar gibi masum bir kaynağa karşı duruşun izah edilemeyeceğini kaydetti.

Rüzgar enerjisinin çevresel etkilerine ilişkin bilgiler paylaşan Yıldız, İngiltere'de Kraliyet Kuşlarını Koruma Derneğinin yaptığı çalışmalara göre, rüzgar çiftliklerinin kuşlar üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını vurguladı.

İspanya'da 18 rüzgar çiftliğindeki 692 tribünün bulunduğu bölgede yapılan araştırmada, büyük ve orta büyüklükteki kuşların yıllık ölüm oranın tribün başına 0,13'ü geçmediğinin ortaya konulduğuna işaret eden Yıldız, iki tribün arasındaki mesafenin 700 metre civarında olduğuna ve kuş yollarında bulunmadığına dikkat edilirse kuşların buralardan rahatlıkla geçebileceğinin görüleceğini dile getirdi.

ABD verilerine göre, her yıl binalara çarparak ölen kuş sayısının 1 milyar, taşıtlara çarparak ölen kuş sayısının 80 milyon civarında olduğunu anlatan Yıldız, "Rüzgar santrallerinin kuşlarla ilgili ciddi bir komplikasyonunun olmadığını söylemem lazım" diye konuştu.

-"Rüzgar santrallerine ilişkin var olan yanlış algı değiştirilmeli"

Her yıl ölen kuşların yalnız onbinde birinin ölümünün doğrudan rüzgar santrallerinden kaynaklandığına ilişkin tespitler bulunduğunu dile getiren Yıldız, rüzgar santrallerine ilişkin var olan yanlış algının değiştirilmesi gerektiğini belirtti.

Yenilebilir enerji kaynaklarından karşılanamayan enerjinin ülke ekonomisi için ağır yük olduğunu vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:

"Türkiye, son 11 yıl içerisinde enerji politikalarını yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları üzerine kurdu ve bunların çevreyle birlikte yapılmasını ön plana aldı. 11 yıl önce rüzgar enerjisi kullanımı hemen hemen yok denecek kadardı ve 11 yılda 7,5 milyar liralık yatırımla 3 bin megavatlar civarında bir rakam yakalandı.

Rüzgar santrallerinin kurulu güçteki payı yüzde 4,5, üretimdeki payı yüzde 3,5'e yaklaştı. Yalnızca 7,5 milyar kilovatsaat geçtiğimiz yıl rüzgar santrallerinden elde ettiğimiz enerji, Antalya'nın 1 yılda tükettiği enerjiye denk geliyor. Rüzgar santrallerinden 11 yılda yaklaşık 24 milyar kilovatsaat elektrik ürettik. Bu enerjinin yarısı son 2 yılda üretildi. Bu sayede yaklaşık 2,5 milyar dolarlık doğal gaz ithalatını önledik. Bu doğal gaz konut abonelerimizin 1 yıllık ihtiyacının yarısına karşılık geliyor. Yaklaşık 4 milyon kombi ve doğal gaz abonesine karşılık geliyor. Ülkemizin ovalarının 5 yıl sulamasında kullanılan elektriğe denk geliyor."

"Orman izinleri için yol haritasını konuştuk"

Bakan Yıldız, ayrıca rüzgar santrallerinden elde edilen elektriğin, konut abonelerinin yarısından fazlasının 1 yıllık elektrik ihtiyacını karşıladığına dikkati çekti.

Rüzgar sanayinin gelişmesine yönelik desteklere ilişkin bilgiler veren Yıldız, bu çabalarla kanat üreticisi sayısının 2'ye, kule üreticisi sayısının da 6'ya çıktığını, tüm bu gelişmelerin cari açığa da olumlu yansıyacağını bildirdi.

İlgili kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması ve problemlerin çözülmesine tüm tarafların katkı koyması gerektiğini dile getiren Yıldız, "Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu ile de görüştüm. Gelibolu Yarımadası gibi bazı yerlerde bir takım şerhleri var. Onlarla alakalı orman arazilerine karşılık gelebilecek bir kısım yerlerde şerhleri var. Bunlarla alakalı da mutlaka çözümleri üretmemiz lazım. Kendisiyle bunun yol haritasını da konuştuk inşallah bunu sağlamış olacağız" diye konuştu.

"Yatırımcılar yatırımlarına devam etsin"

Türkiye'nin siyasi istikrarıyla her zaman oynamaya çalışanlar olduğunu ifade eden Yıldız, 17 Aralık sonrasında Türkiye'de gerekçesi ne olursa olsun Mali olarak bir kısım sıkıntılar oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. Yıldız, rüzgar sektörünün bu süreçten zarar görmediğini bildirdi.

Türkiye'nin siyasi olarak çok daha farklı ve büyük sıkıntıları atlattığını ifade eden Yıldız, bu konuda ciddi bir sıkıntı görmediklerini, yatırımcılara, yatırımlarına devam etmelerini tavsiye ettiklerini belirtti. Taner Yıldız, 2014 yılı içinde 1000 megavata yakın rüzgar santralinin devreye girmesini beklediklerini dile getirdi.

Yıldız, Türkiye'nin sahip olduğu coğrafi avantajlarla rüzgar, doğal gaz ve petrolde merkez haline gelebileceğini vurgulayarak, siyasi istikrarın güven veren yapısının da herkes tarafından görüleceğini söyledi.

-TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Mazıcı 

TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Halil Mazıcı da kaynak çeşitliliğinin, yerli kaynak kullanımının ve enerji verimliliğinin artırılmasının Türkiye'nin büyüyen enerji ihtiyacının karşılanması açısından önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin ciddi bir rüzgar potansiyeli bulunduğuna işaret eden Mazıcı, rüzgar enerjisine yatırım yapılırken, rüzgar sanayinin gelişmesinin de Türkiye'yi önemli bir enerji merkezi haline getireceğini belirtti.

Mazıcı, başta orman izinleri olmak üzere sektörün yaşadığı sorunların aşılması için her türlü desteğe hazır olduklarını kaydetti. 

Sektörün çözüm bekleyen sorunları

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, yerli ve yenilenebilir kaynak olması dolayısıyla rüzgar enerjisinin Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi.

Rüzgarın ucuz ve sürdürülebilir bir kaynak olduğuna işaret eden Yıldız, rüzgar enerjisinin toplam elektrik üretimindeki payının artmasının elektrik fiyatlarını da aşağı çekeceğini belirtti. Ataseven, son 5 yılda atılan adımlarla Türkiye'nin sürdürülebilir bir rüzgar enerjisi sektörüne kavuştuğunu kaydetti. 

Ataseven, sektör olarak orman izinlerinde yaşanan sıkıntıların çözülmesini istediklerini dile getirerek, 10 aydan fazladır bekleyen rüzgar yatırımları olduğuna dikkati çekti.

Elektrik Piyasası Kanunu'nda yapılan değişiklikle 2 Mayıs tarihine kadar lisans için inşaat izinlerini almış projelerin devam edeceğini, alınamayan projelerinin sona ereceğini hatırlatan Ataseven, bunun sektörde "2 Mayıs sendromu" yarattığını söyledi.

Çeşme bölgesinde rüzgar yatırımları konusunda halkın tepkileri olduğunu ifade eden Ataseven, bu sorunun çözümünde kamudan ve sivil toplum örgütlerinden destek beklediklerini bildirdi. - Ankara

Kaynak: http://www.haberler.com/turkiye-ruzgar-enerjisi-sektor-toplantisi-5688675-haberi/

Monday, February 17, 2014

Elektrik Piyasası Nasıl Çalışır ? SDF ve SMF Nedir ?

Piyasayı yakından takip edenlerin de bildiği gibi yeni piyasa yapısına geçiş 1 Ekim tarihine ertelendi. Yeni piyasa yapısından bahsetmeden önce biraz geriye gidelim ve bu yazımızda son 4 yıldır ülkemizde işleyen mevcut piyasa mekanizması nasıl çalışıyor, hatırlayalım.


3/11/2004 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği 01.08.2006 tarihi itibarıyla nakdi olarak uygulanmaya başlandı. Katılımcılar elektrik enerjisi ticaretini TEİAŞ ın iki ayrı birimi olan Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi (PMUM) ve Milli Yük Tevzi Merkezi (MYTM) kontrolünde Piyasa Yönetim Sistemi (PYS) yazılımı üzerinden yapmaya başladılar.


Piyasa mekanizması nasıl çalışıyor?


MYTM her gün bir sonraki gün için saatlik bazda belirlediği talep tahminini PYS de yayınlar. Katılımcılar, bu tahminleri, mevsim şartlarını, yağışları, barajların doluluk oranları ve sistem kısıtları gibi farklı etkenleri göz önünde bulundurarak bir sonraki gün için kendi üreteceği elektriğe hangi saatlerde ihtiyaç duyulabileceğini tahmin eder. Burada amaç talebin yüksek olduğu saatlerde üretimi artırmak, az olduğu saatlerde ise üretimi azaltmak ve üretimi durdurmak. Tüm piyasalarda olduğu gibi elektrik piyasasında da talebin arzdan fazla olduğu saatlerde fiyat yükselmekte, arzın talepten fazla olduğu saatlerde ise ki; gece saatleri, hafta sonları ve tatiller buna örnektir, elektrik fiyatı düşmektedir. Katılımcılar önceden belirledikleri ve ayda 2 kez değiştirme haklarının olduğu alım/satım fiyatları üzerinden bir gün sonrasında üretmeyi planladıkları elektrik miktarını yaptıkları tahminleri göz önünde bulundurarak her gün saat 02:30'a kadar PYS aracılığı ile saat saat piyasaya teklif ederler. Saat 03:00 da PYS sisteminde verilen tüm fiyat/miktar ikililerinden oluşan teklifler fiyat sıralamasına girer ve en düşük fiyatlı tekliften başlanarak ilgili saat için MYTM nin tahmin ettiği arz açığı kapatılıncaya kadar teklifler kabul edilir. En son alınan teklifin fiyatı elektriğin o saatteki fiyatını belirler ve Sistem Marjinal Fiyatı (SMF) adını alır. O saatte teklifi kabul edilen tüm katılımcıların teklifleri bu fiyatla değerlenir. Ayın son günü saat 24:00 itibari ile sayaçlardan endeksler alınır ve uzlaştırma yapılır. Kimin ne kadar üretim artışı/azalışı taahhüt ettiği, bunun ne kadarını yerine getirdiği hesaplanır.


SMF'nin haricinde ikinci bir fiyat oluşur ve Sistem Dengesizlik Fiyatı kısaca SDF olarak adlandırılır. Gün öncesinde verilen teklifler ile SMF'nin oluştuğunu söylemiştik. Örneğin 150 MW gücündeki bir A santralımız olsun ve bu santralın teklif fiyatı 185 TL/MWh olsun. Bu santralın yarın saat 14:00-15:00 arası 50 MW güçte çalışması planlanmış olsun ve teklif ettiği fiyat (185) kabul edilirse gücünü 50 MW dan 150 MW a çıkartmayı teklif ediyor olsun. Tüm katılımcılerın teklifleri değerlendiriliyor ve ilgili saatte SMF 190 TL/MWh olarak belirleniyor. 190 ve altındaki tüm teklif miktarları toplamı bu fiyatla çarpılıyor ve bu tüm saatler için yapılıyor. Bulunan tutarlar gündüz, puant ve gece bazında ayrı ayrı hesaplanıyor ve toplam miktara bölünerek kümüle bir fiyat hesaplanıyor ve SDF adını alıyor. Bu durumda A santrali 50 MW ını SDF den satmış, kabul edilen teklifinde verdiği 100 MW ı ise 190 TL den satmış oluyor. SDF günlük bazda hesaplanıp yayınlanmasına rağmen her gün önceki günlerin kümülesine eklenerek yeniden hesaplandığından dolayı ay sonunda kesinlik kazanmaktadır.


Bu sistemin dezavantajlarından biri üretmeyi taahhüt eden X santralinin taahhüdünü yerine getirmediğinde oluşan ekstra maliyete herkesin katlanıyor olmasıdır. Bunu da örnekle açıklayacak olursak, gün öncesinde tüm santraller çalışma programlarını belirledi, tekliflerini yaptı ve hangi santralin hangi saatte ne üretim yapacağı belirlendi. Bir gün sonrası olduğunda X santrali programa uymadı ve örneğin 50 MW az üretim yaptı. MYTM gerçek zamanda oluşan bu 50 MW lık açığı çalışmayan başka bir santrala yük alma talimatı vererek kapatır. Bu santralin teklif ettiği fiyat ne olursa olsun üreteceği 50 MW o fiyattan satın alınmış olur. Buradaki dengesizliğin maliyeti X santralinden kaynaklanmış olsa da tüm katılımcılara fatura edilmektedir. Bu mekanizma aslında basit bir piyasa yapısı olmasına karşın ülkemizde yeni olması nedeni ile çok fazla bilinmemekte ve piyasanın işleyişi karmaşık görünmektedir.  

Kaynak: http://www.elektrikport.com/makale-detay/elektrik-piyasasi-nasil-calisir--sdf-ve-smf-nedir-/4131#ad-image-0

Sunday, February 16, 2014

Turkey’s Borusan Holding and German EnBW plan 5 separate wind farms

Borusan EnBW Enerji, an Istanbul-based renewable energy company jointly established by Turkey’s Borusan Holding and German EnBW, has signed a deal with the Danish company Vestas Wind Systems to supply turbines to power new and existing wind farms in Turkey.

The project involving 5 separate wind farms in various parts of the country amounts to USD 346 million, largest ever wind energy venture in Turkey and one of the largest in Europe. Envisioning four brand-new wind farms to be built in Mersin, Bursa, Izmir and Canakkale provinces as well as expanding the company’s existing wind park in Balikesir, the project’s combined capacity will reach 207 megawatts (MW) upon its scheduled completion in 2015.

“Borusan EnBW Enerji plans to reach 2,000 MWs of installed power in Turkey by 2020, all generated by renewable sources.”, Borusan CEO Agah Ugur said during the press event of the framework agreement signed with Vestas. “Reaching this goal necessitates an investment with a total value of USD 3.5 billion..”, he noted.

“The power demand of Turkey is projected to double within the next decade, joining the country into the ranks of Europe’s top electricity consumers. Our JV with Borusan is investing in the country’s renewable energy potential to address this growing need.” EnBW CEO Frank Mastiaux said at the ceremony.

Borusan EnBW Enerji’s current portfolio in Turkey consists of a 60 MW wind farm in Balikesir and a 50 MW hydro power plant in Erzurum province.

Turkey’s total installed capacity of 62,000 MWs as of the end of 2013 is expected to reach 120,000 MWs in 2023, one-third third of which will be generated from renewable sources.

Ref: http://www.balkans.com/open-news.php?uniquenumber=188737

Turkey aims to produce more wind power

Turkey aims to produce more wind power

"We aim to reach 20000 MWs installed capacity in wind power until 2023,” says Ataseven.
ANKARA - Turkey is aiming to supply 20 percent of its total energy demand from wind energy by 2023, according to Mustafa Serdar Ataseven, Chairman of the Turkish Wind Energy Association (TWEA) in Ankara.

"We aim to reach 20000 MWs installed capacity in wind power by 2023,” Ataseven told AA on Wednesday. He said that Turkey broke its record by building wind farms with a capacity of 700MW per year in 2013, overall producing a total of 3000 MWs installed capacity in wind power so far. Touching upon 2014 targets about the wind sector, Ataseven said that Turkey would increase to an annual capacity of around 800-1000 MWs, to reach a total of nearly 4000 MWs at the end of the year.

It is expected that 1.2 billion dollars will be invested into the wind sector this year and wind energy investments will be intensified in the Aegean Region of Turkey.
Sizable investments will also be made in the Izmir, Mugla, Manisa and Afyon provinces in 2014.
40 percent (1210 MW) of the installed capacity is located in the Aegean Region, and 35 percent (1054 MW) of the capacity is located in the Marmara Region for the operational wind power plant, according to the 2014 Turkish Wind Statistic Report.

Wind Statistics Report published by TWEA indicates that Balikesir province ranks first, with 712 MW; Izmir is the second, with 576; and Manisa is the third, with 366 MW of installed capacity in Turkey.

Turkey has over 61000 Megawatts (MWs) total installed capacity in electricity and it aims to reach 100000 MW levels by 2023.

Turkey aims to supply 30 percent of its total energy demand from renewable energy including wind, solar, hydro power etc.

Wednesday, February 12, 2014

Reference: http://www.turkishpress.com/news.asp?id=387640

Sunday, February 9, 2014

Rüzgar enerjisinde Marmara Ege`ye fark atacak


 Enerji Günlüğü - Rüzgar kurulu gücünde en büyük pay bölgeler bazında Ege`nin. Şirketlerden Demirer, illerden Balıkesir, türbin markalarından Enercon birinci. İnşa halindekiler devreye girdiğinde Marmara Ege`yi geçecek. 

TÜREB`in Türkiye Rüzgâr Enerjisi İstatistik Raporu’nda belirtilen bilgilere göre, 2010 yılında 1329 MW kurulu rüzgâr enerjisi kapasitesine sahip Türkiye’de, rüzgar enerjisi kapasitesi her yıl artarak 2011’de 1805 MW, 2012′de 2312 MW seviyesine ulaştı. 

2013 yılı Temmuz ayı itibariyle toplam kurulu güç 2619 MW`ın üzerine çıkarken, inşası devam eden 28 RES’in toplam kurulu gücü 751 MW`ı buluyor. 

Türkiye Rüzgâr Enerjisi 2014 İstatistik Raporu’nda, işletmedeki rüzgâr enerjisi santrallerinin kurulu güç bakımından yüzde 78`i, Ege ve Marmara bölgelerinde bulunuyor. Geçen yıl inşaa halinde olan santraller Ege`de yüzde 44.04, Marmara`da 42.22 iken, bu yıl Ege’de inşaa halinde olan santraller yüzde 35.39, Marmara`da ise 46.64 oranında. Marmara bölgesindeki inşaa halindeki RES`ler işletmeye alındığında, bölgeler arası birincilik Ege`den Marmara`ya geçecek. 

EN ÇOK TÜRBİN EGE`DE DÖNÜYOR

İşletmedeki RES`lerin mevcut kurulu güç bakımından bölgelere dağılımına bakıldığında yüzde 40.68 ile Ege başı çekerken, yüzde 37.19`la Marmara ikinci sırada. İşletmedeki kurulu güçlerin dağılımında yüzde 16.32 MW ile Akdeniz üçüncü, yüzde 3.05 ile Karadeniz dördüncü ve yüzde 2.75 ile de İç Anadolu Bölgesi beşinci durumda. 

BALIKESİR RÜZGAR KURULU GÜCÜNDE BİRİNCİ

TÜREB`in raporuna göre kurulu güç bakımından iller bazında üstünlük ise Balıkesir’de, İzmir ikinci sırada yer alıyor. Balıkesir, işletmedeki 666,5 MW kurulu gücüyle iller arasında ilk sırada yer alırken, 499,9 ile İzmir ikinci, 346 MW’lik işletmedeki kurulu gücüyle Manisa üçüncü oldu. Bu yıl işletmede olan RES’lere Uşak ve Afyon illeri dâhil oldu.

İLK RES`İ KURAN DEMİRER BAŞI ÇEKİYOR

İşletmedeki santrallerin yatırımcılara göre dağılımında ilk üç yine değişmedi. Türkiye’nin ilk RES’ini kuran Demirer Enerji Kurulu güç sıralamasında ilk sırada yer aldı. Demirer Enerji’yi sırasıyla Bilgin Enerji ve Adnan Polat’ın sahibi olduğu Polat Enerji izledi.

DÖNEN TÜRBİNLERDE BİRİNCİLİK VESTAS`IN 

Raporda, işletmedeki RES’lerin kurulu güç bakımından türbin markalarına göre payları şu şekilde sıralandı: Yüzde 24.45 ile Enercon birinci, yüzde 23 ile Nordex ikinci olurken onu yüzde 22.42 ile Vestas izledi. 

İŞLETMEDEKİ RES`LERDE MARKA DAĞILIMI

%27,26 ENERCON
%24,00 NORDEX
%22,42 VESTAS
%15,87 GE
%4,97 SIEMENS
%1,83 SINOVEL
%1,67 GAMESA
%1,06 SUZLON
%0,91 ALSTOM WIND

Lisanslı RES’lerin toplam kurulu gücü 6.313 MW’ı bulurken, bölgelere göre dağılımda 2428 MW ile Marmara ilk sırada, 1658 MW ile Ege ikinci, 1153 MW ile de İç Anadolu bölgesi üçüncü sırada yer aldı. İllere göre dağılımında ise 714 MW ile İzmir başı çekerken, Çanakkale 566 MW ile ikinci, İstanbul 389 MW ile üçüncü oldu. Bu yılın ilk yarısında lisanslıdan işletmeye alınan 108 MW, inşadan işletmeye geçen 177,6 MW santral oldu.


Kaynak: 
http://www.enerjigunlugu.net/ruzgar-enerjisinde-marmara-egeye-fark-atacak_7017.html 

Alsancak Elektrik’in Alsancak RES’ine lisans

Enerji Piyasası Düzeneme Kurumu (EPDK), Alsancak Elektrik’in Alsancak Rüzgar Enerji Santrali (RES) projesine üretim lisansı verdi. 

Firmanın Hatay’da kurulması hedeflenen Rüzgar Enerjisi Santrali’ninn (RES) kurulu gücü ise 1 MW oarak belirlendi.

Alsancak Rüzgar Santrali`nin üretim lisansı, 24 Mayıs 2061 yılına kadar geçerli olacak. 


Kaynak: 
http://www.enerjigunlugu.net/alsancak-elektrikin-alsancak-resine-lisans_7002.html#.Uve5NBCwIr0

Turkiye Ruzgar Enerjisi Istatistik Raporu Ocak 2014

Turkiye Ruzgar Enerjisi Istatistik Raporu Ocak 2014

http://tureb.com.tr/attachments/article/169/Turkiye_Ruzgar_Enerjisi_istatistik_raporu_ocak_2014.pdf

Friday, February 7, 2014

Borusan enerjide büyüyecek

Borusan enerjide büyüyecek

Borusan Holding Üst Yöneticisi (CEO) Agah Uğur, Borusan EnBW ile Vestas arasındaki anlaşmaya ilişkin, yatırımın 346 milyon dolara çıkacağını belirterek, "Anlaşma, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkinin ticari boyutta giderek büyümesini sağlayan unsurlardan biri olduğu için çok sevindirici" dedi.

Borusan EnBW Enerji, önemli rüzgar türbini üreticilerinden Vestas ile 4 adet Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve bir kapasite artışı için anlaşma imzaladı. Yatırım Avrupa'nın en büyük on-shore (karasal) rüzgar enerji yatırımlarından biri olacak.

Anlaşma töreninde konuşan Uğur, yatırımlarla 10-15 yıl sonra da sektörde olmayı garanti altına almak istediklerini, ortaklarıyla birlikte Avrupa'da enerji konusunda en önemli oyunculardan biri olduklarını, son anlaşmanın, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkinin ticari boyutta giderek büyümesini sağlayan unsurlardan biri olmasının da çok sevindirici olduğunu anlattı.

Anlaşmayla 5 kente yatırım yapacaklarını belirten Uğur, "Yatırımın boyutu 346 milyon dolara çıkacak. Bu rakama Borusan perspektifinde bakacak olursak, toplam bilanço büyüklüğümüz 3 milyar doların biraz üzerinde... Bunun yüzde 50'si bizim bilançomuza konsolide ediliyor ancak Borusan açısından yüzde 5 gibi direkt büyümeye karşılık geliyor" dedi.

Proje için satın alınan tribünler karşılık Vestas'a ne kadar ödeme yapılacağının anlaşma gereği açıklayamayacağını belirten Uğur, "Çok para olduğunu söyleyebilirim" demekle yetindi.

Borusan EnBW Genel Müdürü Mehmet Acarla da portföylerinin yüzde 62'sinin rüzgar santralleri, yüzde 38'ini ise hidroelektrik santrallerden oluştuğuna dikkati çekerek, anlaşmayla Mersin'de Mut RES, İzmir'de Fuat RES, Bursa Karacabey'de Harmanlık RES, Çanakkale Lapseki'de Koru RES'in inşasına ve Bandırma'da mevcut Bandırma RES'in kapasite artırımı yatırımına başlayacaklarını açıkladı.

Toplamda 207 megavatlık yatırımın, Avrupa'nın en büyük karasal, rüzgar, enerji yatırımlarından biri olduğunun altını çizen Acarla, 2007 yılında girdikleri enerji sektöründe bugüne kadar 460 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını, 2015 yılında tamamlamayı hedefledikleri ve kendilerini kurulu güç bakımından lider rüzgar enerjisi şirketlerinden biri haline getirecek yatırımın toplam tutarının 300 milyon doların üzerinde olacağını söyledi.

Bu çerçevede RES'te orta vadeli hedeflerinin, portföylerinde bulunan tüm projeleri kapsayan 455 megavatlık kurulu güç kapasitesini yakalamak olduğunu ifade eden Acarla, "Uzun vadede ise RES'te 1500 megavatın üzerinde kurulu güce ulaşmayı öngörüyoruz. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak şekilde yerli kaynakların sürdürülebilir ve yenilenebilir şekilde kullanılmasına katkı sağladığımız için mutluluk duyuyoruz" diye konuştu.

EnBW AG Üst Yöneticisi (CEO) Dr. Frank Mastiaux ise en büyük rüzgar tribünü sözleşmelerinden birini imzaladıklarını dile getirerek, "Türkiye rüzgar enerji sektöründeki en kapsamlı sözleşmeyi imzalıyoruz" dedi.

Borusan EnBW olarak gerek Almanya'da gerekse Türkiye'de çevre konularında yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini dile getiren Mastiaux, enerji sektörü açısından Almanya ve Türkiye arasındaki işbirliğine katkıda bulunmak istediklerini belirtti.

Türkiye'nin son 10 yılda çok önemli bir ekonomik büyümeye imza attığına değinen Mastiaux, enerji sektöründe yatırım yapan bir yatırımcı olarak, herhangi bir kısa dönemli türbülansın Türkiye'nin genel ekonomisini hiçbir şekilde kötü yönlendirmeyeceğini dile getirdi.

Almanya Büyükelçisi Eberhard Pohl de yaklaşık 5.500 Alman şirketinin Türkiye'de 12 milyar dolar civarında yatırım gerçekleştirdiğini ve Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusa sahip, çekici bir pazar olduğunu vurgulayarak, "Türkiye, türbülanslara karşın sağlam temellerdedir" dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Sadık Aytekin ise Borusan EnBW gibi yerli yabancı ortaklıkları bakanlık olarak desteklediklerini dile getirerek, şirketin, hedeflerine rahatlıkla ulaşacağına inandığını söyledi.

Aytekin, "Ülkemizde RES sektöründe 10 yıllık süre içerisinde kurulu gücünü yaklaşık 10 kat artırma hedefiyle, bu sektörün çevre ve ekonomiye katkılarından azami derecede yararlanıldığını ortaya koymuştur. Lisanssız dönemde KOBİ'lerin enerji girdisini azaltacak yenilenebilir enerji projeleri de yatırımcılara önemli bir pazar sunmaktadır. Ülkemiz RES sektörüne yapılan her yatırım hem enerjide dışa bağımlılığımızın azaltılmasına hem de çevre dostu bir üretim olması sebebiyle gelecek nesillerin karşı karşıya kalacağı çevresel sorunların önüne geçilmesine katkı sağladığı için önemlidir" diye konuştu.

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2014/02/07/borusan-enerjide-buyuyecek


Borusan CEO`su Uğur, 10 yılda enerjide hızlı büyüyeceğiz

Borusan CEO`su Uğur, 10 yılda enerjide hızlı büyüyeceğiz

Borusan Holding CEO`su Agah Uğur, holdingin 70 yılda sağladığı büyüklüğün toplamı kadar bir büyüklüğe, sadece enerji alanında 10 yıl içindeki yatırımlarla ulaşılacağını söyledi.

Borusan Holding CEO`su Agah Uğur, grubun Alman EnBW ile enerji alanındaki ortak şirketi konumundaki Borusan EnBW`nin, yeni rüzgar yatırımlarıyla ilgili düzenlediği toplantıda bir konuşma yaptı. 

Borusan EnBW Türkiye`de 207 MW`lik yeni rüzgar yatıımına imza atacak. 4`ü yeni yatırım, biri ilave kapasite yatırımı olan bu tesislerde kullanılacak türbinin Vestas`tan tedarik edilecek. Yapılacak yatırımn tutarı 346 milyon doları bulacak. 

Agah Uğur, yaptığı konuşmada, bu yatırımın üç yıl sonra tamamlanacağını belirterek, bu sektördeki yatırımların karakterinin uzun vadeli olduğunu ifade etti. Bu riski uzun yıllar taşıyor olmalarının, sanayici yaklaşımlarıyla ilgili olduğunu anlatan Uğur, "Enerji yatırımlarının ayrı bir kimlik gerektirdiğini bilen bir kurumuz. Bunun gereğini yapan bir kurumuz. Dolayısıyla iki oyuncunun hakikaten 2009 yılından beri kurduğu ve bütün çocukluk hastalıklarını geride bıraktığı, sektörü iyice öğrendiği ve geleceğe umutla baktığı dönem beni heyecanlandırıyor." 

Yapılacak yatırımın farklı açılardan çok anlamlı olduğuna işaret eden Agah Uğur şu ifadeleri kullandı: "Birincisi, beş güzel şehrine yatırım yapıyor olacağız. Tek bir yerde değil. Beş şehrimiz de nimetlerinden yararlanacak. İkincisi yatırımın boyutu hakikaten etkileyici, 346 milyon dolara çıkacak bu yatırım sonunda. Bunu Borusan perspektifiyle bakarsak, toplam bilanço büyüklüğümüzün 3 milyar dolar, yüzde 5 gibi direkt bir büyümeye tekabül ediyor. Geleceğe bakarsak daha heyecan verici. 2000 MW`lik misyonumuz, aşağı yukarı 3.5 milyar dolarlık yatırım gerektiren bir misyon. Yani biz EnBW ile ortaklığımız sayesinde Borusan Grubu`nun 70 yılda getirdiği büyüklüğü 0 yılda enerjide yapmaya çalışacağız. Enerji sektörüne olan taahhüdümüz ve bu sektördeki varlık nedenimizi böylece daha iyi tanımlayabileceğimizi söylemek istiyorum." 

Yeni yatırımların, Borusan EnBW`nin sürdürülebilirliğe yönelik taahhütlerinin de bir göstergesi olduğunu kaydenen Borusan Holding CEO`su Agah Uğur "Hakikaten rüzgar enerjinin kaynağı açısından en uygun kaynaklardan biri. Aynı zamanda Türkiye`nin yenilenebilir enerji tedariği gücünün artırılması için de (en büyük problemimiz cari açık) bu açıdan da çok önem ifade ediyor. Ekonomik, stratejik ve manevi açıdan çok anlamlı bir yatırım diye görmek lazım" diye konuştu. 

Kaynak: 
http://www.enerjigunlugu.net/borusan-ceosu-ugur-10-yilda-enerjide-hizli-buyuyec_6984.html#.UvUU-_l5Oto

Borusan EnBW Vestas`la 207 MW`lik türbin anlaşması yaptı!

Borusan EnBW Vestas`la 207 MW`lik türbin anlaşması yaptı!

Enerji Günlüğü - Alman EnBW ve Borusan Holding ortaklığı Borusan EnBW, dünyanın önde gelen rüzgar türbini üreticilerinden Vestas ile 207 MW`lik rüzgar türbini tedarik sözleşmesi imzaladı.

Yenilenebilir kaynaklara odaklanan Borusan EnBW, rüzgar yatırımları alanında yeni bir anlaşmaya imza attı. Borusan EnBW Genel Müdürü Mehmet Acarla, rüzgar türbinleri üreticisi Vestas yetkililerinin de katıldığı basın toplantısında yaptığı açıklamada, 4`ü yeni yatırım, biri de ilave kapasite yatırımı olmak üzere 5 yatırım için toplam 207 MW`lik rüzgar yatırımının türbin seçimini yaptıklarını söyledi.

Mehmet Acarla, bu yatırımlarda Vestas türbinlerinin kullanılacağını duyururken, şirketin 2020 yılında yenilenebilir kaynaklara dayalı 2000 MW`lik kurulu güce ulaşmayı hedeflediğini de vurguladı.

Kaynak: http://www.enerjigunlugu.net/borusan-enbw-vestasla-207-mwlik-turbin-anlasmasi-y_6982.html#.UvUU4Pl5Oto