Blog Archive

Friday, October 30, 2009

Nordex liefert 36 Großturbinen in die Türkei

Bilgin Enerji finanziert plangemäß dritten N90/2500-Windpark


Hamburg, 26. Oktober 2009. Für Nordex nimmt das Geschäft in der Türkei weiter Fahrt auf: Nach Auftragseingängen über 115 MW im Sommer ist nun das nächste Projekt finanziert. So liefert Nordex dem Kraftwerksbetreiber Bilgin Enerji ab Januar kommenden Jahres 36 N90/2500-Turbinen für das Projekt „Soma“. Die insgesamt 90 MW ruft Bilgin nach Plan aus dem 210-MW-Rahmenvertrag vom Frühjahr 2008 ab. Das türkische Unternehmen hat zusätzlich ein Premium-Servicepaket unterzeichnet.

Nordex errichtet den Windpark „Soma“ in der Provinz Manisa im Westen des Landes. Die 36 Turbinen werden sich über eine große Gebirgsfläche verteilen. Mit einem kalkulierten Jahresertrag von zusammen über 300 Gigawattstunden können sie mehr als 150.000 türkische Haushalte mit Strom versorgen. Dies erspart die Emission von rund 300.000 Tonnen Kohlendioxid.

„Soma“ ist der dritte Festauftrag von Bilgin. Seit Anfang September ist der Windpark „Mazi III“ (22,5 MW) am Netz, und Nordex liefert bereits die 36 Turbinen für das erste Projekt aus dem Rahmenvertrag, „Bergama“ (90 MW), aus. „Bergama“ und „Soma“ gehören zu den bislang größten türkischen Windprojekten. „Mit der Unterzeichnung des Liefervertrags für `Soma´ haben wir unsere führende Position als Investor im Bereich erneuerbare Energien in der Türkei ausgebaut”, so Tolga Bilgin, Vice President von Bilgin Enerji.

Mit insgesamt 300 MW unter Vertrag ist Nordex eines der führenden Windunternehmen in der Türkei. „Durch unsere Niederlassung in Istanbul, die wir im April gegründet haben, sind wir direkt am Puls des Marktes. Dies erweist sich für uns strategisch als Vorteil, denn die Türkei plant, ihre Windenergiekapazitäten stark auszubauen. Neue Lizenzvergaben stehen bevor, und wir sind bereits mit potenziellen Kunden im Gespräch“, so Nordex-Vertriebschef Carsten Pedersen.

Nordex im Profil

Als einer der technologisch führenden Anbieter von Megawatt-Turbinen profitiert Nordex vom globalen Trend zur Großanlage besonders. Das Produktprogramm reicht bis zu einer der größten Serienwindenergieanlagen der Welt (N80/N90/N100, 2.500 kW), bis heute wurden mehr als 1.000 dieser Turbinen produziert. Damit verfügt Nordex im Vergleich zu den meisten Wettbewerbern seiner Branche über einen entscheidenden Erfahrungsvorsprung im Betrieb von Großanlagen. Insgesamt hat Nordex weltweit mehr als 3.900 Anlagen mit einer Kapazität von über 5.300 MW installiert. Mit einem Exportanteil von über 95 Prozent nimmt die Nordex AG auch in den internationalen Wachstumsregionen eine starke Position ein. Weltweit ist das Unternehmen in 18 Ländern mit Büros und Tochtergesellschaften vertreten. Derzeit beschäftigt die Gruppe weltweit rund 2.200 Mitarbeiter.


Bilgin Enerji im Profil

Bilgin Enerji Holding A.Ş. baut, besitzt und betreibt Wind- und Wasserkraftprojekte seit Anfang der 1990er-Jahre und ist in der Türkei der erste Privatinvestor im Bereich Windenergie unter freien Marktbedingungen. Bis Ende 2010 plant das Unternehmen insgesamt 530 MW installierte Leistung am Netz zu haben und zwei Milliarden kWh Strom aus erneuerbaren Energien zu produzieren. Dies entspricht rund einem Prozent der gesamten Stromerzeugung in der Türkei.


Quelle:

Monday, October 26, 2009

Yırcalı rüzgarda ortaklık ariyor

Balıkesir Elektromekanik Sanayi Tesisleri'ne (BEST) yaptığı 200 milyon liralık yatırımla Türkiye'nin ikinci büyük transformatör üretim tesisine sahip olan Yırcalı Şirketler Grubu, enerji yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Hidrolektrik santrallarıyla birlikte rüzgar enerjisi alanında da çalışmaları bulunan grup, özellikle rüzgar enerjisi konusunda üretim için iki yabancı firma ile görüşmelerini sürdürüyor.
Adana, Sındırgı, Bandırma'da faaliyette olan hidroelektik santralları dışında rüzgar enerjisine de yatırım yaptıklarını belirten Yırcalı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, bu alanda izinlerinin alındığını ve ölçümleme çalışmalarının bittiğine açıkladı. Yırcalı, "2010 yılında da rüzgar enerjisi yatırımlarımız tamamlanacak. Akhisar, Cunda ve Samandağ'da düşündüğümüz rüzgar enerjisi santralı yatırımı için ise yabancı ortaklarla görüşmelerimiz sürüyor. Finansman kolaylığı açısından yabancı ortak önemli" dedi.
Teşvikleri bekliyoruz
Güneş enerjisi içinde yatırım düşünceleri olduğunu fakat şu an bunun için erken olduğunu dile getiren Yırcalı, bu gibi enerji yatırımlarının maliyetleri nedeniyle teşvik edilmesinin önemli olduğunu söyledi. Yırcalı, "Bunlar önemli ve büyük yatırımlar. Batıdaki gibi teşvikler gerekiyor. Onlar bütçeye ağır yükler gelir diye düşünüyor ama şirketler de ancak bir kısmını finanse edebiliyor. Bunun için belli kanunların çıkarılması lazım. Bizim ve bizim de dahil olduğumuz dernekler şu anda bu konular için görüşüyor" dedi.
Sentetik çuval ihraç ediyor
Yırcalı, ana iş kolları olan transformatör üretimi ve enerji işleri dışında yer aldıkları sektörler hakkında da şu bilgileri verdi: "Büyük baş ve kanatlı hayvan yemi tesislerimiz var. Ayrıca beyaz et yetiştirme çiftliğimiz bulunuyor. Bir de sentetik çuval üretimi yapıyoruz. Bu çuvalların da yüzde 60'ı ihraç ediliyor. Transformatörde de ihracatımız yüzde 60. Ama diğer yatırımlar yurtiçinde. Şu anda başka bir sektöre girme planımız yok."

Thursday, October 22, 2009

Rüzgârcı ya gücünü azaltacak ya elenecek

22.10.2009
Enerji Bakanlığı ile EPDK'yı karşı karşıya getiren rüzgâr santralları başvurularında süreç yeniden başlıyor. TEİAŞ tüm başvuruları gözden geçirecek, trafoların iletim kapasitesine göre şirketler güç azaltacak, kabul etmezlerse elenecekler.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nı karşı karşıya getiren rüzgâr santralı başvuruları için yeni yol haritası belli oldu. EPDK, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği'nde değişikliğe giderek, kamunun elektrik iletim şirketi TEİAŞ'ın başvuruları değerlendirme yöntemini değiştirdi. TEİAŞ, 2 yıl önce yapılan 78 bin MW kurulu gücündeki 752 başvuruyu yeniden ele almak zorunda kalacak. Ancak değerlendirmeleri santralın kurulmak istendiği trafo bölgesine göre yapacak. TEİAŞ, "Trafo merkezim yetersiz, yatırımı en yakındaki yeterli olan bölgeye yönlendiriyorum" diyemeyecek. Ancak TEİAŞ, yatırımcılardan, kurmak istedikleri santralın kurulu gücünü, iletim kısıtına paralel olarak düşürmesini talep edebilecek. Buna yanaşmayacak yatırımcılar ise süreçten elenmiş olacak. TEİAŞ, sisteme bağlanmasını uygun görmediği bir santrala olumlu görüş vermezse, o proje de elenecek.

Resmi Gazete'de dün yayımlanan yönetmelik ile rüzgâr santralı başvurularının kaderi belirlendi. TEİAŞ, 1 yıl içinde santral taleplerini değerlendirmiş, ancak bir kısmının kurulması istenen bölgelerden başka yerlere yönlendirilmesini istemişti. Gerçekleşemeyecek ve elenecek projeleri de belirleyerek çalışmayı büyük ölçüde tamamlamıştı. Ancak TEİAŞ'ın projede yer alan mevkiden başka bir bağlantı noktasına yönlendirmesine karşı çıkan EPDK'nın verdiği kurul kararı, bu süreci dondurdu ve baştan alınmasına neden oldu.
Şirketlere gücünü azalt denilebilecek

Yeni yol haritası niteliğindeki değişikliğe göre, EPDK'ya gelen başvurular önce TEİAŞ'a yeniden gönderilecek. TEİAŞ ve başvuru ile ilgili elektrik dağıtım şirketi, trafo merkezi ile bağlantı kapasitesini göz önüne alarak bir görüş oluşturacak. Bu görüş 45 gün içerisinde EPDK'ya sunulacak. TEİAŞ görüşte, trafo merkezine bağlanabilecek kapasiteyi EPDK'ya bildirmekle yükümlü olacak ve bu internet sitesinde de yayımlanacak. Bağlanabilecek kapasiteyi aşan başvuru sahibine ise bildirimde bulunarak türbin yeri, yani proje mevkisi değiştirilmeksizin güç azaltılması suretiyle projesini tadil etmesi istenecek. Şirketse 10 gün içinde tadile gitmezse, başvurusu reddedilecek.


Trafoya bağlanmada rüzgâr öncelikli

Rüzgâr başvurularını Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİE) de teknik açıdan değerlendirecek. EİE'den olumlu görüş çıkmaması da elemeye gerekçe oluşturacak. Rüzgâr santralı başvuruları TEİAŞ ve EİE olmak üzere iki ayrı denetime tabi olacak. TEİAŞ, trafo merkezlerine bağlanacak santral yatırımları içerisinde, yenilenebilir enerji kaynaklarına yani rüzgâr santrallarına ise öncelik verecek. Aynı bölge için yapılan çoklu başvurular ise ihale yöntemiyle seçilecek. Teknik değerlendirmelerden geçerek olumlu görüş alan projeler ihale için yarışabilecek. TEİAŞ'ın ocakta ilk ihaleye çıkması, bunun için de gelecek günlerde ihale ilanı yayımlaması bekleniyor. Böylece değerlendirmeler ve ihale süreci birbirine paralel gidecek.

Wednesday, October 21, 2009

Bakan: Enerji Kaynaklari Cesitlendirilecek!

İZMİR - 21.10.2009

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi için ister tedarik, ister transferle ilgili her ülkeyle ilişkiye gireceğini söyledi.

Bakan Yıldız, İzmir'de düzenlenen Türkiye 11. Enerji Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, enerji piyasasındaki oyuncuların sektöre yönelik izlenecek politikalarda mutabık olduklarını, ancak bunların nasıl uygulanacağına dair farklı görüşlerin bulunduğunu ifade etti.

Bu konuda düzenlenen kongrelere belirli formatların getirilmesi gerektiğine işaret eden Bakan Yıldız, "sahte görüş birliğinden" uzak kalabilmek için konuşmalardan önce ve sonra dinleyenlerin etkin katılımının sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Bakan Yıldız, 11. Enerji Kongresi'nde yapılan konuşmalarda, isim değişikliği ve enerjisi arz güvenliği konularına vurgu yapıldığını hatırlatarak, iklim değişikliğine ilişkin alınacak önlemler konusunun kulağa çok hoş geldiğini, ama nasıl yapılacağı konusuna girildiğinde ülkelerin hemen gardlarını aldığını, belli gerekçeler sunduklarını ifade etti. Yıldız, uygulama söz konusu olduğu zaman temennilerden öte farklı konuların devreye girdiğini söyledi.

Yıldız, tüm enerji çeşitlerinin her birinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak yeni bulunan kömür rezervlerine kayıtsız kalmasının mümkün olmadığını söyledi.

"Nükleer santral kurma işi bir çok cepheden baktığımızda hükümetlerin üzerine çıkacak kadar ortaklaşmış bir konudur" diyen Yıldız, bu konunun elbette çevreden bağımsız ele alınamayacağını vurguladı.

Yıldız, yerli yenilenebilir enerji kaynaklarının harekete geçirilmesinin önemli olduğunu, bunu herkesin istediğini, ama uygulamada fikir farklılıklarının yaşanabildiğini dile getirdi.

Yıldız, Kopenghag'da gerçekleştirilen toplantılara değinerek, dünya ülkelerinin toplantılarda iklim değişikliği ve enerji konularında tam kesin sonuca varılamayacağı ama genel eğilimin tespit edilebileceği konusunda görüş bildirdiğini anlattı.

Yıldız, Kopenghak toplantılarının ardından Türkiye'nin izlediği politikaların son derece stabil, geçerli ve ülke çıkarları doğrultusunda yürütüldüğü kanaatine vardığını söyledi.

Türkiye'nin Rusya Federasyonu ile yaptığı anlaşmaların Nabucco'nun alternatifi olup olmadığının gündeme getirildiğini vurgulayan Yıldız, "Ne birinden, ne diğerinden vazgeçmememiz lazım. Her biri bizim bilinçli çalışmalarımız, Türkiye'nin geleceği ve arz güvenliğiyle ilgili çalışmalar olduğunun bilinmesi lazım. Enerji çeşitliliği konusunda kaynak temini ve transfer konusunda hiçbir seçicilik yoktur. Dünya, ekonomi globalleşiyor ama politikalar globalleşmiyor, son derece ulusal milli politikalar yürütülüyor. Müsaade edin de biz de milli politika yürütelim. Aslında ABD ya da diğer ülkelerde böyle görüyor, yeter ki ne istediğinizi bilin. Türkiye enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için ister tedarik, ister transferle ilgili her ülkeyle ilişkiye girecektir" diye konuştu.

"BOTAŞ ile SOCAR görüşmelerinde bir sıkıntı beklemiyorum"

Yıldız, Türkiye ile Azerbaycan arasında eksik bilgilendirmeden kaynaklanan yanlış anlamalar bulunduğunu, bunların müzakerelerle her zaman aşılabileceğini ifade etti.

Enerji sektörüyle ilgili konularda da yanlış anlamaların telafi edilebileceğini kaydeden Yıldız, "Bilgi doğru olarak yerine konduktan sonra herhangi bir sıkıntı kalmaz. BOTAŞ ve SOCAR gaz şirketleri görüşmelere devam edeceklerini karşılıklı bildirmişlerdir. Ben bu konuda herhangi bir sıkıntı beklemiyorum" dedi.

Kaynak: http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=65286&cDate=

Tuesday, October 20, 2009

Bakan ile EPDK birbirine düştü

20.10.2009
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, iki senedir bekleyen rüzgâr santralı başvurularına yönelik çalışmayı bu yıl sonuna kadar tamamlayacakları yönündeki sözünü tutamayacak. Yıldız, Referans'a geçen ay yaptığı açıklamada, özel sektöre hak vermiş ve çözüm için başvuruları eleyeceklerini açıklamıştı. Ancak eleme yöntemine Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) izin vermeyince bir anlamda rüzgâr tersine döndü.

Bakanlık, 78 bin MW'lık başvuruları ek maliyet olmaması için iletim şebekesinin durumuna göre düzenleyerek bazı elemeler yaptı ve 28 bin MW'a düşürüldü. Ancak EPDK buna izin vermeyen bir karar yayımlayarak bakanlığın önüne geçti. Bir yılda tamamlanan çalışma şimdi baştan ele alınacak. Kasım-aralık döneminde yeni yol haritasının belirlenerek, ocakta birden fazla başvurunun olduğu yerlerde ilk ihaleye çıkılması hedefleniyor. EPDK'nın kararıyla TEİAŞ 100-150 milyon dolarlık ek iletim yatırımı yapmak zorunda da kalacak. Bu durum bakanlığın 2010 bütçesini zorlayacak. Bakanlık ile EPDK karşı karşıya gelirken özel sektörse her iki tarafa da 2 yılda sorunun çözmemesinden dolayı kızgın. Bazı yatırımcıların yabancı ortaklarıyla yollarının ayrıldığı, bazılarının ise yatırımdan vazgeçme noktasına geldiği öğrenildi.
Süreç sil baştan başlayacak

TEİAŞ, başvuruları iletim kısıtlarına göre değerlendirirken bazı yatırımcılardan kurulu güçleri aşağıya çekmelerini yani yatırımları küçültmelerini istedi. Edinilen bilgiye göre yatırımcılar buna karşı çıktı. Ek iletim yatırımına ihtiyaç olmaması için de bazı başvurular sorunsuz bölgelere yönlendirildi. Bu durum ihale yöntemiyle seçim yapılacak çoklu başvuruların tablosunu da değiştirdi. EPDK ise özel sektörün şikâyetlerini göz önüne alarak bir kurul kararı yayımladı. Buna göre TEİAŞ'ın lisans başvurusu kapsamında talep edilen bağlantı noktalarını ele alarak değerlendirme yapmasını talep etti. Bu nedenle 1 yıllık çalışma da boşa gitti.
Bakanlık, EPDK'nın çalışmaya başlamadan önce değil de bittikten sonra böyle bir karar almasını eleştirdi. Bu durum iki tarafın arasını açarken, özel sektör her iki kesime de kızgın. Sektör temsilcileri EPDK'nın ilk etapta, TEİAŞ'ın yaptığı ve yönlendirme içeren ilk çalışmaya sadık kalınmasını kendilerinden istediğini belirterek, sil baştan sürece başlanmasını eleştirdi. Sektör temsilcileri, TEİAŞ'ın güç tahsisinde illere göre değerlendirme yapıyor olmasına da karşı çıkarak, yanlış değerlendirme yapıldığını ve verilmesi gerekenden daha az güç tahsisi yapıldığını ifade ederek yatırımcıların küçültülmesini eleştirdiler.
Yeni yol haritası belirlenecek

Rüzgâr başvurularında değişen şartlara uygun olarak kasım-aralık döneminde yeni bir yol haritası belirlenerek ocakta çoklu başvuruların ihalesine başlanmasına çalışılacak. TEİAŞ'ın gelecek günlerde yarışma ilanını yayımlaması bekleniyor. TEİAŞ, çoklu başvurulardaki ihale başvuruları yapıldıktan sonraki 1 aylık süreçte, başvurulara yönelik değerlendirmesini sunacak. TEİAŞ iletim kısıtları açısından değerlendirme yapacakken, EPDK da teknik açıdan inceleme yapacak. Her iki kurumun onayına göre ihaleye girebilecekler belirlenecek. Yatırımcılar bunca gecikmeden sonra ihalelere yeni yılda başlanabileceğine kesin gözüyle bakamıyor. Bu nedenle, özel sektör EPDK ve bakanlığın her ikisine de kızgın. Türkiye'nin yenilenebilir enerji yatırımlarına ise Avrupa Birliği (AB) üyeliği ve arz güvenliği açısından bir an önce başlaması gerekiyor.


SÜREÇ NASIL GELİŞTİ?
* EPDK, 1 Kasım 2007'de rüzgâr santralı kurmak isteyen yatırımcılardan toplam 78 bin MW kurulu gücünde 752 başvuru aldı. Özel sektör, 500 milyon TL'yi bulan teminat sundu.
* İletim sistemi bu kadar başvuruyu kaldırma konusunda yetersiz kaldı. Bazı bölgeler için birden fazla başvuru da gelince eleme yöntemi aranmaya başlandı.
* Seçim için ihale yapılması ve en yüksek iletim bedeli verene hak tanınması kararlaştırıldı. 15 ay sonra EPDK, TEİAŞ'a hangi trafo merkezine ne kadar güçte rüzgâr santralı bağlanabileceğini sordu.
* TEİAŞ 2009 Şubatı'nda çalışmasını tamamladı, trafo merkezi olmayan, iletim sisteminin yetersiz olduğu bölgelere gelen talepleri sorunsuz bölgelere yönlendirince çoklu başvurular da arttı.
* EPDK, özel sektörün isteğine göre değerlendirme yapılmasını istedi. Bakanlık ise EPDK'nın fikir değişikliğine çalışma başlamadan önce değil de sonunda yaptığı için tepkili.
* TEİAŞ ek iletim yatırımı yapmaktan da kaçamaz oldu. İlk belirlemelere göre tekli ve çoklu başvuruların tamamı için bin kilometrenin üzerinde iletim yatırımı ihtiyacı var.
* 1 kilometrelik iletim yatırımının maliyeti ise 100-150 bin dolar. Bu nedenle bakanlığın en az 100-150 milyon dolara ihtiyacı olacak.

Saturday, October 17, 2009

Uluslararası enerji kongresi-2009

08 Ekim 2009

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, rüzgar enerjisi ile ilgili lisansların 2 yıldır adreslerini bulamamasını eleştirdi. Yapılan çalışmaların küçümsenemeyecek kadar değerli çalışmalar olduğunu belirten Yıldız, "Ama bunların hızıyla alakalı tartı

ANKARA (İHA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, rüzgar enerjisi ile ilgili lisansların 2 yıldır adreslerini bulamamasını eleştirdi. Yapılan çalışmaların küçümsenemeyecek kadar değerli çalışmalar olduğunu belirten Yıldız, "Ama bunların hızıyla alakalı tartışma bence hem özel sektör hem de kamu tarafından rahatlıkla yapılmalıdır. Eğer kamunun burada bir taksiratı varsa bunu açıkça da konuşabilmeliyiz. İki yıl içerisinde hangi özel sektörün hangi şartlarla yapabileceğiyle alakalı adreslerin

belli olmamış olması normal değil. Biz de EPDK, EİE, TEİAŞ ile bütün bağlı ve ilgili kuruluşlarla beraber bu adres belirleme yıl sonuna kadar tamamlanmış olacaktır" dedi.

'Yenilenebilir Enerji' konulu Uluslararası Enerji Kongresi-2009, Sheraton Otel'de gerçekleştiriliyor. Kongrenin açılış oturumunda bir konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, rüzgar enerjisiyle ilgili 1 Kasım'da iki yılı dolacak olan sürecin aslında çok istenilen şekilde yönetilemediğini söyledi. Bu konuda çalışmaları yürüten Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nu (EPDK) da eleştiren Yıldız, rüzgar enerjisi ile ilgili 76 megavat'lık müracaat alındığını, ancak 2 yıl dolmasına rağmen hala

lisansların adreslerinin belirlenememiş olduğunu vurguladı. EPDK'nın bu konuda yaptığı çalışmaların küçümsenemeyecek kadar değerli çalışmalar olduğunu belirten Yıldız, "Ama bunların hızıyla alakalı tartışma bence hem özel sektör hem de kamu tarafından rahatlıkla yapılmalıdır. Eğer kamunun burada bir taksiratı varsa bunu açıkça da konuşabilmeliyiz. İki yıl içerisinde hangi özel sektörün hangi şartlarla yapabileceğiyle alakalı adreslerin belli olmamış olması normal değil. Biz de EPDK, EİE, TEİAŞ ile bütün

bağlı ve ilgili kuruluşlarla beraber bu adres belirleme yıl sonuna kadar tamamlanmış olacaktır" diye konuştu.

Yatırımcılara da seslenen Bakan Yıldız, lisanslama işlemlerinin biraz 'kıra döke' sonuçlanacağını belirtti. Yıldız, "Yani ideal manada bir kısım gerekçelere dayandırılmış olmasına rağmen, belki istediği güçte bir sonuç bulamayabilir. Çünkü Türkiye'nin özellikle stabil olmayan rüzgarıyla üretilen enerjinin gerek trafo bağlantılarıyla alakalı, gerek kısa devre ile alakalı bir kapasitesi vardır ve o kapasite doğrultusunda bu yapılacaktır. Dolayısıyla biz bu işin nasıl elemine edileceğiyle ilgili kriterleri

belirlemek durumundayız. Nasıl genişletileceği ile alakalı değil, nasıl yetki verileceğiyle alakalı. Bu bir nihayete ulaşacaktır. Bunun da Enerji Bakanlığı'nın koyduğu politikalarla paralel bir sonuç olacağını şimdiden söylemeliyim" şeklinde konuştu.

Kongreye katılan ve enerji üretimindeki maliyetin yüksekliğine değinen KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Suat Atun'a da cevap veren Yıldız, "Kıbrıs'ta enerji şu anda üretiliyor ve tüketiliyor ama yüksek fiyatla yapılıyor bunlar. Biz her konuda olduğu gibi, Kıbrıs'ın tamamına, yani hem Kuzey hem Güney Kıbrıs'la alakalı yapacağımız bir master çalışması ile beraber ilgi duymaları halinde Güney Kıbrıs yerel yönetiminin de aynı şekilde ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yapılandırma gerçekleştirmek istiyoruz.

Bunlardan bir tanesi kendi ürettiğimiz enerjiyi de paylaşmak açısından, deniz altından kabloyla geçiş yapabileceğimiz bir projemiz var. Bunu inşallah hayata geçirmiş olacağız" dedi.

KİM FİNANSE EDİLECEK?

Bakan Yıldız, petrol, doğalgaz ve tüm tabii kaynakların arama faaliyetleri ile ilgili bir şikayetleri olmadığını belirterek, ama arama faaliyetlerinden sonra yapılacak işlerin de bir o kadar önemli olduğunu kaydetti. "Burada verilecek fiyatlarla biz kimi finanse etmiş olacağız?" diyen Yıldız, buna çık dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Yıldız, şunları söyledi:

"Teknoloji sahibini mi, Türkiye'de yatırım yapacak olan yatırımcılarımızı mı, yoksa vatandaşımızı mı? Yoksa hepsinden bir miktar alarak hepsini mi? Aralarındaki dengeyi bozmanız halinde, tüketici için daima yüksek, üretici için ise daime düşük olan bir elektrik fiyatını tartışmak zorunda kalırsınız. Biz buna çok itina gösteriyoruz. Bundan iki yıl önce yapılsaydı güneşin maliyeti farklıydı, şu anda yapılsa farklı, belki 2 yıl sonra yapılsa daha farklı olacak. Ama bizim hiç vazgeçmediğimiz ve sürekli

kararlılığını vurguladığımız mutlaka güneş, rüzgar, su ve bütün yenilenebilir enerji kaynaklarının ülkemize kazandırılması ve enerji portföyünde yerini almasıdır."

Yaptıkları her harekete ve yazdıkları her yazıya bu anlamda dikkat etmek zorunda olduklarını dile getiren Yıldız, kimin finanse edildiği ve sübvansiyonların nereye gittiğini çok iyi görmeleri gerektiğini söyledi. Yıldız, şunları kaydetti:

"Zaman zaman özel sektörden demeçleri izliyorum. 'Eğer şu ay verilmezse biz 5 yıl gelmeyiz' deniyor. Ben bunu çok gerçekçi bulmuyorum. Kamu ve özel sektör makul şartlarda buluştuğu anda bu yatırımlar yapılacaktır. Nasıl? Eğer kamu çok fahiş fiyatlarla bunları verirse, kamunun hakkını korumamış olursunuz. Ama özel sektöre kar ettirmeyecek şekilde verirseniz, sağlıklı bir enerji yapılanması olmaz. Biz hem özel sektörün hem de kamunun sağlığından mesulüz, bulunduğumuz konumlar, koltuklar gereie'

sonuçlanacağını beliği. Belki özel sektör böyle düşünmeyebilir, ama biz her ikisini beraber düşünmek zorundayız. Yalnızca yürüttüğümüz siyaset adına söylemiyorum bunu. AK Parti Türkiye'de varsa Belçika'da yok. Ama yürütülen politikalar, hem vatandaşın hem kamunun hem de özel sektörün sağlıklı hale getirilmesiyle alakalıdır. Bu bir parti meselesi değildir. bu yürütülen siyasetin aslında sıhhatli bir şekilde piyasaya yayılmasıyla alakalı bir konudur. Peki şimdi biz uygun fiyatla verirsek girilecek,

vermezsek girilmeyecek mi? Hayır. Yine gelinecek ve biz o makul fiyatı da mutlaka bulmuş olacağız."

Kongreyi özel sektörle 'dertleşme toplantısı' olarak gördüğünü ifade eden Yıldız, "Bizim özel sektörümüze olabildiğince problemsiz bir ortam oluşturarak devretmemiz lazım. Yalnızca (lisans) vermiş olmak, onun iş yaptığı anlamına gelmiyor" dedi.

Bakan Yıldız, daha sonra kongre kapsamında düzenlenen fuar alanındaki stantları gezerek bilgi aldı.

Dünyanın en büyük rüzgar enerjisi tesisi

Almanya'nın en büyük enerji şirketi EON, dünyanın en büyük rüzgar enerjisi tesisini ABD'nin Texas eyaletinde 400 kilometrekare alana kurdular.

EON'dan yapılan açıklamaya göre, Texas eyaletinin güneyindeki Roscoe'da kurulan, 627 rüzgar türbininden oluşan ve 780 megavat gücündeki tesis, 230 binden fazla konutun elektrik ihtiyacını karşılayabilecek.

Yenilenebilir enerji alanında Amerikan pazarına büyükyatırım yapan Alman grubu, tüm dünyada kurduğu rüzgar enerjisi santrallerinin toplam gücünün 2600 megavata ulaştığını bildirdi.

AA

Kaynak:

http://www.stargundem.com/guncel/77815-dunyanin-en-buyuk-ruzgar-enerjisi-tesisi-haberi.html

GURIS in Belen Projesi bitmek uzere..

26.09.2009-Hatay

Hatay'ın Belen ilçesinde, saate 30 megavat elektrik üretecek Rüzgar Enerji Santralleri'nde test çalışmalarına başlandığı bildirildi.

GÜRİŞ Holding Belen Elektrik Üretim AŞ'nin Şantiye Sorumlusu Mühendis Arda Şeker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçenin Şenbük ve Bakras Mahallesi'nde, 2002'de altyapısını, geçen ağustos ayında da montajını yaptıkları 10 türbinli rüzgar enerji santralinin 60 milyon avroya mal olduğunu söyledi.

Türbinlerde test çalışmasının başladığını, ekim ayının ilk haftasında elektrik üretimine geçeceklerini ifade eden Şeker, şunları kaydetti:

'GÜRİŞ Holding olarak Belen'deki Rüzgar Enerjisi Santrali'nin üretim lisansı 49 yıllığına alındı. Çevre dostu olan rüzgar enerjisi santrali sayesinde ilçe ve bölge ekonomisine katkı sağlayacağız. Yaklaşık 4 kilometrelik bir güzergahta 10 adet rüzgar enerjisi türbini kuruldu. Şimdi her türbin için 120 saatlik test çalışmalarına başladık. Ekim ayının ilk haftasında santralin geçici kabulü yapılacak. Daha sonra elde edeceğimiz enerjiyi Türkiye Elektrik İletim AŞ'ye (TEİAŞ) devredeceğiz.'


Kaynak: http://yenisafak.com.tr/Ekonomi/?i=213074


11. Enerji Kongresi 21-23 Ekimde Izmir´de

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi tarafından üç yılda bir düzenlenen geleneksel Türkiye Enerji Kongrelerinin onbirincisi 21-23 Ekim 2009 tarihleri arasında İzmir-Tepekule Kongre ve Fuar Merkezi’nde yapılacaktır. İzmir’in elverişli iklim koşullarında gerçekleşeceğini umduğumuz bu önemli buluşmada, yoğun kongre görüşmeleri dışında sosyal etkinlikler için de olanaklar yaratmış olacağız.

Kasım 2006’ da İstanbul’da yaptığımız Türkiye 10. Enerji Kongresinden bu güne kadar iki yıldan biraz fazla bir zaman geçti. Bu süre içinde genel enerji açısından Dünya’da ve Türkiye’de önemli gelişmeler oldu. Güney Doğu Asya kaynaklı enerji talebindeki artış Dünya enerji tüketimini de hızlı bir artış eğilimine sokarken, başta enerji hammaddeleri olmak üzere tüm hammadde fiyatları arttı ve Dünyada enerji arz güvenilirliği tüm ülkelerin gündeminde önemli bir yer oluşturmaya devam etti. 2008 yılında belirginleşen Dünya finansman krizi tüm ülkeleri derinden sarsmaya aday bir olay olarak görülmektedir. Türkiye 11. Enerji Kongresine kadar geçecek yaklaşık bir yıllık süre içinde gelişmelerin hangi yönde olacağını şimdiden tahmin etmek oldukça güçtür. Belirsizlik devrinin başladığı ve bunun da enerji ihtiyaçlarının karşılanmasını epeyce zorlayacağı görülmektedir.

Yukarıda kısaca belirttiğimiz kritik gelişmelerin ışığında Türkiye enerji meselesinde nereye gitmektedir, neler yapılmalıdır? İşte Türkiye 11. Enerji Kongresi bu önemli ve mühim sorunun cevabını aramaya yönelik çabaların birleştiği bir çalışma ortamı olmalıdır. Enerji kaynaklarımızın kullanımında nasıl daha hızlı hareket edebiliriz, bu konuda yapısal ve mevzuata yönelik tedbirler nelerdir? Türkiye’nin enerji ihtiyacının karşılanması için şimdiye kadar uygulanan model başarılı olmuş mudur? Daha verimli ve sonuç alınması daha pragmatik modeller nelerdir? Ülkemiz için büyük bir kaynak olduğu tespit edilmiş olan Enerji Verimliliğinden nasıl yararlanılacaktır? Enerji yatırımlarımız için finansman şartlarının daraldığı ve ağırlaştığı bir ortamda projeleri zamanında nasıl hizmete alacağız, bu konularda neler yapılmalıdır? Türkiye’nin enerji ihtiyaçları şimdiye kadar alışılmış hızda mı ilerleyecek, yoksa talepte bir sakinleşme mi beklenmelidir? Enerjide dış kaynaklara bağımlılığımız daha da artacak mı?

İşte bu ve buna benzer sorunlarda durum değerlendirmesi yapmak ve çözüm önermek amacıyla 21-23 Ekim 2009 tarihleri arasında İzmir’de yapacağımız Türkiye 11. Enerji Kongresine katkıda bulunmak üzere enerji ile ilgili tüm tarafların katılımını beklediğimizi önemle ve saygıyla belirtiriz.

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi
Türkiye 11. Enerji Kongresi
Program Komitesi ve Yürütme Kurulu


Kaynak: http://www.enerjikongresi2009.com/?link=davet



Tuesday, October 13, 2009

RES Enerji, Türkiye'ye yatırım kararı aldı

Yenilenebilir enerjide ödüllü firma RES, 500 MW'lık rüzgar enerjisi projesi için Türkiye'ye yatırım kararı aldı.

RES Enerji, Türkiye'ye yatırım kararı aldı

Yenilenebilir enerjide ödüllü firma RES, 500 MW'lık rüzgar enerjisi projesi için Türkiye'ye yatırım kararı aldı.

Yenilenebilir enerji alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarından Renewable Energy Systems Holdings Limited (RES), bugün T.C. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (Başbakanlık Yatırım Ajansı) ile yaptığı ortak duyuruda, Türkiye'de rüzgar enerjisi alanında önemli projeleri içeren bir portföy satın aldığını açıkladı.

Açıklamada, toplamda, 500 MW'lık rüzgar enerjisi projelerini kapsayan söz konusu satın almanın, rüzgar enerjisi üretimi açısından oldukça geniş bir ekonomik potansiyele sahip Türkiye pazarında, RES tarafından atılan son derece önemli bir ilk adım olduğu ifade edildi. Açıklamaya göre rüzgar enerjisi lisanslarının sonuçlanmasının beklendiği bir kaç aylık dönem sonrasında, anılan projeler 3-4 yıllık bir süreçte gerçekleştirilebilecek. Kademeli olarak ilerleyecek projelerin toplam yatırım miktarının ise yaklaşık 750 milyon Euro olduğu belirtildi.

Rüzgar ve güneş enerjisine odaklanacak

Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanında sahip olduğu güçlü potansiyele dikkat çekilen açıklamada, RES'in rüzgar ve güneş enerjisi alanlarına odaklanacağına da yer verildi. RES, yenilenebilir enerji alanında global çapta gösterdiği faaliyetler ile rüzgâr ve güneş enerjisi üretim projelerini; saha değerlendirmesinden tesis tasarımına, finansmandan inşaata, operasyondan işletme ve bakıma kadar her yönü ile geliştirebilecek yetkinliğe sahip uluslararası bir isim.

RES, 2008 yılı sonunda İstanbul merkezli olarak faaliyete geçirdiği RES Anadolu şirketiyle ile Türkiye pazarına verdiği önemin ve bu pazardaki büyüme stratejisinin ilk sinyallerini vermişti. Atılan bu ilk adım paralelinde, şirketin istihdam açısından da dikkat çekici bir büyüme kaydetmeyi planladığı belirtildi.

RES Akdeniz CEO'su Jean-Marc Armitano konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Akdeniz bölgesi pazarlarına yönelik büyüme planlarımızı sürekli olarak gözden geçirmekteydik. Bu açıdan baktığımızda, Türkiye'nin enerji sektöründeki en önemli büyüme alanlarından biri olduğunu gördük.

Türkiye'nin artan elektrik enerjisi ihtiyacı, karbon salınımını düşürme gereksinimi ile bir bütün olarak ele alındığında, bu toprakların barındırdığı geniş rüzgar ve güneş enerjisi kaynakları, ihtiyaçların karşılanması için son derece uygun bir ortam sunuyor. Yatırım kararımız, Türkiye'de uzun ve başarılı bir süreci kapsayacak girişimimizin ilk kilometre taşıdır" dedi.

Rüzgar için yarış başlıyor

04.10.2009 | Anadolu Ajansı | Haber

Özel sektörün rüzgar elektrik üretim santralları yapmak için merakla beklediği teknik düzenlemeler, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından tamamlandı. Kurul, yaptığı toplantı ile aynı bölgede kurulmak üzere başvuran binlerce megavat kurulu gücündeki özel sektör rüzgar santralı yatırımları arasında yapılacak yarışmanın usul ve esaslarını onaylayarak, lisans yönetmeliğini değiştirdi. EPDK Başkanı Hasan Köktaş, TEİAŞ ile birlikte hazırlandıktan sonra onayladıkları yarışma yönetmeliği çerçevesinde tüm teknik düzenlemelerin tamamlandığını bildirirken, belirlenen kapasiteler çerçevesinde, 20 yıl boyunca bir kilovatsaat için en yüksek katkı payını teklif eden özel şirketlerin sisteme bağlantı hakkını elde edeceğini ifade etti. Türkiye'de rüzgar santralları kurulu gücünün son birkaç yılda 25 kat birden artarak 500 megavat düzeyini aştığına dikkati çeken Köktaş, 10-15 yıllık süre zarfında bu 500 megavatlık gücü de, 20 bin megavata çıkarmak gibi çok iddialı bir hedef taşıdıklarını vurguladı. Bu amaçla özel sektörün rüzgara milyarlarca dolarlık yatırım yapacağına işaret eden Köktaş, "son düzenlemelerimiz ile bu yatırımların yapılmasına yönelik sağlıklı bir sistemin altyapısını kurmuş olduk" diye konuştu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruşlarla birlikte bu yarışma sürecinin önümüzdeki birkaç ay içerisinde tamamlanmasının hedeflendiğini bildiren Köktaş, şunları kaydetti:

"Kurumumuza 1 Kasım 2007 tarihinde 78 bin 151 megavat kurulu gücünde 751 proje için lisans başvurusu yapılmıştı. İletim şirketi TEİAŞ'ın belirlediği trafo kapasitesi sınırlılığı içinde şirketler bu kurulu güçlerini 28 bin megavatlara kadar düşürerek revize ettiler. Halen 682 adet başvuru var. TEİAŞ'ın belirleyeceği trafo kapasitesi çerçevesinde bu rakam biraz daha düşebilir. Bu şirketler TEİAŞ tarafından yapılacak yarışmanın sonucunda sisteme bağlantı hakkını elde edecekler ve ardından Kurumumuzdan lisans alacaklar. Yani 600'ün üzerinde rüzgar yatırımcısı trafo kısıtları çerçevesinde en yüksek katkı payını vermek için yarışacak"
İHALE SÜRECİ NASIL OLACAK?

Önümüzdeki günlerde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek olan düzenleme çerçevesinde ihale süreci şöyle işleyecek:
TEİAŞ, EPDK tarafından kendisine bildirilen başvurular kapsamında talep edilen trafo merkezlerine bağlanabilecek rüzgar santrali kapasitesini, yüksek gerilim ve orta gerilim baraları bazında belirleyecek ve ilan edecek.
İlan edilen trafo kapasitesinin üzerinde kurulu gücü olan başvurulardan güçlerini düşürerek revize etmeleri istenecek. EİE'nin teknik değerlendirmesi ve EPDK değerlendirmesi sonucunda aynı bölge veya aynı trafo merkezi için birden fazla yapılan başvurular TEİAŞ'a gönderilecek.
Yarışmaya katılma hakkı elde edenler TEİAŞ tarafından internet sayfasında ve Resmi Gazetede ilan edilecek.
AÇIK ARTTIRMA YOK

Yarışmaya katılacaklar, yarışmaya esas kurulu güçlerinin her bir megavatı için 10 bin lira tutarında teminat mektubu sunacaklar. TEİAŞ'ın yapacağı yarışma, tek oturumda ve kapalı zarf esasına göre uygulanarak anormal fiyatların oluşması engellenecek. İlk adımda teklifler en yükseğinden en düşüğüne doğru sıralanacak. İkinci adımda çakışan (bir santral sahasının diğer bir santral sahasının tamamını kapsaması hali) projelerden hangisinin yarışmaya devam edeceği belirlenecek. Çakışan projelerden, en yüksek rüzgar elektrik santrali (RES) Katkı Payını teklif eden proje sıralamaya alınacak, çakışan diğerleri ise yarışma dışında kalacak. EPDK, 1 Kasım 2007 tarihinde rüzgar lisans başvurularını kabul etmiş ve Türkiye'nin ve dünyanın önemli şirketleri bu kapsamda 70 bin megavatın üzerinde rekor bir başvuruda bulunmuştu.

Monday, October 12, 2009

Agaoglu, Galata Wind i satin aldi

İSTANBUL - Ağaoğlu Enerji Grubu, 203 megavatlık 3 rüzgar santraline sahip Galata Wind Enerji'nin yüzde 100 hissesini satın aldı.

Ağaoğlu Şirketler Grubundan yapılan açıklamaya göre, 2015 yılına kadar kurulu güç bazında özel sektörün lider enerji üretim şirketlerinden biri olmayı hedefleyen Ağaoğlu Enerji Grubu portföyüne, Galata Wind Enerji Ltd. Şti'nin Bandırma ve Balıkesir'deki 3 yeni rüzgar santrali projesini daha ekledi.

Açıklamada, portföyüne yeni katılan projelerle beraber Ağaoğlu Enerji Grubunun 2015 yılı sonuna kadar elinde bulundurduğu kurulu gücün 1000 megavata ulaşmasının hedeflendiği belirtildi.

Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, farklı alanlarda yatırımlarını artırmaya devam ettiklerini, Ağaoğlu Enerji Grubu'nun portföyünü genişletmek için önlerine çıkan projelere sıcak baktıkları bildirdi. Ağaoğlu, şunları ifade etti:

"İtalya ve Hollanda ortaklı yabancı bir şirketten Galata Wind'in yüzde 100 hissesini satın aldık. Bir taraftan hisse alımını yaptığımız için gurur duyuyorum, diğer yandan yabancı yatırımcıyı ülkemizde tutmayı başaramadığımız için ülkem adına üzülüyorum.

Türkiye enerji konusunda yüzde 80-85 dışa bağımlı hale geldi, yılda yaklaşık 50 milyar doları enerji için dışarıya ödüyoruz. Biz bu nedenle Ağaoğlu olarak yenilenebilir enerjiye yatırım yapma kararı aldık. Buradan karşılanacak enerjinin üstüne çıkan kısım dışarıdan alınabilir. Karşımıza çıkan yatırım fırsatlarını krize rağmen değerlendirmeye devam edeceğiz."

"İlk elektrik faturamızı bu yıl keseceğiz"

Başta Mersin Mut'taki santral olmak üzere diğer projelerini de hızla sürdürdüklerini vurgulayan Ağaoğlu, "Kafamıza koyduğumuz işleri hemen tamamlamak istiyoruz. İlk elektrik faturamızı bu yıl keseceğimizi söyleyebilirim" dedi.

Ağaoğlu Enerji Grubu Başkanı Murat Onuk da, bu projelerin hayata geçirilmesinin 5 yılı bulacağını bildirdi.

Onuk, Ağaoğlu'nun gelecek tasarımı içinde önemli bir yer tutan enerjide farklı tipte üretim santrallerine yönelerek dengeli bir portföy oluşturmayı amaçladıklarını belirterek, Mersin'de inşaatına geçen sene başlanan ve 60 milyon dolarlık yatırım yapılan 34 megavatlık Mersin Rüzgar Santrali'nin ise 2009 aralık ayından itibaren üretime geçmesini planladıklarını kaydetti.

Ellerindeki enerji portföyüne değinen Onuk, Bandırma'daki 93 megavat gücündeki Şahres Rüzgar Santrali'nin inşaatına 2010'un ilk yarısında başlamayı hedeflediklerini ve toplam yatırımın 230 milyon dolar olacağını ifade etti.

Murat Onuk, Bursa, Bandırma, Çanakkale, Kocaeli ve Yalova'daki diğer rüzgar santralleri projelerinin ise lisans aşamasında, Bingöl'deki 60 megavat gücündeki hidroelektrik santrallerinin ise proje aşamasında olduğunu belirtti.

Kaynak: http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=63643&cDate=

Thursday, October 8, 2009

Turkiye nin enerji politikasinin 3 ana temeli

08.10.2009

TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Aksoy, enerji politikasının "enerji tasarrufu, nükleer enerji ve yenilenebilir enerji" olması gerektiğini belirtti

ANKARA - TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy, Türkiye'nin enerji politikasının "enerji tasarrufu, nükleer enerji ve yenilenebilir enerji" olmak üzere 3 temel üzerine oturması gerektiğini bildirdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) ve Global Enerji Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen "Uluslararası Enerji Kongresi 2009" Ankara Sheraton Otelinde başladı.

Ana başlığı yenilenebilir enerji kaynakları olan ve çok sayıda yerli ve yabancı özel sektör temsilcisinin katıldığı kongrenin açılış konuşmasını yapan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Aksoy, 2000'li yılların başında gündeme dahi gelmeyen yenilenebilir enerjinin bugün dünyada ve Türkiye'de en önemli konulardan biri haline geldiğini ve bu konuda çok önemli mesafeler alındığını söyledi.

Enerjide arz güvenliği açısından yenilenebilir enerji kaynaklarının tartışmasız önem arz ettiğini vurgulayan Aksoy, Türkiye'nin de arz güvenliğini çeşitlendirmek açısından, enerji politikalarına yenilenebilir enerji kaynaklarını koyduğunu kaydetti.

Türkiye'de enerji politikasını temel olarak "enerji tasarrufu, nükleer enerji ve yenilenebilir enerji" olmak üzere 3 politika üzerine oturtmak gerektiğini ifade eden Aksoy, lokal olarak ise Türkiye'yi bir enerji köprüsü haline getirmek, elektrik üretiminde ise doğal gazı, kömürü, hidroliği, yenilenebilir enerji kaynaklarını ve nükleeri eşit olarak kullanmak gerektiğini bildirdi.

Yenilenebilir Enerji Yasasının gelişen şartlara göre düzenlenmesi gerektiğini ve konuyla ilgili yasa teklifi üzerinde Enerji Komisyonu olarak geçen dönem önemli çalışmalar yaptıklarını anlatan Aksoy, "Sayın Taner Yıldız, Enerji Komisyonu üyesi iken bu yasa üzerinde çok çalıştı. Kendisine (bu yasa çıkarsa siz de tarihe geçersiniz) dedik ve bakanlığa öyle uğurladık" diye konuştu.

Rüzgar santrali yatırımları için yarışma

Rüzgar santralleri konusunda özel sektör tarafından merakla beklenen önemli bir düzenlemeyi tamamlamış bulunduklarını da açıklayan EPDK Başkanı Hasan Köktaş, aynı bölgede kurulmak üzere başvuran binlerce megavat kurulu gücündeki özel sektör rüzgar santral yatırımları arasında yapılacak 'yarışma'nın usul ve esaslarının EPDK tarafından onaylandığını ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde değişikliğe gidildiğini bildirdi.

TEİAŞ ile birlikte hazırlanan yarışma yönetmeliği kapsamında, belirlenen kapasiteler çerçevesinde, 20 yıl boyunca bir kWh için en yüksek katkı payını teklif eden özel şirketlere sisteme bağlantı hakkının verileceğini belirten Köktaş "Bu bedellerin yeni iletim hattı yatırımlarında kullanılacak olması da ülkemizin hızla artan enerji talebini karşılayan mevcut elektrik sistemimizin daha da güçlendirilmesini sağlayacaktır" dedi.


Reference: http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=63477&cDate=